AKP iktidarının izlediği ekonomi politikalarının sonucu olarak dayanılmaz hale gelen hayat pahalılığı her gün yeni zamlarla ağırlaşarak devam ediyor.
İzlenen militarist politikaların ağır faturası her geçen gün kabarıyor; İşsizlik artıyor, yoksulluk katlanarak büyüyor. Ekonomik krizin en başat nedenlerinden biri olan Kürt karşıtı politikaların faturası her zamanki gibi geniş halk kesimlerine çıkarılıyor.
Devleti yönetenler geleneksel Kürt karşıtı politikaları hem içeride, hem dışarıda ısrarla sürdürüyorlar.
Sağlık bakanlığı 26 Ağustos’ta E-Reçetem Sistemi’ne İngilizce, Almanca, Arapça, Fransızca ve Rusça dillerinin eklediğini duyururken, Türkiye’de 30 milyon Kürdü bir kez daha yok hükmünde saydı.
Bu durum Kürtlere yönelik geleneksel red, inkar ve asimilasyon politikasında bir değişiklik olmayacağını, Kürt dilinin kamusal alanda kullanımına yönelik ayrımcı ve engelleyici politikaların devam edeceğini bir kez daha gösterdi.
İktidarı belirleme potansiyeline sahip Kürtler, kendileri için siyaset üretmek yerine, Kürt karşıtı partilerin başarısı için çabaladıkça, bu türden ayrımcı politikaların da pervasızca sürdürüleceğine kuşku yok.
Bu koşullarda Türkiye 2024 Mart’ın da yapılacak yerel seçimlere hazırlanıyor.
AK Parti bir önceki yerel seçimlerde kaybettiği büyük kentleri yeniden kazanmaya odaklanmışken, muhalefet genel seçim yenilgisinin psikolojisinden kurtulabilmiş değil.
CHP ve İYİ PARTİ’nin başını çektiği ve 6 lı masa olarak bilinen Millet ittifakı dağıldı.
Söz konusu Partiler genel seçim öncesi kamuoyuna sundukları mutabakat metni başta olmak üzere, birbirlerine karşı sarf ettikleri tüm olumlu söylemleri, ‘birlik- beraberlik’ nutuklarını unutmuş görünüyorlar. Şimdilerde hem birbirini suçlamakta, hem de kendi örgütsel yapıları içinde ciddi problemler yaşamaktalar.
Geniş halk kesimlerini ağır ekonomik kriz içinde tutan AK Parti ‘nin rahatlığı muhalefetin dağınık yapısından ve toplumsal problemlerin çözümünü içeren bir projeyle seçmenin önüne çıkmamasından kaynaklanmaktadır.
Muhalefet AK Partinin belirlediği gündem üzerinden siyaset yaptıkça, hep kaybedecektir.
Başta Kürt meselesi olmak üzere, temel yapısal problemlere çözüm önermeden, aksine Türkçü İslamcı, Kürt karşıtı söylemlerle İktidarla yarışmaya kalkan muhalefetin başarı şansı olmadığı genel seçimlerde de görüldü.
Genel seçim sonuçlarından ve sonraki gelişmelerden dersler çıkarılarak toplumun temel problemlerine cesurca çözümler üreten projelerle ortaya çıkılmaması, AKP MHP iktidarının belirlediği sınırlara hapsolunarak yapılacak muhalefetin başarı şansı olmayacaktır.
Türkiye’nin ihtiyacı, değişimi, demokratikleşmeyi sağlayacak güçlü bir muhalefetin oluşmasıdır.
HAK-PAR Parti Meclisi Kürt halkının meşru taleplerini merkezine alarak Türkiye’de değişimden, özgürlüklerden ve demokrasiden yana güçlerle diyalog ve iş birliği çabası içinde olamaya özen gösterecektir.
Öte yandan Türkiye 2024 yerel seçimlerine, genel seçimlerde olduğu gibi aşırı kutuplaşmış bir atmosferde girmeyecektir.
Bu durum, Kürt yurtseverleri açısından da fırsatı ifade etmektedir.
Kürt yurtseverleri yerel seçimlerde bir arada durmayı ortaklaşmayı başarabilmelidirler.
HAK-PAR Parti Meclisi farklı kurumsal yapılarla kendisini ifade eden Kürt yurtsever hareketlerinin ve kadrolarının kendi kentlerini yönetme perspektifiyle bir araya gelmesinin ve başarılı bir seçim stratejisini birlikte oluşturmasının gerekliliğine dikkat çekmekte ve güç birliği çalışmalarının şimdiden başlatılması çağrısı yapmaktadır.
Seçimler katılma hakkı olan tek Kürt parti olan HAK-PAR, bu olanağı Tüm yurtseverler ile paylaşmaya hazırdır.
HAK-PAR bu süreçte her türlü fedakarlığı yapmaya, tüm olanaklarını Kürt yurtseverlerinin başarısı için seferber etmeye hazırdır. 02.09.2023