Militarist politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir.
İstanbul İstiklal Caddesi’n de gerçekeleştirilen bombalı terör eylemini gerekçe yapan Türkiye, birkez daha sınırları dışında kapsamlı bir operasyona girişti.
Türk Ordusu Güney Kürdistan da ve Suriye’nin Kuzeyinde Batı Kürdistan’daki PKK/PYD ye ait olduğunu iddia ettiği 89 hedefe, ‘Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa hakları doğrultusunda’ hava saldırıları düzenlendiğini duyurdu.
Zaten, uzun süre sözkonusu bölgelere bir kara harakatı yapmayı planlayan, bu amaçla ABD, Rusya, Irak ve diğer muhatap ülkeler nezdinde yoğun diploması sürdüren Türkiye’nin her terör saldırısını gerekçe yapacağı, hata bir kara harekatı için uygun koşulları bizzat yaratacağı yönünde güçlü beklentiler vardı. Esasen bu yıllardır sıkça tekrarlanan tehlikeli bir senaryodur.
İktidar sınırları dışında dahi olsa Kürtlerin bir statü sahibi olmasını ‘bekaa’meselesi olarak algılanmakta, ülke kaynaklarını pervasızca savaşa ve savaş mekanizmalarına aktarmayı sürdürmektedir.
Bu politika sadece ırkçılığı, şovenizmi, otoriterizmi beslemekten, demokratikleşmeyi, çağdaş dünya ile bütünleşmeyi engelemekten, işsizliği, yoksulluğu büyütmekten başka sonuç üretmediği görülmelidir.
Güney Kürdistan Federe Bölgesi başta olmak üzere komşularının hukukunu çiğneyen, terörü ve PKK yi gerekçe yapan iktidarın izlediği bu savaş politikası Türkiye’yi aynı zamanda bölge devletleriyle ve büyük emperyalist ülkelerle de karşı karşıya getirecek, sonuçları kestirilmeyen ağır bir fatura ile karşı karşıya bırakacaktır.
İktidar hem içeride, hem sınırları dışında ki sorunları daha da ağırlaştıran bu militarist politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir.
20.11.2022
Hak ve Özgürlükler Partisi
HAK-PAR Basın Bürosu