Konya Katliamı Davasının Bugünkü Duruşmasında Savunma Avukatları Salonu Terketti !
Tarihe Konya katliamı olarak geçen ırkçı saldırıda Kürd bir aile önce taşlı ve sopalı saldırıya maruz kaldı, bir kaç ay sonra da toplu katliama varan ırkçı saldırı gerçekleşmişti. 2.Saldırıda 8 kişilik Dedeoğulları ailesinden 7 kişi hayatını kaybetmişti. Kurtulan bir kişi ise yurt dışında olduğundan dolayı hayatta kaldı. Partimiz HAK-PAR bu davanın başından beri takipçisidir. Her duruşmaya partimiz adına PM üyemiz Osman Sarıtaş duruşmalara katılmakta ve ailenin yakınları ile dayanaışma göstermekte ve gelişmeleri izlemektedir.
Olay ve Dava;
1. Saldırı : Dedeoğulları ailesine yapılan bu ilk saldırı 12 Mayıs 2021 de taşlı, sopalı olarak faşist ve ırkçı bir güruh toplanmak suretiyle Dedeoğulları ailesinin evini basarak aile bireylerinden 4’ü kadın olmak üzere 7 kişiyi ağır şekilde darp etmişlerdi. Aileden yoğun bakıma düşenler olmuştu. Saldırı esnasında tehditler savunan güruh “Biz Ülkücüyüz, Sizi Burdan Süreceğiz” sloganları atmışlardı. Olay sonrası saldırıgan gruptan 7 kişi tutuklanmıştı. Daha sonra bu gruptan 5 kişi serbest bırakılmıştı.
Mağdur olan Dedeoğulları ailesi yaşam tehlikesine karşı yetkili mercilerden koruma talebinde bulunmasına rağmen aileye koruma tahsis edilmemişti. Bu davanın 4.duruşması bu gün 28 Ekim 2022 tarihinde Konya adliyesi konferans salonunda 8.Ağır ceza mahkemesi tarafından görüldü. Duruşmaya saldırganlardan tutuklu olanlar (2 Kişi) SEGBİS sistemi ile katılırken tutuksuz olanlar katılmadılar.
Mahkeme bu gün bu davaya ilişkin kararını verdi. Buna göre tutuklu olan iki kişi tahliye edildi. Böylece davada tutuklu kimse kalmadı. Verilen cezalar hafif olduğundan dolayı hapis cezasına çarptırılan olmadı.
2.Saldırı : 30 Temmuz 20021 de gerçekleşti. Bu saldırı organize, planlı ve imhaya yönelik bir saldırı olarak gerçekleşti. Katil saldırıyı yapan Türk ailenin yakınıydı. Gözünü kırpmadan Dedeoğulları ailesinin evini basıp savunmasız durumda olan tüm aile bireylerini kadın, genç ve yaşlı demeden evin bahçesinde silahla katletti ve yetinmedi evi ateşe verdi. Bu saldırı faşist veya ırkçılığın da ötesinde soykırıma varan bir vahşettir. Bu vahşete ilişkin dava Konya 4.Ağır ceza mahkemesi tarafından yürütülmekte ve davada bir tek tutuklu dışında kimse yok. Dün 27. Ekim 2022 tarihinde bu davanın 4.duruşması görüldü. Dava 17.11.2022 tarihinde görülecek bir sonraki duruşmaya ertelendi. Katil duruşmaya cezaevinden SEGBİS sistemi ile katıldı.
Dün ve bugün görülen duruşmalarda neler oldu ve izlenimlerim;
1.Saldırının Dava Duruşması (Yaralama Davası) bu gün (28 Ekim 2022 Cuma) görüldü ve karara bağlandı. Duruşma Konya Adliyesi Konferans Salonunda sabah saat 09:00 da başladı. 4.Ağır ceza mahkemesinin yürtümekte olduğu davanın savunma avukatları, Baro temsilcileri, İHD temsilcisi, Mağdur aile yakınları ve Siyasi parti temsilcileri hazır bulundular. Duruşmaya iki siyasi partiyi temsilen HDP adına Ömer Faruk Gergerlioğlu, HAK-PAR adına Osman Sarıtaş katıldılar. Ayrıca iki baro temsilcileri (Diyarbakır ve Urfa Baroları) savunmada yer aldılar.
Savunmanın söz almasıyla başlayan duruşmada ilk olarak müdafi avukatlarından Atilla Kart söz aldı. Kart savunmasında mahkeme heyetine bu saldırının adi bir olay olmağını, aksine ırkçı saiklerle yapıldığını ve mahkemenin buna göre yargılama yapması gerektiğini dile gertirdi. Daha sonra sırayla söz alan savunma avukatları 2. Saldırının geliyorum diye bağırdığını, Yetkililerin bu konuda önlem almadığını, koruma talebimizin yerine getirilmediğini dile getirdiler. Ayrıca mahkemenin bu saldırıyı T.C.K 76 ve 77. maddesinde yer alan nefret suçları kapsamında değerlendirmesi gerektiğini talep ettiler. Diğer bir önemli talep ise bu iki davanın birleştirilmesiydi. Çünkü olay ve tarflar aynı. Bu talepler mahkeme heyeti tarafından ret edildi. Bunun üzerinde savunma avukatları reddi hakim talebinde bulundular. Bu da kabul edilmeyince Savunma ve aile yakınları mahkeme heyetini protesto ederek salonunu terk ettiler ve mahkeme heyeti taraflar olmadan duruşmaya devam edip kararını verdi.
2.Saldırının Dava Duruşması (Katledilme) Dün sabah saat 9:00 da yine Konya Adliye Sarayının Konferans salonunda başladı ve öğleye kadar devam etti. Duruşma 17.11.2022 tarihine ertelendi. Savunma tarafı söz alarak “Ülkede bu ve buna benzer olayların ortaya çıkması için gerekli iklim maalesef siyaset kurumu tarafından oluştturulmakta. Bu vahşetin bir nefret suçu nitelinde olduğuna ilişkin bir çok bilgi, belge ve delil olmasına rağmen bu kapsamda değerlendirilmemesi yargılama usülüne ve maddi gerçeğe aykırıdır. Bu olayda kamu görevlilerinin bu işin içinde olduğuna ilişkin bulgular var bu mahkeme heyeti tafrafından araştırılmalı. Katil aileyi Kürd oldukları için terorsit olarak tanımlamakta. Katilin eşi olaydan bir gün sonra olayı açıklıyor zaten. Bu vahşetin planlı olduğu katilin davranışlarından da anlaşılmakta. Katil işsiz güçsüz, doğru düzgün bir geliri yok. Ancak hesabına bir anda bol para geliyor ve 2 ay boyunca şehir şehir gezip lüx otellerde konaklamalar yaparak eğleniyor. Daha sonra söz alan diğer avukatlar bu mahkemenin tam bir tiyatro olduğunu ve gerçek açık şeffaf bir yargılamanın yapılmadığını, Katilin 112 hattı ile yapmış olduğu 40 dakikalık telefon konuşmasının çözümünün 15 ay sonra yani dün dosyaya ulaştığını ve o çözümlemeninde eksik olduğunu bazı konuşmaların “Anlaşılmayan Ses” olarak geçtiğini belirtti. Bunlar kabul edilemez diyen savunma mahkeme heyetinden katilin 112 ile yapmış olduğu görüşmenin ham halinin bilirkişiye gönderilmesini talep etti.
Sonuç ;
Mahkeme heyeti ve savcılık hep birlikte bu fiilin niteliğini ve kapsamını maddi gerçeğe göre değil siyasi iktidarın tutumuna göre değerlendirmekte ve buna göre pozisyon alamaktadır. Olayın gerçekleştiği andan itibaren dönemin adalet bakanı, içişleri bakanı ve diğer yetkililerin olayın niteliğinin ırkçı olmadığını komşu husumeti olduğunu ta o zaman söylemişlerdi. Mahkeme de bu çizgide bir yargılama yaparak tüm esas, usül ve yasaları yok sayarak maddi gerçeğin üstünü örtmektedir. Bu saldırı ırkçı bir nitelikte olup Kürdlere karşı işlenmiş bir soykırımdır. Bu maddi gerçek, olayın biçimi, usulü ve delilleri bunu tüm çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Mahkemelerin veya siyasi iktidarın bunu gizleme çabası Kürd halkının yargısını değiştirmeyecektir. Öte yandan Konya gibi büyük bir şehirde şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş böyle bir katliamın davasına şehrin hiç bir kurum temsilcisi, basını, medyası, barosu veya STK ları katılmamış ve bu ırkçı saldırı karşısında herhangi bir tavır almamışlardır. Bir tepki bile dile getirmemişlerdir. Bu da 100 yıllık Kürdlere karşı uygulanan temel devlet politikası olan ret, inkar ve imha siyasetinin bir sonucu olarak tahayyül etmektedir.
28.10.2022 Cuma
Osman Sarıtaş
HAK-PAR PM ÜYESİ (KONYA)