Korona salgını süreci ile birlikte olağan dışı bir döneme girdik. Herkesin evde kalması gerektiği bu dönemde yaşam kadınlar için kabusa dönüştü. Yine ardarda kadın cinayet haberleri geliyor.
İstanbul, Muğla, Adana, Ağrı..
Mart ayında 29, Nisan ayında 25 kadın katledildi. Belki haberimiz olmayanlar da vardır. Herkes eve kapanmış, kimsenin kimseden haberi yok. İşlenen cinayetlerin bazıları şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçerken, bazı kadın katliamlarına da intihar görünümü verilmek isteniyor.
Kadınların çoğu yine evlerinde katledildiler. Yine çok yakını erkekler tarafından, yine “namusa halel gelmesin”, “el ne der”, “erkeğin dediği ve istediği olmadığı” ve “özgürlüğüne düşkün olduğu” gibi gerekçelerle..
Ülkenin her yanında; sokağa çıkma yasağına uyulmadığı, maske takılmadığı gerekçeleriyle ceza yağdıran bekçi ve polisler vatandaşa şiddet uygulamaktan geri durmazken, kadınları korumak adına önlem almamakta ısrar etmektedir.
Bu cinayetleri durdurmak mümkün. Kadınların karşı karşıya bulundukları fiziksel, sosyal ve toplumsal tehlikelere karşı korumak idari kurumların sorumluluğundadır. Her kadın cinayetinden önlem almayan kurumlar sorumludur.
Bir kez daha ve öncelikle sorumluluğu olan tüm idari kurumları, corona salgını ve erkek şiddeti arasına sıkışmış kadınların sesini duymalarını, ek önlemler almalarını ve
Kadınları Korumaya Yönelik 6284 Sayılı Yasa Hükümleri ile İstanbul Sözleşmesi’nin ilgili hükümlerinin uygulanması için gerekli idari ve adli tedbirleri bir an önce etkili bir şekilde uygulamaya çağırıyoruz.
Sultan Söylemez
HAK-PAR Kadın Politikalarından
Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı