HAKPAR ve Seçimler
Dengê KurdistDengDengê Kurdistanê Kurdistan
Daha bilgili “abi”ler, yeni siyasetle ilgilenmeye başlayanları, siyaset yolunda yürürken yere sağlam bassınlar diye okumaya teşvik eder, mutlaka “felsefenin temel ilkeleri” adlı kitabı da önerirlerdi.
Bana “oku” diye verilen kitap da öncelikle buydu.
O zamana kadar her şeye mutlak kesinlik içinde bakardım.
,“iyi” ve “ kötü”nün “yararlı” ile “zararlının” “doğru” ile “yanlışın” ve diğer karşıtlıkların bir birinden mutlak olarak ayrı ve uzak olduğunu düşürdüm
Oysa, öyle değilmiş!
“karşıtlar” hem bir arada, iç içeymiş, hem de bir biriyle çatışmaları hayatın, hareketin, her şeyin kaynağı imiş.
Artık çevremde meydana gelen olaylara bakarken o olayın neye yol açabileceğini ve ya dönüşebileceğini de sorgular oldum.
Şu “iyi” olarak algıladığım olay acaba hangi “kötü” olayın nedeni olacak?
Şu” kötü” gibi görünen olay acaba hangi “iyi” olayın ebesi olacak?
HAKPAR bir Kürdistan partisidir.
Kürt/Kürdistan sorununa federal yapılanmayı çözüm olarak öneriyor.
Çok sayıda Kürt siyasetçi ve aydının emeğiyle, zor koşullarda kıt imkanlarla kuruldu.
Farklı geleneklerden gelen siyasi kadroların buluştuğu HAKPAR projesinin başarılı olabilmesi için en önemli şartın açıklık ve güven olduğunu söylemeye gerek yoktur sanırım.
Geçmiş kürt hareketinin olumlu mirasını sahiplenen HAKPAR ‘ın önünde en önemli sorun; gruplar hatta tek tek kadrolar arsasında, süreç içinde oluşmuş ön yargıların, güvensizliklerin aşılmasıdır.
Einstein ‘in “bir önyargıyı yıkmak otomu parçalamaktan daha zordur.”sözü yabana atılacak gibi değildir.
Ne yazık ki bu tüzükle, programla, yazıp çizmekle, üç senden beş benden gibi matamatiksel hesaplarla olacak iş değildir.
Tek ilaç zaman ve pratiktir.
Dokuz yıldır, tersten esen ve fırtınayı andıran rüzgara karşı yürüyen, çok küçük adımlarla da olsa gelişimini sürdüren HAKPAR, 12 Haziran 2011 seçimleri dolayısıyla bir kez daha sınavdan geçiyor.
Parti içinde önemli tartışmalar gerçekleşiyor.
Bu bir yandan canlılık, dinamizm göstergesidir ama içinde risklerde taşıyor.
Parti merkezinin aldığı seçimden çekilme ve bağımsız yurtsever adayları destekleme kararı, çoğunlukla parti dışından olsada içeride de bir birine taban tabana zıt övgü ve yergilerin muhatabı oluyor.
Bu övgü ve yergilerden faydalanmak, orada ifade edilen görüşleri birer meşale gibi değerlendirerek, geleceğin yolunu aydınlatmak merkez yöneticilerin işi elbette.
Ancak ben hem süreci özetlemek, hem de HAKPAR’ı n bu politikasının olumlu ve olumsuz yanlarına dikkat çekmek ve görüşlerimi paylaşmak isterim.
Seçimlerden çok önce Taraf gazetesinde bir gazeteci “HAKPAR Genel başkanı Bayram Bozyel’in AKP den aday gösterilebileceği “yorumunu yapmıştı.
Bazı dostlar bu işin aslı astarı var mı? Bozyel’in ve ya Partisinin bilgisi var mı yok mu ? demeden, gerçek durumu öğrenip, bilgi sahibi olarak yargı oluşturma zahmetine katlanmadan hemen senaryolarını yazıp sert “eleştiri”lerini sıraladılar.
Bu uyduruk senaryoya parti içinden de inanıp, “neler oluyor, Parti nerelere savruluyor, neden gelişmelerden bilgimiz olmuyor?” gibi yaklaşanlar da oldu.
Oysa ortada bir gazetecinin kendi yorumundan başka bir şey yoktu.
Bu tür asılsız, temelsiz suçlamalar sadece parti içinde giderilmeye çalışılan eski hastalıkları depreştirmekten, sıfırlanmaya çabalanan güvensizlik duvarlarını biraz daha yükseltmekten başka neye yarar ki?
Bu parti içinde kimi kadrolar arasında kuşkular yarattı bu işin kötü yanı ama Böylece Kürt kamuoyu HAKPAR’ı daha dikkatlice izlemeye de başladı.
HAKPAR daha sonraları seçime parti olarak girme kararı aldı ve bu karar da ittifaklar için kimseye teklif götürmeyeceklerini ancak gelecek teklifleri de parti meclisinde değerlendireceklerini açıkladı.
seçim için teknik çalışmalar yürütürken Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ile birlikte bir DTK heyeti HAKPAR’ı ziyaret etti ve seçimlerin, ulusal birliğin yolunu açmak üzere değerlendirilmesini önerdi.Seçimlerde sembolik dahi olsa diğer Kürt çevrelerinden de 2 kişiyi aday göstermek istediklerini belirtti.
