Diyanet İşleri Başkanlığı bir vakfa dönüştürülmeli, devlet Aleviliği kendine göre tanımlama anlayışından vazgeçmelidir.
Alevi sorunu da ülkemizin önemli sorunlarından biri. Bu ülkede yaklaşık 15-20 milyon dolayında bir nüfusa sahip oldukları tahmin edilen Aleviler, uzun dönem ayrımcılığa uğradılar, baskı gördüler ve kimliklerini gizlemek zorunda kaldılar.
Biz HAK-PAR olarak Öncelikle devletin Aleviliği kendine göre tanımlama anlayışını terk etmesi gerektiğini düşünüyor ve Alevilerin tüm haklı ve meşru taleplerinin geciktirilmeden karşılanmasını istiyoruz.
Bunun giderilmesi gerçek bir laikliğin hayat bulmasıyla mümkündür.
Bu ülke hiçbir dönemde laik olmadı. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi Sünni-Hanefi İslam’a göre biçimlenmiş bir devlet kurumu var oldukça ve aynı inanca uygun din dersi tüm yurttaşlar için zorunlu oldukça laiklikten söz edilemez.
Diyanet İşleri Başkanlığı bir vakfa, özel kuruma dönüşüp Sünni Müslümanlar için gerekli hizmeti sunmayı sürdürebilir. Din dersi ise zorunlu olmaktan çıkarılmalı. Her inancın mensupları dini hizmetlerini yerine getirmek için vakıflar ve benzeri kurumlar oluşturabilirler.
Türkiye’nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için devlet din alanından elini çekmeli. Hiçbir inanca baskı yapılmamalı, hiçbir inanca imtiyaz tanınmamalı.
Biz HAK-PAR olarak böylesine gerçek bir laikliği, inanç özgürlüğünü savunuyoruz. Bu nedenle inanç özgürlüğünden yana ve baskıya karşı olan tüm yurttaşlardan oy istiyoruz. 05.06.2015
Fehmi Demir
Hak ve Özgürlükler Partisi
HAK-PAR
Genel Başkanı