GÜNCEL

KADINLAR SAVAŞI DEĞİL YAŞAMI SAVUNUYOR!

Yaşasın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü!

İşçi kadınların NewYork’ta 163 yıl önce, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, uzun iş saatlerinin düzenlenmesi, ücretlerin arttırılması talebiyle başlattıkları direniş, yaşamın her alanında uğradığımız zulüm, eşitsizlik ve sömürüye karşı direniş ve mücadele günü olarak anılmaya devam etmektedir.

O gün sömürüye karşı yapılan grevde çıkan yangında 120 kadın hayatını kaybetmişti. Bugün ise, kendi hayatıyla ilgili söz ve karar sahibi olmak isteyen kadınlar, erkekler tarafından katledilmektedir. Bu nedenle 8 Mart dünyada kadınların eşitsizliğe baskı ve zulme karşı mücadeleyi yükselttikleri gün olmuştur.

Yüzyıl önce eşit işe eşit ücret talebi ile katledilen kadınlar bugün de coğrafyamızda yürütülen savaşta zulme, yoksulluğa, işkenceye maruz bırakılmaktadır. Kazananı olmayan bu savaşlarda en çok da kadınlar ve çocuklar zarar görmektedir. Şiddetin en acımasız hali olan savaşta ölen onlarca canın acısını yine biz kadınlar çekmekteyiz. Savaşta ganimet olarak alınıp satılan, mülteci olan, çocuklarıyla çaresizce oradan oraya sürüklenen hep kadınlar olmuştur.

Savaş insana ait ne varsa yok etmektedir. Egemenler savaş ortamında baskıyı arttırmaktadır. Bugün olduğu gibi, her şeyi savaşa odaklayarak yaşama dair bütün değerleri ayaklar altına almaktadırlar. Savaş her türlü şiddeti olağanlaştırmaktadır. Her gün kadınlar öldürüldükleri halde, her türlü eşitsizlik, baskı zulüm devam ettiği halde, savaş naraları atanlara karşı duranlar engellenmekte, hukuk dışı yöntemlerle kovuşturmaya uğratılmaktadır. İşsizlik artmakta, toplumsal yaşamdaki belirsizlik, çaresizlik insanları intihara sürüklemektedir.

Ülkede birçok sorun çözüm beklemektedir. Başta Kürd halkının haklarının tanınması ve düzenlenmesi olmak üzere, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak, tüm insanları demokratik ve eşit haklara dayalı bir yaşama kavuşturacak yasal, anayasal düzenlemeler yapılmamaktadır.

Yaşamın yarısı olan biz kadınlar;

Özellikle Kürd kadınları üzerindeki ulusal baskılar son buluncaya, güvenlikli bir yaşama ilişkin tüm fiziksel, toplumsal ve hukuksal düzenlemeler yapılıncaya, ekonomik anlamda; eşit işe eşit ücret sağlanana, sömürü son bulana, kadın kimliğimizle eşit ve özgür bir yaşama kavuşuncaya kadar, toplumsal, ekonomik, sosyal yaşama katılımın önündeki engel ve eşitsizlikler ortadan kaldırılıncaya dek mücadelemize devam edeceğiz.

Yaşasın Eşitlik ve Özgürlük Mücadelemiz,

Yaşasın Tüm Dünya Kadınlarının Birlikte Mücadelesi!

Hak ve Özgürlükler Partisi / HAK-PAR
Merkezi Kadın Kolları

About Post Author