DEPREM KADER DEĞİLDİR
Latif Epözdemir
Kürdistan bir güçlü fay hatlarının bulunduğu deprem kuşağında bir coğrafyada yer alıyor. Coğrafyanın zengin yer altı kaynaklarına sahip olması ( Petrol, Kömür, Altın, Demir, Krom gibi) Depremleri tetikliyor.
Bugüne dek çeşitli uygarlıkların hüküm sürmüş olduğu bu coğrafyada yer kabuğu yorgun düştü. Evsel atıklardan tutun da kimyasal atıklara kadar coğrafyada ciddi enerji birikimlerine neden oldu. Bu nedenlerle bu coğrafya kırılgan bir hale gelmiş bulunmaktadır.
Kürdistan deprem fayları olarak sunabileceğimiz iki faydan birincisi; kuzeybatı Kürdistan fay hattı. Kuzeybatı Kürdistan fay hattıdır. Bu fay hattı yakın geçmişte Erzincan, Varto, Çaldıran, Van, Elazığ, Malatya depremlerini yaşandı. Bu fay hattı Adıyaman’dan başlayıp Afrine dek uzanmaktadır. Antep Kilis, Gürün ve Halep çevresine kadar değişik kollarla yayılmakta ve tehlike arz etmektedir.
Kuzeybatı Kürdistan Deprem fay hattının kolları Osmaniye, Adana ve Hatay gibi bölgelere de uzanmakta ve son deprem oralarda da ciddi hasarlara neden oldu. Son 6 Şubat 2023 depremleri bir afetten çok bir facia olarak bölgeyi sarstı. Kuzeybatı Kürdistan fay hattında meydana gelen son deprem son yüz yılın en büyük faciası olarak tarihe geçti. Bu Depremler Türk bilim adamları tarafından doğu Anadolu Fayı diye adlandırılmaktadır. Bu deprem 110 kilometrekarelik bir yüzölçümü kapsadı. Bu yüz ölçümde 17 milyon insan yaşamaktadır ve bu insanların 14 milyona yakını bu depremden zarar gördü. Bu depremin boyu 350 kilometre ve eni de 75 kilometre olarak gözlendi. Bu depremin en dikkat çeken yanı depremin şiddeti oldu. Merkez üssü Maraş Pazarcık ve Elbistan olan son deprem, yer kabuğunun 7 kilometre altında başladı ve şiddeti 11 olarak ölçüldü.
Dünyadaki sismik araştırmalardan elde edilen verilere bakılırsa en şiddetli depremlerin katsayısı 12’dir. Buradan bakıldığında son deprem çok şiddetli bir depremdir ve etkisi 130 adet atom bombası kadar olmuştur. Japonya’da 9 büyüklüğünde olan depremlerin şiddeti ancak 11-12 ye denk gelmektedir. Görülen o ki Maraş’taki 7.7’lik depremin şiddeti Japonya’da 9 büyüklüğündeki depremle aynı oranda gerçekleşmiştir.
Kuzeybatı Kürdistan depremi yerin 3- ile 7 metre kaymasına sebep olmuştur. Son deprem 1999 Marmara depreminden ivme olarak bir buçuk kat daha yüksek bir ivmeye sahipti. Bilindiği gibi depremler oluşurken birkaç enerji birden üretirler. Bunların en önemli olanları Isı Enerjisi ( Sıcaklık) ve Hareket Enerjisidir.(İvme) Bu enerjiler yer kabuğunun yarılması konusunda büyük etkimeler yapmaktadır.
