İzmir HDP il binasındaki katliama ilişkin yazım, kimi kişi ve çevreler tarafından çarpıtılarak sosyal mecralarda yayımlanmıştır.
Bu makale partimiz sitesindeki köşemde yayınlandı. Herhangi bir haber ajansına ya da medya organına bu konuda demeç vermediğim halde, “Rudaw’a özel demeç” verdiğim şeklinde kamuoyuna yalan bilgi verilmiştir.
Rudaw yetkilileri sitemizden aldıkları yazımı yayımlamışlardır. Mezopotamya Ajansı ise Rudaw’dan aldığı yazımı çarpıtarak aksettirmiş, basın etiği ve ahlakı ile bağdaşmaz bir tutum takınmıştır. Bu da manidar ve vahim bir olaydır. Lakin ben olayda Poyraz ailesini ya da HDP’yi suçlayan bir ifade kullanmadım. Yazım cımbızlanarak, “HAK-PAR başkanından Poyraz ailesine suçlama” başlıklı asparagas bir habere dönüştürülmüştür. Bu haberi yapan Mezopotamya Ajansı’nın amacı medya üzerinden Kürdleri düşmanlaştırmaktır, ajansı ve bu habere itibar edenleri kınıyorum.
Diğer yandan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel’in bu çarpıtma haber karşısında bana yönelik sarf ettiği çirkin cümleleri yakışıksız ve etik bulmadığımı belirtmek isterim. Eğer kendileri merak edip genel başkanlarına sorsalardı bu konudaki görüşlerimi öğrenebilirlerdi. Çünkü Sayın Sancar bu konu ile ilgili olarak beni aradı ve yakın bir zamanda siyasi partilerle görüşmek istediklerini söyledi, İzmir olayına ilişkin olarak da bilgiler verdi. Ben de kendilerine görüş ve kanaatlerini ve taziye dileklerimi dile getirdim.
Benim bu yazıda sorduğum sorular sosyal medya mecralarında da sıklıkla sorulan sorulardır. Kişisel olarak ben Poyraz ailesinin bilerek kızlarını tehlikeye attıkları kanaatinde değilim. Böyle bir suçlama da yapmadım. Kimi işgüzar kişiler yazımdan böyle bir anlam çıkarmışlardır. Bu doğru değildir. Zaten yazıda da böyle bir tespit yok. Ben yazımda medyada sorulan bazı sorulara değindim. O gün il binasında toplantı olacağı ve daha sonra toplantının iptal edildiği bilgisini HDP yetkilileri dile getirmişlerdi. Ben de toplantı iptal edildi ise, neden çalışanlara da haber verilmedi diye medyada dolaşan bir soruyu yönelttim. Nitekim yazının her yerinde bu katliama yönelik başkaca da tespitler var ve bu katliam bilerek, isteyerek ve planlanarak karanlık odaklarca yapılmıştır. Buna kuşku yoktur.
Ayrıca da Sayın Sancar’a çektiğim taziye mesajında ve konu ile ilgili yaptığımız basın açıklamamızda olaya ilişkin olarak görüşlerimizi net olarak belirttik.
Bir kez daha belirtmekte yarar var. Bu cinayet kasıtlı bir cinayettir. Bu cinayetteki tek kasıt da şudur: Irkçı-faşist bir katil, bilerek ve isteyerek Kürdlere karşı duyduğu kin ve öfke nedeni ile bir Kürd insanının canına kastetmiştir. Bu saldırı HDP şahsında Kürdlere yapılmış bir saldırıdır. Deniz Poyraz görev şehididir. O, kimliğinden ve inançlarından dolayı bu saldırıda hedef seçilmiştir. Önerimiz odur ki, bu davaya tüm yurtsever Kürd örgütleri müdahil ve takipçi olmalıdır.
Bu bakımdan her şeye rağmen eğer yazdığım yazıda yanlış anlaşıldıysam Poyraz ailesinden özür diler, bu vesile ile tekraren acılarını paylaşır, baş sağlığı dilerim.
Deniz Poyraz’ı katleden katilin sıktığı kurşunlar yıllardır güdülen yanlış politikalar sonucunda hedef haline getirilmiş olan Kürd varlığına sıkılmıştır.
Bu nedenle tahriklere kapılmamalı, provokasyonlara zemin açacak davranışlardan kaçınmalıyız. Millet olarak sükûnet ve metanet içinde hep birlikte bu cinayetin aydınlatılması için birlikte çaba göstermeliyiz.
Latif EPÖZDEMİR
Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı