Aziz YAĞAN
Gerçeklikten kopanlar; kanıtlamaktan, kanıt istemekten uzaklaşanlar; yalanla doğruyu ayıklayamayanlar; kötülüğü iyilikten ayırt edemeyenler zamanla sınırsız kötü, acımasız, vicdansız birer kişiye dönüşür.
PKK on yıllardır öne sürdüğü ‘Türkiye’nin kendilerine karşı kimyasal silah kullandığı’ iddiasını ispatlayabildi mi, ispatlama çabası sergiledi mi? Halepçe’de Bağdat’ın ne yaptığını, yaptığının neye yol açtığını biliyoruz çünkü kanıtlandı. Sadece biz değil tüm dünya Bağdat’ın bu suçundan emin çünkü kanıtlandı ve bunun sonuçları Bağdat’ın elini kolunu bağladı.
Eğer PKK’nin, Apocuların iddiaları doğru idiyse, kimyasal silah kullanıldığını ispatlamak için zamanı da, olanağı, desteği de olan PKK, bu iddiasını kanıtlamayı bir kez bile neden denemedi? Eğer Ankara kimyasal silah kullandıysa, kullanıyorsa bunu ispatlamamak da bir tercih olmalıdır. İspatlanamayan yok hükmündedir.
Bu nedenle, Kürd toplumu PKK’nin ve PKK’nin savunucularının ‘Ankara’nın kimyasal silah kullandığı’ iddiasını kanıtlamasını istemelidir.
Kimyasal silah kullanıldığına dair benzeri açıklamalar günümüzde de yapılıyor. Eğer Ankara ya da Bağdat kimyasal silah kullanıyorsa, bunu öne sürenler iddialarını kanıtlanmak zorundadır. Bu kanıtı Kürd toplumu ısrarla, taviz vermeden istemelidir.
Bu son iddianın kanıtlanması sürecine bir başka açıdan bakalım: Ankara’nın ricası ile değil, PKK’nin o ülkelerde yaptıkları nedeniyle o ülkelerin mahkeme kararlarıyla terörist olduğuna hükmedilmiş PKK’nin ‘Ankara’nın kimyasal silah kullandığı’ iddiasını hangi devlet, kurum ya da laboratuar ciddiye alır, güvenebilir?
PKK’nin, Apocuların ve PKK’cilerin, bugünlerde “KBY, PKK’ye karşı kimyasal silah kullandı!” cümlesini kurmaması için bir engel var mı? Durumun ciddiyetinin farkına varılmalıdır. “PKK’nin, Apocuların, PKK’cilerin beyanı esastır!” yaklaşımına artık izin verilmemelidir.
Kimyasal silah kullanıldığına benzer bir başka iddia da tüfeğe mahkum ‘PKK’nin yenilmezliği’ üzerinedir. Ayrıca, dünyanın herhangi bir toplumu ya da yapısı ile Kürd toplumu arasında Apocuların bir ‘köprü’ olduğunu öne sürmek de yine ilginç bir iddiadır, kanıtlanması gerekir. PKK’yi, Apocu yapıları, Apocuları Kürd gücü olarak görmek, göstermek de bir diğer iddiadır ve kanıtlanmaya muhtaçtır.
Gerçeklerden, hakikatlerden kopanlar; her denilene inanarak kanıtı umursamayanlar, kanıt istemekten uzaklaşanlar; yalanla doğruyu ayırt etme görüsünü yitirenler zamanla tüm toplumu acizleştirir, körleştirir.
Bu mesele, gerçekte, PKK’den çok daha büyük bir sorunumuzdur. Bireylerimiz adaletten, hakikatten, bilimsel yöntemden, iyilikten, dayanışmadan, liyakatten, çağcıl olandan, kendi yolundan koparılmaya çalışılıyor. Bizi dünya karşısında aciz kılan bu organize kötülüğe karşı direnmek gerekiyor. Bunun yolu da kanıt istememize, bize zarar veren ya da verecek, yıkıma uğratan ya da uğratacak süreçleri öngörüp geçit vermememize bağlıdır.
PKK’nin, Apocuların ve PKK’cilerin gerçeklikten koparıcı, bizi birbirimize yabancılaştırıcı tutum, söylem ve iddiaları toplumumuzun gündemini meşgul edememelidir.
***Konuk Yazarlar bölümünde ifade edilen görüşler hakpar.org.tr’nin politikalarından bağımsız, yazarın kendisini bağlamaktadır***