Kürdistanı tehdit eden diğer fay hattı ise; güneydoğu Kürdistan fay hattı. Kürdistan deprem Fay hattının diğer bir kolu ise Güneydoğu Kürdistan fay hattıdır.-Kürdistan Depreminin Güney Doğu fayı son olarak 12 Kasım 2017 yılında, 7.3 büyüklüğünde bir depremle kırıldı. Bu depremin şiddeti 100 Atom bombasının şiddetine yakın olarak hesap edildi. Bu deprem Zagros dağlarının on kilometre derininde başlamıştı. . Deprem, özellikle Kermanşan, Kesra Şirin ve Serekol ile bu bölgelerin kırsal alanlarında etkili oldu. Kermanşan ve dolayında yüz binden fazla yerleşim yeri kullanılamaz hale geldi. Kermanşandaki yıkılan binaların çoğu Ahmedi Necat döneminde “dar gelirli” yurttaşlar için inşa edilmiş yeni binalardı.
Güney Doğu Kürdistan deprem fay hattının bir kolu eş zamanlı olarak Güney Kürdistanda da önemli bir hasara neden oldu. Özellikle Derbendixan bölgesi ile Halepçe’nin etrafındaki köyler ile Süleymaniye çevresinde hasarlar meydana geldi. Depremde Derbendixan barajının yıkıldı. Deprem Erbil dolaylarında Korê’de de etkili oldu. Süleymaniye kent merkezinde dayanıksız köprü ve geçitler hasar gördü, yerlerde derin oyuklar meydana geldi.
Depremlerde sorumluluk kimde diye soracak olursak, bana göre, İl imar bürosu, il genel meclisi,-il idare kurulu ya da koordinasyon kurulu,-vali,-belediye başkanı,-Kent konseyi ve planlama müdürlükleri depremin bir felakete dönüşmesinin esas sorumluları işte bu kurum kuruluş ve buralarda görevli kişilerdedir.
1
Deprem algısında da tekçi mantık mevcut: Şöyle ki; Her bölge aynı deprem yönetmeliği ile imara açılıyor. -Farklı zemin, aynı yönetmelik. Farklı bölgeler, aynı yönetmelik. Farklı yapılaşmalar var
Bu depremde can kaybı ilan edilenden çok daha fazladır. Deprem uyku saatlerinde başladı. Her kes uykudaydı. Birçok ilçe yaşanamaz hale geldi
61 bin bina yıkıldı. Buna işyerleri ve sanayi sitelerindeki dükkânlar da dâhil edildiğinde resmi rakamlara göre 212 bin bina yıkılmış.-Her bina 4 kat olsa 244 kat eder.-Her katta 3 daire olsa 732 daire yani bağımsız bölüm yok olmuş. -Her dairede 4 kişi yaşıyor idiyse 2 milyon 9 yüz 28 bin kişi deprem enkazına maruz kaldı. Bu kişilerin %4 ü yaşamını kaybetmiş olsa, bu 117 bin kişi eder ki ölü ve ağır yaralı sayısı en az % 10 olarak tahmin edilmektedir. Yani depremde en az 300 bin ölü ve ağır yaralı var.
Resmi açıklama 264 bin ev olarak açıklandı. Bu durumda ölü sayısı 150 binden fazladır. Âmâ açıklanan rakam 45 bin dolayındadır.
Deprem bölgesinin demografik yapısı değişti. İstanbul, Mersin ve Antalya’ya göç başladı. Batı Kürdistanda da 10 bine yakın can kaybı var orada da büyük yıkımlar söz konusu.
Çocukların durumu çok vahim. Bu depremde 1460 çocuk enkaz altında kaldı.626 çocuk ailelerine ya da yakınlarına teslim edildi.267 çocuk kimsesiz ve kimliksiz kaldı. Tüm ailesi yok olmuş çocukların Koruyucu ailelere verileceğinden söz edildi. (Dersimin etek altı kızları hikâyesi)
Bu deprem ile birlikte ekonomi ciddi yara aldı. 350 bin esnaf işsiz, istihdamsız, ham maddesiz ve yersiz kaldı. Hayvancılık ağır darbe aldı.- Kiralar ödenemeyecek, üretim olamayacak ticaret duracak. İskenderun limanı yandı. Demir Çelik durma noktasında. İşçiler çalışamaz durumda.240 milyon dekar tarım arazisinden 35 milyon dekarlık kısmı zarar gördü.
