GÜNCEL

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÖRGÜTÜ VESAYETTEN KURTARILMALIDIR-2-

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÖRGÜTÜ VESAYETTEN KURTARILMALIDIR-2-

Latif EPÖZDEMİR

BANKİ MON’UN “ÖNCELEİKLERİ” VE KÜRDİSTANIN DURUMU

Ortadoğudaki halkların durumunu yakından bilen ve birçok kez bu konu ile ilgili görüşmelerde bulunmuş olan bir dönem önceki BM genel sekreteri Bankimon’un “önceliklerim” dediği “Orta Doğu:”değerlendirmesi ilgi çekicidir.

 Bölge her zaman olduğu  gibi karmaşık, hassas ve tehlikeli. Ama gene de tutunabileceğimiz uzlaşma imkânları mevcut. Filistin ve İsrail arasındaki derin güvensizlik, anlamlı bir barış sürecini engelliyor. BM’nin Orta Doğu Dörtlüsündeki yapıcı rolü ve Arap Barış Girişiminin katkısı, umarız adil, kalıcı ve kapsamlı bir barış sürecini teşvik eder. Irak bütün dünyanın problemi. Hepimiz bu noktaya nasıl geldiğimizin farkındayız. Ama BM, ulusal uzlaşmayı sağlamak için tüm tarafları kapsayacak bir siyasal süreç geliştirmede, daha istikrarlı bir ortam oluşturmada ve 4 milyon mülteci ve yerlerinden edilmiş Iraklı dahil masum sivillere insani yardım sağlamada daha etkin olabilir.”

Dikkat edilirse bu “öncelikler” arasında ne Kürt ne de Kürdistan sorunu hiç dile getirilmemiş.

BM bütçesinin yarıdan fazlasını üç ülke, ABD (%22),Japonya (%20) ve Almanya (%9) tarafından karşılanmaktadır. Rusya BM’nin beş daimi üyesinden biri. ABD, İngiltere ,Fransa,Rusya ve Çin BM’nin daimi ve de” demirbaş” ülkeleridir.

Halepçe’deki kimyasal gazlar Almanya’dan getirilmişti. Almanya BM bütçe tedarikçileri sıralamasında üçüncü sırada.Bass Partisi ve Saddam rejimi silah ve mühimmatlarını Rusya’dan alıyor ve SSCB “Barış İçinde Bir arada Yaşama” ilkesine dayalı olarak sömürgeci Irak ve Suriye devletleri ile “anti-emperyalist” çerçevede iş biriliği içinde.Keza Rusya BM’nin beş daimi temsilcisinden biri durumunda.Suriye rejiminin varlığı hala Rusya için “olmazsa olmaz” bir ilke.. Kürdistan’a atılan Napalm bombaları nereden geldi,bilen var mı.?

Rusya Halebi tarumar ettiği halde BM ses çıkaramıyor, Rusya’ya yaptırım koyamıyor.

BM’nin tanımış olduğu Mahabad Kürt Cumhuriyeti nasıl kuruldu.? Ne sebeple ve kimlerin onayı ile yıkıldı.?

Sırası gelmişken, belirtmekte yarar var ki, 1946 yılında Mahabat’ta Kürtlerin ilan ettiği bir Kürdistan Cumhuriyetidir. Ancak Rusya burayı Azerbeycan eyaletine bağlı bir yerel yönetim olarak algılamış bu nedenle de buraya “Kürt” cumhuriyeti demiştirç SSCB ve Azerbeycan Halk Cumhuriyeti bir takım gizli ikili anlaşmalar yaparak Rızaiye(Ormiye ) kentini Azerbeycana bağlamak istemiştir. Kürtler buna itiraz edince de Ruslarla ilişkiler bozulmuştur. Bu konuya ilişkin daha detaylı bilgileri başka bir yazıda ele alacağız.

Hatırlanacağı gibi, SSCB, 1925 yılında Türkiye ile gizli bir antlaşma yapmış ve “Kürt meselesini” Türkiyenin “iç işleri” olarak kabul etmiştir.” Türk –Sovyet Dostluk Paktı” adını taşıyan bu gizli antlaşma 19 MART 1945 yılına dek sürmüştür.Bu antlaşma SSCB tarafından 1945 yılında,tek taraflı olarak fesih edilmiştir.Şeyh Said başkaldırısı da 1925’te başlamıştı.Bu antlaşma sizce de manidar değil mi.?

Görüldüğü gibi bizzat BM’nin kendisi vesayet altında bir teşkilat durumundadır.

İngiliz siyasetçi:”İngilterenin dostu yoktur,İngilterenin çıkarları vardır.” demişti.