HAKPAR Parti Meclisi’ ni topladı, seçim stratejisini belirledi.
Seçime girmek için hazırlıklarını sürdürürken, kurulan bir komisyon eliyle de ittifak görüşmelerini sürdürdü.
Parti kamuoyunu da alınan kararlar konusunda bilgilendirdi.
HAKPAR ısrarla işbirliğinin bir protokole dayandırılması ve kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini ifade etti. Karşı taraf ise iş birliğini vekillikler üzerinde yürütmeyi sürdürdü.
Bu arada kamuoyuna tek taraflı olarak “Kürt bloku oluştu” haberleri yayıldı.
Genel başkan bir açıklama yaparak henüz bir blokun oluşmadığını ifade etti.
Sonuçta görüşmeler kilitlendi.
BDP ‘nin sadece bir kişiyi aday göstereceği, işbirliğinin bununla sınırlı olacağı haberleri yayıldı.
Parti dışındaki “dostlar” ve parti içindeki kimi kadrolar bu “bir kişi”nin kim olması gerektiği üzerine kafa yoradursunlar,
Genel Başkan Bozyel’in Van’dan aday olarak gösterilmesi önerisi HAKPAR başkanlık kurulunda değerlendirildi ve reddedildi.
Özcesi tüm süreç partide demokratik süreç işletilerek, organlar kararı ile gerçekleşti.
HAKPAR olarak seçime girmek için gerekli hazırlıklar da tamamdı.
Seçime girmek için aday evrakları seçim kuruluna teslim edildi.
HAKPAR’ın Diyarbakır adayları bir basın açıklamasıyla kamuoyuna tanıtıldı.
Bu sırada Kürt blokun oluşması için çok önceden var olan baskı daha da yoğunlaştı.
Şerafettin Elçi, Gülten Kışanak kalabalık bir heyetle HAKPAR’ı ziyaret etti.
Kürt Bloku’nun oluşamamasından duydukları samimi üzüntülerini dile getirdiler.
HAKPAR’ın eleştirilerini yerinde bulduklarını, kendi paylarına düşen aksaklıklardan dolayı çok üzgün olduklarını ifade ettiler ve kararın bir kez daha gözden geçirilmesini rica ettiler.
HAKPAR başkanlık kurulu toplandı , tek tek il başkanlarının da görüş ve önerilerini aldı.
Partinin içinde bulunduğu koşulları, seçim süreci ve seçim sonrası gelişebilecek ulusal birlik zeminini değerlendirdi.
Ve önemli bir oy çokluğuyla seçimden çekilme kararı aldı.
Kamu oyu ile de paylaştı.
“Bilindiği gibi 12 Haziran 2011 genel seçimlerine yönelik olarak bir Kürt seçim bloğu oluşturmak amacıyla partimizin de içinde bulunduğu bir görüşme-diyalog süreci yaşandı. Ancak arzuladığımız ilkeli seçim işbirliği koşullarının oluşmaması nedeniyle partimiz, kendi başına seçim kararını devreye sokarak Yüksek Seçim Kurulu’na listelerini bildirdi.
Bu süre zarfında kamuoyundan, Kürt kurum ve şahsiyetlerden birlik yönünde yoğun taleplerle karşılaştık. Kürt kamuoyundaki bu yoğun talebi ve Kürt halkının uzun erimli ulusal birlik beklentilerini dikkate alan partimiz, yurtsever bağımsız Kürt adayları lehine seçimden çekilme kararı almıştır.
Basına ve Kamuoyuna saygıyla bildirilir.18.04.2011”
Bu kararın elbet hem olumlu hem de olumsuz yanları var.
Başta da demiştik,”Karşıtlar bir arada vardır”
Olumlu yanı HAKPAR, birlik politikalarının aktörü olarak, Meclise vekil olarak girmeyi değil, Kürtler arası birliği önemseyen bir parti olarak sempatik hale geldi, daha görünür oldu.
Kürt siyasi parti ve kadroları arasında daha olumlu bir atmosferin oluşmasını sağladı.
Nitekim kısa süre sonra BDP-KADEP ve HAKPAR arasında “güzel” bir protokol yapıldı.
Olumsuz yanı ise Kürt hareketi içinde farklı bir seçenek olarak flulaştı.
Seçim sürecini partinin tanıtılması için kullanma ve politikalarını halka taşınma fırsatını kaybetti.
İç tartışmalara sürüklendi.
Vs.Vs.
Şimdi ileriye bakalım.
HAKPAR yöneticileri mevcut durumu nasıl değerlendirecek?
Acaba ulusal demokratik zemini mi güçlendirecek, kitlelerde ve hatta BDP tabanında var olan ulusal eğilimleri mi cesaretlendirecek, güçlendirecek, yoksa partnerlerinin yanlışları peşinden mi sürüklenecek?
HAKPAR, birliğini korumalı, güçlendirmeli ve ileri bakmalıdır.