HAK-PAR İstanbul il örgütü,
‘Halepçe Soykırımını unutmayacağız!’
HAK-PAR İstanbul İl Örgütü 16 Mart 2024 tarihinde il binasında yaptığı bir etkinlikle 36.yıl dönümünde Halepçe soykırımında şehit düşenleri andı.
Etkinlikte açılış konuşmasını HAK-PAR İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Mustafa Aytaş yaptı.
Anma, Halepçe ve Kürdistan şehitleri için 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Mustafa Aytaç Konuşmasında şu görüşleri dile getirdi;
‘ 1.Dünya savaşının ardından, devlet olma hakkı gasp edilen, ülkeleri Kürdistan, sömürgeci bölge devletleri arasında paylaşılan Kürtler, her parçada sayısız katliama ve soy kırım girişimlerine, zorla asimilasyona, tehcir politikalarına maruz kaldı.
Ancak hiçbir zaman direnmekten ve meşru hakları için mücadele etmekten geri durmadılar, teslim alınamadılar.
Ağır sömürü ve talana da tabi tutulan Kürtlerin, 200 yıllık tarihinin her sayfası, acıyla, kanla, gözyaşıyla, aynı zamanda destansı direnişlerle de doludur.
Dildar(Yunus Rauf) un yazdığı Kürt milli marşı Ey Reqip’te dediği gibi
Kes nebê Kurd dimirin, Kurd jîn dibin.
Jîn dibin qet nakevê ala Kurdan.
(Kimse demesin Kürt ölüdür, Kürt diridir
Diridir hiç inmez Kürt bayrağı.)
Kürt tarihinin en acı sayfalarından biri olan Halepçe soykırımı Irak’ın egemenlik alanı olan Güney Kürdistan’ın Halepçe kentinde meydana geldi.
Bu olay 1980 de başlayan ve sekiz yıl süren Irak savaşında, savaş alanı olan Kürdistan’da yürütülen soykırım politikalarının sadece bir sayfasıdır.
Irak’ta BAAS diktatörü Saddam Hüseyin 1986 ve 87 yıllında adını Kur’an daki ‘savaş ganimeti’ anlamına gelen bir sureden aldığı ‘Enfal Harekâtı’nı başlattı.
Enfal Operasyonunda Güney Kürdistan’da sayısız kara harekâtları yapıldı, yerleşim yerleri havadan bombalandı, köyler ateşe verildi, idamlar, toplu zorunlu göçlerin ardı arkası kesilmedi.
Saddam rejimi Kürt halkını topyekün imha etmeyi hedeflediği bu harekâtta kimyasal silahları da kullanmaktan çekinmedi.
Enfal Harekatında 200 bin Kürt öldürüldü.
Saddam’ın emriyle bu soykırım harekatını yürüten ‘Kimyasal Ali’ olarak ün yapan Korgeneral Alî Hasan al-Majîd al-Tikritî’ ydi.
16 Mart 1988 tarihinde MİG-23 uçaklarına yüklenen Sinir ve Hardal gazı içeren kimyasal bombalar Halepçe kasabasına yağdırıldı.
Yaşlı, genç çocuk, bebek, kadın, erkek 7000 kişi kimyasal gazlarla oldukları yerde can verdi. Binlerce insan ağır yaralandı, hayvanlar telef oldu.
Halepçe katliamı Ortadoğu’da sivil Kürtlere yönelik gerçekleşen en büyük kimyasal saldırı olarak tarihe geçti.
Sömürgeci İran ve Irak rejimleri Kürdistanı savaş alanı olarak seçerek yerle bir etmiş, Halepçe’de olduğu gibi kimyasal katliamlar dâhil sayısız insanlık suçunu işlemekten geri durmamış, nihayet 19 Ağustos 1988’de ateşkes ilan ederek sınırlarına geri çekilmişlerdi.