Batılılar için son derece gerçekçi bir tanım değimlidir bu.? BM, beş daimi üyesini kızdırabilecek hiçbir adım atamamaktadır.

Kürtler 50 milyon bir nüfusa sahip ve hala bir devletleri yok. Bırakın devleti, hala bir siyasal statüleri yok. Suriye’de toplam nüfusun %15 i kadarı Kürt. Suriye Kürdistanı’ndaki Kürtler vatandaş bile sayılmıyor, kimlikleri yok. Malta ve Karadağ’ın toplam nüfusu Erbil’den az. Her birisi bağımsız bir devlet statüsünde ve BM resmen bu statüyü tanımış. Bu devletler bir de AB üyeliğine kabul edilmiş, ya da edilecek.

 

Kürtler dünyadaki 50 bağımsız devletin toplam nüfusundan fazla bir nüfusa sahip oldukları halde, uluslar arası zeminde Olimpiyatlarda temsil edilemiyor, festivallere “ulusal” kimliği ile katılamıyor. Keza Nüfusunun yüzde seksenden fazlası Müslüman olduğu halde Uluslararası İslam Konferanslarında temsil edilmiyor. Kürdistan orta doğunun en önemli petrol kaynaklarına sahip olduğu halde Petrol Üreten Ülkeler birliğinde temsil edilmiyor, OPEC’te temsilcisi yok, petrol fiyatlarında söz ve karar sahibi değil.

 

Kürdistan Futbol takımları ya da diğer sporcular ve müzisyenler, sanatçılar,yazar ve şairler ülke ve ulus ( Kürt ve Kürdistan) sınıflaması ile Asya ve Dünya düzleminde yapılan müsabakalar, karnaval ve festivaller,fuar ve görsel sanatlar,sanatsal performanslar,güzellik yarışmaları,konser ve resitaller, Gremi ödülleri,müzik yarışmaları ve diğer yarışmalar,ödül törenleri,liyakat nişanları ve futbol kupalarına katılamamaktadırlar.

 

Bu BM’nin susarak göz yumduğu en önemli “hak” gasplarından biridir.

 

En son bir örnek: Dünyada çok prestijli bir ödül olan GREMİ Müzik ödülü 2017 yılında Doğu Kürdistanlı Müzisyen Keyxan Kelxurî’yi (Kayhan Kelhori) ödüle laik gördü. Sanatçı Sorani/Kelxuri lehçesinde müzik yapan Kermanşan kentindendir.Kürttür ve yurtsever bir sanatçıdır.Ne yazık ki Ödül literatüründe “İranlı “ sanatçı olarak lanse edilmiştir.

 

Diğer yandan Kürdistan’ı rızası dışında dört parçaya bölerek kendi aralarında paylaşan ülkeler, çeşitli anlaşma ve sözleşmelerle bu bölüşümü perçinlemiş, kendi aralarında özel paktlar kurmak koşulu ile bu durumlarını sürekli kılmaya ve bu sömürgeci karakterlerini ulusal ve uluslararası toplumda sürdürülebilir kılmaya büyük özen göstermişlerdir.

Batılı Emperyal güçlerin bilgisi dahilinde Lozan (24 Temmuz 1923) ve Sykes Picot (16 Mayıs 1916) gibi antlaşmaların yanı sıra, Kasri Şirin ( 1639 yılında Osmanlılar ve İranlılar arsında) Sadabad Pakt (8 Temmuz 1937 Türkiye,İran,Irak,Afganistan] Cento,( !959, Türkiye, İran, Pakistan ve İngiltere) Cezayir Antlaşması ( 6 Mart 1975’te Irak ile İran arasında Cezayir’de imzalandı.) Bağdat Paktı, ( 24 Şubat 1955’te Türkiye ile Irak arasında) Arap Birliği Örgütü (22 MART 1945-Suudi Arabistan, Irak, Yemen,Libya, Ürdün,Mısır ve Suriye tarafından) …… gibi çeşitli antlaşmalar yapıldı.Bu antlaşmaların bir çoğu Kürt ve Kürdistan üzerindeki baskıları kalıcı ve meşru hale getirmeyi amaçlamaktaydı.Ne var ki “statüsüz” Kürdistan için BM hiçbir müdahalede bulunmadı.

Oysaki dört parçaya bölünmüş olan Kürdistan ülkesi Lozan’dan sonra fiilen uluslararası bir sömürge haline getirildi. BM’nin statü bile vermediği Kürdistan devletlerarası bir sömürge olarak hala baskı altında.

Devam edecek……

About Post Author