GÜNCEL

HAK-PAR Avrupa Koordinasyon Kurulu 02.11.2024 tarihinde Frankfurt’ta toplandı ve gündemindeki konuları görüştü.

HAK-PAR Avrupa Koordinasyon Kurulu;

Kürt meselesi PKK ye endekslenemez!

HAK-PAR Avrupa Koordinasyon Kurulu 02.11.2024 tarihinde Frankfurt’ta toplandı ve gündemindeki konuları görüştü.
HAK-PAR Genel başkanı Düzgün KAPLAN, Dış ilişkilerden sorumlu Genel başkan yardımcısı Cafer Sterk, Almanya dayanışma derneği başkanı Adnan Sütçü ve yöneticileri, HAK-PAR PM üyeleri Erdoğan Şenci, Zeki Çiçek, Necla Çamlıbel ve Mustafa Çelik’in de katıldığı toplantıya, Avrupa ülkelerinde yaşayan HAK-PAR çalışma gruplarının yöneticileri ve bu çalışma gruplarına üye olan delegeler de katıldı.
Çalışma gruplarının bilgilendirmelerinin ardından sundukları raporların değerlendirildiği toplantıda, Genel Başkan Düzgün Kaplan, Ortadoğu’da ve Türkiye’de meydana gelen son siyasal gelişmeler, HAK-PAR’ın mevcut durumu, öncelikli hedefleri, son siyasal gelişmeler karşısında izleyeceği stratejiler hakkında görüşlerini sundu ve bilgilendirmelerde bulundu.
Tüm katılımcıların da söz alarak düşüncelerini paylaştığı HAK-PAR Avrupa Koordinasyon Kurulu katılımcıları, başta KOMKAR, KOMCIVAN, RAVENDA KURDİSTANİ olmak üzere tüm Kürdistan Vakıf, Sivil Toplum Örgütlerinin, Kürt halkının özgürlüğü ve meşru haklarını elde etmek için yürüttükleri mücadeleyi desteklediklerini ve bundan sonra da dayanışma içinde olmayı sürdüreceklerini ifade ettiler.
HAK-PAR Genel merkezinin teşkilatlanma çalışmalarını takdirle karşıladıklarını ifade eden konuşmacılar önümüzdeki sürece yönelik önerilerini de sundular.
Tartışmaların ardından HAK-PAR Avrupa Koordinasyon Kurulu, aşağıdaki sonuç bildirisini kamuoyu ile paylaşmayı kararlaştırdı
Basına ve Kamuoyuna;
Tüm dünyayı kutuplaştıran Rusya Ukrayna arasındaki savaşın yarattığı gerilimler devam ederken, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın İsrail’e karşı başlattığı geniş çaplı saldırının ardından başlayan savaş Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’ı da kapsayacak şekilde genişlemiş, bölgede pek çok değişimi de tetikleyecek boyuta ulaşmıştır.
ABD başkanlık seçimlerinin ardından, hedefinde İran’ın olacağı beklenen yeni bir savaş dalgası, merkezinde Kürdistan’ın da olduğu tüm Ortadoğu’daki dengeleri değiştirme potansiyeli taşımaktadır.
Bu türden kapsamlı gerilimler önceden kestirilemeyecek sonuçlar üreteceğini gören Türkiye devleti, şimdiden ön almaya çalışmaktadır.
Son günlerde iktidar ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin, Öcalan’ı Meclis’e davet eden ve ‘Türkiye’ye getirilirken, “her türlü hizmete hazırım” diyen terörist başı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin.’ Sözleri ile başlayan süreç, bu ön alma çabasının dışavurumudur.
Devlet Bahçeli’nin çıkışını destekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Sevgili Kürt kardeşlerim, senden bu eli samimiyetle tutmanı bekliyoruz.” Çağrısı da bu sürecin bir yeni bir devlet politikası olduğuna işaret etmektedir.
Anlaşılan o ki Devlet, Öcalan’dan, PKK üstündeki gücünü kullanarak, PKK’nin ve Suriye’de Batı Kürdistan’da DSG adıyla faaliyet yürüten yapının tasfiyesi veya Türkiye’ye tabii olması için gerekli adımları atmasını istemektedir.
Oysa ‘Açılım süreci’nde de test edildiği gibi artık PKK farklı bir yapıya dönüşmüştür. Öcalan’ın etkisi sınırlıdır. ABD’nin onayı olmadan DSG’nin, İran’ın onayı olmadan Kandil’in tasfiyesi mümkün değildir.
Türk devleti, Kürt meselesini PKK ye endeksleyen anlayışından vaz geçmelidir.
Sorunlara kaynaklık eden Kürt meselesinin çözümüne yönelmelidir.
İç barış da, huzur ve kalkınma da buna bağlıdır.
Devlet, 100 yıldır sonuç vermeyen geleneksel inkâr ve imha ve asimilasyon politikasını terk ederek, Kürt meselesini, eşitlik temelinde, adil bir çözüme kavuşturmak için adımlar atmalıdır.
Yeni sivil anayasa tartışmalarının başladığı bu süreç iyi değerlendirilmeli, Türkiye’nin temel sorunları olan Kürt meselesi, Alevi sorunu, demokratikleşme ve çağdaş dünya ile bütünleşmeye gibi problemlerinin çözümüne imkân sunacak bir anlayışla hareket edilmelidir.
Bunun için; Türkiye devleti çok uluslu, çok kültürlü yapısına ters olan ve herkesi Türk sayan tekçi zihniyetten vaz geçilmeli, tüm etnik, dini ve kültürel yapıların haklarına saygılı olmayı ve çoğulculuğu esas almalıdır.
Türk ve Kürt ulusunun eşitliği esas alınarak, idari olarak federal tarzda yeniden yapılanmalıdır.
Kürtçe de Türkçenin yansıra resmi dil olmalı, Anadilde eğitim hakkı ilkokuldan üniversiteye kadar tanınmalıdır.
Öte yandan; yurt içinde mücadele eden arkadaşlarımızla tam bir dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha teyit eden HAK-PAR Avrupa Koordinasyon Kurulu; Kürt yurtseverlerinin Ortadoğu’da oluşacak ve ülkemizi de etkileyecek yeni koşullara hazırlıklı olmak, halkımızın çıkarlarını esasa alan politikaların üretilmesi ve hayata geçirilmesi için diyalog mekanizmalarını arttırmak ve kurumsal hale getirmek için seferber olmaya çağırır.

HAK-PAR Avrupa Koordinasyon Kurulu

Frankfurt

About Post Author