Ömer ÖZMEN
Erdoğan Amerika dönüşü, Kürd sorununun yarattığı diplomatik tıkanıklığın öfkesiyle, “Kürt sorunu yoktur, biz bu sorunu çözdük” diyor.
Oysa Kürd katliamına dönüşen kontrollü savaşın, derin merkezlerden tezgahlandığı gerçeği, her geçen gün su yüzüne çıkıyor.
Kürd kitleler bunu görüyor. Faturası da kat be kat artıyor.
O halde Erdoğan neyi çözmüş?
Kürd çocuklarına, uluslarararası hukukun öngördüğü anadilde eğitim hakkı mı sağlamış?
Kürd kimliğini, anayasal güvenceye mi kavuşturmuş ?
Roboski benzeri katliamların faillerini mi yargıya taşımış?
Yoksa Erdoğan;
Seçimde Öcalan’dan mektup almayı, kardeş Osmanı TRT’ye çıkarmayı, veyahut, MİT’in kurduğu HDP’yi derin solcuların denetimine vermeyi çözüm mü sanıyor ?
Zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip olan Türkiye’de, yaşanan derin iktisadi ve sosyal krizin, devletteki mafyalaşmanın,
uluslararası düzeyde girilen diplomatik tıkanıklığın, Kürd sorunundan kaynaklandığı gerçeğini görmüyor veya görmek istemiyor.
Kürd sorunu; sadece içeride değil, Amerika ile olan iliskilerde görüldüğü gibi devletlerarası ilişkilerde de verilen tavizler sonucu, ciddi krizlere sebep oluyor, çözüm bekleyen bir Türkiye sorunu haline de geliyor.
Uluslararası hukuk, demokrasi rasyonalleri,
dünyada çok milliyetli demokratik devlet modelleri, ne Erdoğan’ın ne muhalefetin ne de kullanılan taşeronların umrundadır.
Ödenecek faturanın farkında değiller.
Allah akıl versin!
***Konuk Yazarlar bölümünde ifade edilen görüşler hakpar.org.tr’nin politikalarından bağımsız, yazarın kendisini bağlamaktadır***