Deprem bölgesinin ekonomideki payı %14.Narenciye ve pamuk üretiminin %20 si Hatay ovasından temin ediliyordu. Bölgede 350 bin esnaf, 461 bin Memur,269 bin çiftçi bulunuyordu. Şimdi hayat durmuş durumda.
Bütçe %60 büyüme gösteriyor ama kaynak girdileri ve gelirlerde %265 oranında bir düşüş var.Dış ticaret açığı 14 milyar dolara ulaştı. Kiralar %180 arttı, ev fiyatları %200 ü geçti.2022 yılında emekçilerin toplam geliri 26 milyar lira azaldı. Aynı yılda sermayenin toplam geliri 33 milyar çoğaldı.2022 yılında otoyollara ve şehir hastanelerine 430 milyar geri ödeme yapıldı.
Şimdi de deprem için Toplanan yardımlar ve STK inisiyatiflerinin çabalarına bir göz atalım: Deprem enkazının imarı BM tahminlerine göre 34 milyar dolardır.28 dünya ülkesinden gıda barınma parasal yardım ve insani yardım geldi. Deprem bölgesinde maddi yaşamın yeniden inşasının maliyeti 100 milyar doların üstünde. Gölcük depreminin hasarı o zaman 17 milyar dolar olarak tespit edilmişti ama bu maliyet 10 yıl içinde 100 milyar dolarlık bir maliyet oluştu.
Dünya bankası ilk etapta 1.9 milyar dolar gönderdi. 8.5 milyar dolar daha taahhüt etti.-Yardımların merkezi haber verirliliği sağlanamadı. Yardımlar kamuoyu ile paylaşılmadı.
Kızılay/Hilali Ahmar cemiyeti; 155 yıllık kurum. Kuruluş amacı “her yerde ve her şartta ayırım göstermeksizin felaket esnasında karşılıksız olarak yardım etmek zorundadır.” Ama Halkın yardım paraları ile elde edilen malzemeleri satmak ahlaki değildir. Kızılay yardım yapacağına elindeki malzemeleri fahiş fiyatlarla AHBAP derneğine, Eczacılar derneğine sattı. Vatandaş aş ve çadır derdinde iken Kızılay ticaret derdine düştü.
Toplanan ve dışardan gelen yardım paraları konusunda kamuoyu bilgilendirilmedi. Yan ısıra Deprem sigorta gelirleri 28 milyar dolar, ama ortada yok. Yollara harcandığı söyleniyor. Bu gelirle depreme dayanıklı 300 bin ev yapılabilirdi.
Barzani vakfının yardımları dikkat çekti. Özgürlük Yolu ve Kürt-Kav yardımları çok anlamlıydı.(kimileri bu işbirliğinden rahatsız oldu)
2
Dron yapılacağına arama ve tespit cihazlar yapılamadı. Petrol arama gemilerindeki sismik araçlar enkaz altında görüntüleme ve tespit işinde kullanılabilirdi.
Depremin ilk günlerinde, Yüzbinlerce Üniversite öğrencisinin eğitimine ara verildi diye evine gönderildi. Ailelerin çocukları için yaptığı harcamalar boşa gitti. Keza Olağanüstü hal ilanı son derece yanlış oldu. Sosyal medya erişimleri engellenmemeli, cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirenler azarlanmamalıydı.
Futbol seyircilerinin “hükümet istifa” eylemleri karşısında İçişler bakanı Soylunun tehditleri son derece kaba bir davranış oldu. Erdoğan üç gün sonra ulaşabildiği Adıyaman’dan helallik istedi. Ardından da 310 bin konutu bir yılda yapacağını söylüyor.
Sivil toplum kuruluşları güvenlik güçlerince engellendi.( Pazarcık ta HDP ve Hatay’da bazı sol ve feminist guruplar, Kızılay’ı protesto eden TİP taraftarları polis tarafından tartaklandı.)
