HAK-PAR Parti Meclisi: Kanlı çözümsüzlük girdabından bir an önce çıkılmalıdır
HAK-PAR Parti Meclisi 12/13 Mart 2016 tarihinde Genel merkezde toplanarak gündemindeki konuları görüştü.
Kasım ayında yaşamını yitiren Genel başkanımız Fehmi Demir’in ardından toplanan Parti meclisimiz, 24 Nisan 2016 tarihinde gerçekleştireceği olağanüstü kongresini Fehmi Demir’e adamayı ve aşağıdaki sonuç bildirisini kamuoyu ile paylaşmayı kararlaştırdı.
Türkiye Kürt sorununun çözümlenmemesinden kaynaklanan şiddet girdabından çıkamıyor.
Türkiye’yi yönetenler, Kürt halkının kolektif haklarını tanımak, adil ve kalıcı bir çözüm üretmek yerine sorunu PKKye silah bıraktırmaya indirgiyor, çözümsüzlük politikalarıyla toplumumuzu tahrip eden şiddete zemin hazırlıyorlar.
Gerek Türk toplumunun gerekse Kürt toplumunun çözüm yönünde teşvik edici büyük desteğine rağmen ne hükümet ne de PKK çözüm konusunda cesur ve samimi adım atmadılar.
Ve her zamanki gibi basiretsizliklerinin acı sonuçlarını toplumumuza fatura ettiler.
Bu gün “çözüm Süreci’nden “hendek Savaşları’na geçilmiş, binlerce insan yaşamını yitirirken Kürt kentleri viraneye çevrilerek halk kendi ülkesinde muhacir konumuna düşürülmüştür.
Türkiye ile sorunları olan bölge devletlerinin teşvikiyle PKK tarafından yürürlüğe konan ve “Öz yönetim” “halk savaşı” etiketiyle sürdürülen bu savaşın Kürt davasıyla, Kürtlerin hak talebiyle bir alakası yoktur.
Bu savaş derhal sonlandırılmalı, PKK silah bırakmalıdır. Hükümet de güvenlikçi politikalardan vaz geçerek adil bir çözüm projesi ortaya koymalıdır.
Görülen o ki bu kanlı/kirli oyun bir süre daha sahnelenecektir.
Varto, Silvan, Nusaybin, Sur, Cizre, Silopi gibi kentlerde yaşanan onca acıya, felakete rağmen bu gün de Yüksekova’da aynı oyun sahneye konmakta, barikatlar kurup hendekler kazılmakta, sokaklar bombalarla doldurulup halk kalkan haline getirilmekte, yeni bir “Kobani “sahnesi daha yaratılmaya çalışılmaktadır.
Evlerini halkın başına yıkmakla sonuçlanacak bu savaş hazırlığına diyaloğu esas alan, barışçıl bir çözüm üretmek yerine devlet de gücünü ispat etmeye yönelmekte, tanklarıyla, toplarıyla, ağır savaş makinalarıyla, sokağa çıkma yasaklarıyla halk bir kez daha yıkımla, ölümle, göç etmekle yüz yüzü bırakılmaktadır. Oysa şiddet çıkmaz bir sokaktır ve ancak sorunları daha da büyütmekle sonuçlanır. Yapılması gereken bu kanlı çözümsüzlük girdabından bir an önce çıkacak politikalar üretmektir.
Sorunlarına hamasetten uzak, çağdaş, akılcı ve adil çözümler üretemeyen siyasetçilerin toplumlarını sürükledikleri yıkımı görmek için Irak’a, Suriye’ye bakmak bile tek başına yeterlidir.
Bu gün Suriye iç savaş içinde kıvranmakta, yüz binlerce insan yaşamını yitirmiş, kentler viraneye dönmüş, evlerini terk eden milyonlar sefalet içinde sığınacak ülke aramaktadır.
Suriye iç savaşı hemen her devleti ve pek çok terör örgütünü içine çeken kanlı bir girdaba dönüşürken,. başta ABD olmak üzere koalisyon güçleri, İran ve Rusya’nın da dahil olduğu bu savaş yıllar süren tahribatın ardından, büyük bir dram yarattı.
Nihayet ateşkes yapılmasını, diyalogla, görüşmeler yoluyla çözüm üretme yoluna yönelinmesini, çatışan tarafların ve sürece dahil olan devletlerin bir masa etrafında buluşarak çözüm üretmeye çabalamalarını olumlu buluyor ve destekliyoruz.
Bize göre çok uluslu ve farklı inançtan kesimlerin bir arada yaşadığı Suriye’de de çözüm demokratik ve federal bir sistemle mümkündür. Böylece Kürtler, Nusayriler, Dürziler, Sünni Araplar, Türkmenler, Hristiyanlar ve diğer etnik gruplar barış içinde bir arada yaşayabilirler.
Parti Meclisi’miz Güney Kürdistan federe bölgesinde meydana gelen son gelişmeleri de gündemine alarak değerlendirdi.
Meclisimiz Irak Merkezi hükümetinin ve bölge devletlerinin Güney Kürdistan’ı istikrarsızlığa sürüklemeye, siyasi ve ekonomik krizler yaratarak bağımsızlık yolunda yürüyüşünün önüne geçmeye çabaladıklarına dikkat çekerek, her dönemden daha çok ulusal birliğe ihtiyaç olduğunu, Sayın Mesud Barzani’nin bağımsızlık için referandum çabasını desteklediğimizi bir kez daha vurguladı.
Türkiye ‘de toplumun genel bir talebine dönüşen yeni sivil bir anayasa tartışmalarını da değerlendiren Parti Meclisimiz; yeni sivil bir anayasa, eski anayasanın özünü teşkil eden kimi maddeleri üzerine inşa edilemeyeceğini, kırmızıçizgi haline getirilen ve bu günkü sorunlara da kaynaklık eden maddeler bir kenara bırakılmadan yeni bir anayasa yapılamayacağına dikkat çekti.
Yine eski anayasada tadilat yapılarak “Türk usulü” başkanlık sistemine geçilmesi çerçevesinde yapılan tartışmalar toplumumuzun beklentilerine cevap olmayacaktır.
Biz Türkiye’nin çok uluslu, çok renkli yapısına uygun, federal yapılanmaya olanak sağlayan demokratik bir anayasadan yanayız.
Yeni Anayasa AB standartlarında temel hak ve özgürlüklere dayanmalı; Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi temel sorunların çözümüne de imkân sağlamalıdır.
Olağanüstü kongre sürecine giren ve bir birlik projesi olarak Kürt halkının taleplerini kararlıca savunan HAK-PAR, bir kez daha Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümünü hedefleyen yurtseverleri el ele vermeye, HAK-PAR’ı Kürt halkının özlem ve taleplerine cevap olacak daha güçlü bir seçeneğe dönüştürme sürecine katılmaya davet eder.
13.03. 2016
HAK-PAR PARTİ MECLİSİ