Hak Ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Parti Meclisi, 23 Aralık 2018 tarihinde Genel Merkez’de toplanarak gündemindeki konuları görüştü ve aşağıdaki açıklamayı kamuoyu ile paylaşmayı kararlaştırdı
Basına Ve Kamuoyuna
Türkiye mahalli idareler seçimlerine kilitlenmişken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suriye’ye, Fırat’ın doğusuna askeri harekâtın her an başlayabileceğini açıkladı.
Savaş uçakları Suriye’den önce Irak sınırları içindeki Maxmur , Şengal ve Karecux dağını bombaladı. Batı Kürdistan’a askeri harekat ise ABD’nin bölge de tüm güçlerin pozisyonlarını yeniden düzenlemelerine yol açacak çekilme kararı nedeniyle şimdilik ertelese de her an başlayabilir.
Kendi sınırları içinde en temel problemi olan Kürt sorununu barışçıl, demokratik, adil bir çözüme kavuşturmayan Türkiye, sınırları dışında da Kürtlerin her meşru kazanımını tehlike olarak algılıyor. Suriye’nin Kuzeyinde Kürtlerin yaşadıkları topraklar üzerine özerk bir yapıya kavuşmasını “beka meselesi” olarak görüyor.
“meşru müdafaa”, “Terörle mücadele” gibi gerekçelere dayandırılmaya çalışılsa da gerçekleştirilecek askeri müdahalenin uluslararası hukukun açık ihlali olacağına kuşku yok.
HAK-PAR Türkiye’nin Batı Kürdistan’a askeri müdahalesine karşıdır. Savaşın acı ve yıkımdan, kin ve düşmanlıklar üretmekten, kaynakları heba etmekten başka bir sonuç üretmeyeceği görülmeli,
Kürt karşıtlığı üzerine şekillenen politika terk edilmelidir.
Öte yandan sistem değişikliği ardından başkanlık sistemine geçen ve aşırı merkeziyetçi bir yapıya kavuşan Türkiye her gün biraz daha demokrasiden uzaklaşıyor, başta AB olmak üzere çağdaş dünya ile arasındaki mesafeyi açıyor. Yerel seçimler arifesinde bir kez daha savaş hazırlıkları, militarist söylemler ve fetih sloganlarının ağır atmosferine sürükleniyor.
Bu durum zaten temel özgürlük alanlarının alabildiğine daraltıldığı Türkiye’yi, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü açısından da kaygı verici bir eşiğe taşıyor.
Siyasi partilerin eşit ve adil koşullarda yarışmasının mümkün olmadığı Türkiye, yerel seçimlere de baskıcı, anti demokratik bir zeminde, Kürt karşıtı, milliyetçi, ırkçı söylem ve politikaların öne çıkarıldığı her muhalif sesin “teror “ örgütleriyle ilişkilendirilerek susturulduğu ağır koşullarda giriyor.
Türkiye’yi yönetenlerin Kürt karşıtı söylem ve politikaları ırkçı saldırıları, nefret suçlarını beslemeye devam ediyor.
Kürt oldukları ve Kürtçe konuştukları için Sakarya’nın Hendek ilçesinde Kadir Sakçı ve oğlu Burhan Sakçı silahlı saldırıya uğradı.
43 yaşındaki Kadir Sakçı yaşamını yitirirken oğlu hastanede yaşam mücadelesi veriyor.
Bu tür saldırılar Kürt halkının meşru haklarına kavuşmasını “beka sorunu” olarak algılayan zihniyetin geleneksel red , inkar ve imha politikalarının bir ürünüdür
Kürt sorununu adil çözüme kavuşturmak yerine kanla bastırma politikası yürütenler, bu politikalarını ancak toplumu yalanlarla, ırkçı, şoven , çağdışı şartlanmalar içinde tutarak sürdürülebileceklerini bilerek her gün dozu biraz daha arttırılan söylem ,hakaret ve politikaları servis etmektedirler.
Bu vahşi cinayeti ve ona zemin hazırlayan zihniyeti şiddetle kınıyoruz.
İktidardaki AKP ve MHP nin oluşturduğu ittifak da, muhalefetteki CHP ve İYİ PARTİ nin oluşturduğu ittifakta da “Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan” sloganıyla özetlenen Kürt karşıtı politikalar üzerinde şekillenmekte ve halkımızın sorunlarının çözümsüzlüğünün politik temsilcileri olmaktadırlar.
Kürt halkının “barış” taleplerine uygun politika izlemeleri için parlamentoya taşıdığı, hendek ve barikat faciası karşısında susan, şiddeti kentlere taşıyan, Güneyde Kürt düşmanlarının bir aparatına dönüşen taşeron yapılanmanın hınk deyiciliğini üstlenerek büyük hayal kırıklığı yaratan HDP ise, Kürt karşıtı CHP- İYİ PARTİ blokuna yamanmaya, gizli ortak olmaya çabalıyor.
Kürtlerin kendi ülkelerinde kendi kendilerini yönetme taleplerinden vazgeçerek, Türkiyelileşmesini öneren, Kürt hareketini MİT’in istediği raylara taşımaya çabalayan, Kürt olmayanları Kürtlerin temsilcisi haline getiren ve kendi iradesine sahip olmayan, HDP de halkımızın temsilcisi olamaz.
HAK-PAR Halkımıza Kürt karşıtı politikalarla yarışan “Cumhur ittifakını” da , “Millet ittifakını” da HDP yı de izledikleri politikaları sandıkta mahkum etmeye çağırmaktadır.
Biz HAK-PAR olarak Kürt halkının meşru taleplerini gündeme taşıyacağız. Kürt karşıtı sömürgeci politikaları da, Kürt halkına zarar veren sahte yapılanmaları da teşhir edeceğiz. Pazarlıklarla meşgul olmayan, gözlerini geleceğe diken, temiz, duru, milli bir hat olarak geleceğe hazırlanacağız.
Seçimlere parti olarak katılması engellenen HAK-PAR örgütlenmesi önüne konan engelleri aşma çabasını kararlılıkla sürdürecek, Kürt halkını yanlış politikalar, tuzaklar konusunda uyaracak, milli demokratik politik bilincin diri tutulması için çabalayacak, 2019 Martında yapılacak mahalli seçimlerde bağımsız, yurtsever adayları destekleyecektir.
23 ARALIK 2018