Deprem felaketinin sonucunda on binlerce ölü var. Ortada sorumlu yok, dahası istifa eden de yok. Besbelli ki, sistem çürümüş. Tüm kurumlar çürümüş, çoğu dökülüyor. Her kes Reisin ağzından çıkacak söze bakıyor. O konuşmadan kimse konuşmuyor emir vermeden kimse kımıldamıyor.
Natonun en büyük ordusu olarak bilinen TSK alana inmedi. Oysa ki, 4.Ordu Malatya’da, 8.Kolordu İskenderun’da konuşlandırılmış.. Bölgede en az 250 bin asker var. İlk üç gün alanda yoklardı. Arama- kurtarma çalışmalarında önemli becerileri olan madenciler zamanında bölgeye intikal ettirilmedi.
Deprem sonucunda hukuki durumun iyi anlaşılması gerekir. Deprem felaketine mal olan binaların yıkılması bilinçli ve ağır taksir suçudur. Bilinçli taksirdir, bilinçli olarak maddi ve manevi hasara sebebiyet vermek ağır suçtur. Olası kasıt vardır. Olursa oldu “takdiri ilahi” olmadıysa ey vallah diyerek olay geçiştirilmiştir. Sorumlular gereğini yapmamıştır.
Barolar Depremzedeler için bir hukuki hak arama kılavuzu hazırladı. Bence İmar affına evet diyen herkes suçludur ve yargılanmalıdır.
Öte yandan, felaketler üzerinden gelişen kapitalizm yüzyılın yeni gerçeği. Felaket kapitalizmi cesetler üzerine inşa edilen kapitalizmdir. Pandemi, Deprem, Savaş gibi felaketlerde her zaman sermaye palazlanır. Savaş nedeni ile Rusya’ya konulan ambargoları delen Türkiye, Ermenistan Özbekistan gibi ülkelerle birlikte Ukrayna savaşına rağmen Rusya ekonomisi de canlandı. ABD Pandemide en çok ölü veren ülke olmasına rağmen o dönemde ekonomisi %5 büyüme gösterdi.Depremden sonra İnşaata dayalı Türkiye ekonomisi de, daha şimdiden %2 büyüme işareti veriyor
Deprem ve Pandemi dönemlerinde internet üzerinden ticaret yapan dev firmalar oluştu ve kısa sürede büyüdü. Pandemi döneminde Amazon, Trendyol, Çiçek Sepeti, Getir, Hepsi Burada ve buna benzer internet ticaret şirketleri kısa sürede olağanüstü büyüdüler, müthiş karlar elde ettiler.
Gelinen noktada artık enkazlar toplanıyor. Ne yazık ki ciddi bir ayıklama yapılmıyor. Ciddi can ve mal tespit çalışmaları yok. Her şey enkaza karışmış durumda. Bu nedenledir ki Deprem enkazı ciddi tehlike oluşturmaktadır. Bu depremdeki enkazın 300 milyon tona yakın olduğu tahmin ediliyor. Bu Enkalarda insan cesetlerinden ev eşyalarından ilaç ve kimyasal ürünlere kadar tonlarca tehlike oluşturacak madde var ve bu ayıklanmadan bu halde dökülüyor
Enkaz tozları çok tehlikeli. Keza Enkazın döküleceği alanın doğru seçilmesi lazım. İken bu yapılmıyor. Normalde enkazın döküleceği alanın altı su geçirmez Mebran ile kaplanmalı ve sonra dökülmelidir. Enkazlar ıslandığında toprak ve yeraltı suyu ya da göl deniz ve ırmaklara enkaz yığınlarından sızıntı olmaması gerekir, dökülmemesi gerekir.
Adıyaman’da Kürd devlet başkanına yoğun ilgi gösterildi. Güney Kürdistan Erdoğan’ın dost ve yandaş olarak gördüğü Azerbaycan ve Rusya ile İran’dan daha büyük destek sundu. Düşman bellenen Yunanistan ve Ermenistan’dan önemli yardımlar yapıldı.
Sözün kısası, deprem ne takdiri ilahi, ne de kaderdir.