HAK-PAR; Kürtlerle barış öncelikli politika haline getirilmelidir

Bu yıl 1 Eylül Dünya Barış Günü´nü, son bir yılda, öz yönetim adı altında başlatılan ve binlerce insanın yaşamını yitirdiği, pek çok ilçenin yerle bir edildiği, savaşın kentlere taşındığı barikat/hendek savaşlarının henüz yıkıntıları ortadayken, her gün bomba yüklü araçların sivillerin yoğun olduğu alanlarda patlatılarak şehir merkezlerinin harabeye çevrildiği koşullarda kutluyoruz.

Yine bu yıl 1 Eylül Dünya Barış Günü´nü Kürtlerin kendi topraklarında kendi kendilerini yönetmesini “ulusal tehdit” olarak algılayan Türkiye´nin, Suriye’nin Cerablus bölgesine tanklarıyla girmesi koşullarında kutluyoruz.

Ne yazık ki hem ülkemiz, hem Ortadoğu, hem de dünyanın diğer bölgeleri savaşların, çatışma ve terör eylemlerinin yıkıcı etkisinden kurtulmuş değil.

Silah sanayi tam kapasite çalışmayı sürdürüyor, savaş kıvılcımları her gün yeni bir yeri yakıyor.

Birinci ve ikinci dünya savaşları sadece dörder yıl sürdü.

Bölgemizdeki savaşlar, çatışma ve boğazlaşmalar ise neredeyse aralıksız olarak devam ediyor. Bölgeyi aralarında paylaşan emperyalist güçlerin yarattığı statüko sürekli olarak savaş üretiyor.

Ekonomileri aynı zamanda silah sanayisine dayanan süper güçlerin “barış” adına müdahil olduğu her gerilim, bölgenin daha çok silahlanmasına, çatışmaların daha çok derinleşmesine neden oldu. Ardında ise büyük acı ve yıkımlar, derin düşmanlıklar bıraktı.

Son yıllarda dünya gündemini meşgul eden Afganistan, Libya, Irak, Suriye ve benzeri pek çok ülkede durum ne yazık ki böyledir.

Bölgemizde sorunları çağdaş, demokratik yollarla, barış içinde çözemeye yanaşmayan, değişime direnen eski-gerici rejimler toplumlarını iç savaşa sürüklemekten çekinmediler, aynı zamanda dış müdahalelere de açık hale getirdiler.

HAK-PAR barışı, emperyalist çıkarları esas alanların, silah tekellerinin, savaştan ve kandan beslenen irili ufaklı sömürgeci devlet ve karanlık örgütlerin gerçekleştiremeyeceğini bilir.

Barış ancak savaşa, çatışmalara kaynaklık eden sorunların adil çözüme kavuşturulmasıyla mümkün olur. Ve ancak adalet, eşitlik ve özgürlük zeminine dayanırsa kalıcı olur.

Bu anlamda Türkiye’de ve Kürdistan’da kalıcı barış ancak Kürt halkına eşit haklar tanıyarak gerçekleşebilir. Biz bunun için, bir arada eşitlik ve barış içinde yaşamak için federasyonu öneriyoruz.

1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla bir kez daha çağrılarımızı yineliyoruz;

-Türk ordusu Batı Kürdistan’dan, Suriye bataklığından bir an önce çekilmelidir.

– Türkiye hem kendi içindeki Kürt sorununu adil ve demokratik bir tarzda çözmeye çabalamalı, hem de sınırları dışındaki Kürtleri ulusal güvenlik tehdidi olarak algılamaktan vazgeçmelidir.

– Kürt sorunu çözümlenmeden Ortadoğu’ya da barışın, huzurun gelmeyeceği görülerek Kürtlerle barış öncelikli politika haline getirilmelidir.

– Öte yandan PKK de Kürt halkına büyük zararlar veren, sadece yıkım ve acı üreten, hiç bir meşruiyeti olmayan silahlı mücadeleyi sonlandırmalı ve silahları tümden bırakmalıdır.

1 Eylül 2016

HAK-PAR BASIN BÜROSU