Devletsiz olmanın ağır bedellerini ödeyen Kürtler yaralarını saramadan, Kürdistan’da kanlı operasyonlarını devam ettiren Saddam rejimi bu kez 2 Ağustos 1990 tarihinde Kuveyt’i işgal etti.
Enfal harekâtları sırasında, Halepçe’ye kimyasal bombalar yağarken üç maymunu oynayan uygar dünya, söz konusu Kuveyt’in işgali olunca harekete geçti, ABD ve 34 ülke Irak’a karşı savaş açtı.
17 Ocak 1991 de başlayan savaş Irak’ın yenilgisiyle sonuçlandı.
Saddam 5 Mart 1991 de yeniden ayaklanan Kürdistan’a karşı, 27 Mart 1991 tarihinde bir kez daha kanlı operasyonlara girişti. Çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden sivilleri katlederek ilerleyen Saddam rejiminin, yeniden Enfal harekâtı gibi toplu katliamlara girişeceğinden korkan Kürtler kaçarak sınırlara yığıldılar. Doğu ve Kuzey Kürdistan’daki kardeşlerine sığındılar.
Bu kitlesel göçün yarattığı dramatik sahneler en az Halepçe katliamı kadar Kürtlerin kolektif bilincinde derin izler bıraktı.
Sömürgeci faşist Saddam’ın oyunları da zulmü de bitmedi.
Gün geldi Saddam ve rejimi kendisini yaratanlarla da ters düştü.
Nihayet ABD liderliğindeki Koalisyon güçleri Irak’ı işgal etti.
Kürdistan’da oluk oluk kan dökmekte mahir Irak ordusu kısa sürede yenilerek teslim oldu.
Kaçan, saklanan Saddam ve eli kanlı katil sürüsü bir süre sonra yakalanıp yargılandılar.
Kimyasal Ali de Saddam da işledikleri insanlık suçlarının bedelini idam edilerek ödediler.
Başta yeni Irak yönetimi olmak üzere pekçok ülke ve uluslar arası kuruluş Halepçe katliamını ‘SOYKIRIM’ olarak tanıdı.
Güney Kürdistan da Federal Bölge Yönetimi kuruldu. Ala rengin her tarafta özgürce dalgalanıyor.
Kürtler kendi kendilerini yönetiyor. Peşmerge güçleri gün be gün güçleniyor.
Sömürgecilerin yarattıkları tahribatları onarmaya, sömürgecinin zihinlerde kurduğu karakolları yıkmaya, Kürdistanı kalkındırmaya çalışıyorlar.
Epey yol alınsa da Arap toplumuna nüfus etmiş şovenizmle, Kürt düşmanlığıyla mücadele etmek, Kürt toplumunda eskinin izlerini, alışkanlıklarını silmek zaman alacak.
Her şeye rağmen daha umutlu ve daha güçlüyüz.
16 Mart Halepçe soykırımının yıl dönümünde sömürgeci barbarları lanetliyor,
Halepçe’de yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz.
Halepçe Soykırımını unutmayacağız!’
Halepçe Soykırımı anma etkinliğinde;
HAK-PAR’ın Edirne Belediye başkan adayı Sabri Serin, Bursa Büyükşehir Belediye başkan adayı İlhan Çetin, Zonguldak Belediye başkan adayı Abdulbari Tunç, Düzce Belediye başkan adayı Ahmet Engin, Tevgera Avakirina Demokratî Kurdıstanî-Surî temsilcisi Mustafa Abdo, ENKS İstanbul temsilcileri, Kürt yurtseverlerinden Mahmut Bilen, Mahmut Çamlıbel, ibilrahim Atilla ve partililer de hazır bulundular.
Kürtçe ve Türkçe okunan anma bildirisinden sonra, katılım gösteren konuklarda söz alarak güne dair konuşmalar yaptılar.
16.03.2024




Post expires at 9:57pm on Pazar Mart 16th, 2025