Bundan tam bir yıl önce görevli yetkili ama ismi belli olup ancak ismi açıklanmayan birileri emir verdi ve Diyarbakır askeri hava alanında savaş uçakları havalandı; halkını, vatandaşını korumakla görevli olduğu yasalarca belirtilen bu uçaklar; ailesi ve çocuklarının geçimini sağlamak için kaçağa giden; devletin vatandaşım dediği 34 Kürt kardeşimizi verilen bu emirle bombalayarak katletti.
Devletin bu olayın üzerine gidip aydınlatmaması : bu olayın daha önce yapılan benzeri olayların aynısı bir olay olduğu gerçeği ile bizleri yüz yüze getirmiştir. bu olaylar sırf Kürt oldukları için Mustafa Muğlalı tarafında 1943 yılında katledilen 33 Kürt kaçakçı olayı gibi . bu olay 1925 Şeyh Sait olayındaki , 1926 – 1930 yıllarda Zilan, 1937-1938 dersim de olduğu gibi sadece ve sadece Kürt oldukları için katledilenlerin benzeri olaydı.
Bu olay da göstermiştir ki devlet hala tekçilik siyaseti üzerinde hareket etmektedir. Toplumsal yapıda çoğulculuğa, çok renkliliğe çok sesliliğe karşı olup ; ulusal ve inanç kimliklerinden dolayı toplumun belli bir kesimi ötekileştirilmiş bu ötekilere tahammülün hoşgörünün olmadığının tescili bir olaydır . Tıpkı; 6-7 Eylül 1955 olaylarında, tıpkı Sivas, Maraş, Çorum ve Gazi de olduğu gibi, tıpkı Rahip Santoro ve Hırand Dink’in öldürülmesinden olduğu gibi gizli ve karanlık ellerin devreye girerek öteki olarak belirlenenlere karşı gerçekleştirdiği karanlık olayların başka bir tekrarıdır.
Uludere olayın üzerinde bir yıl geçti hala faailler açıklanmadı. Devlet bu olayla ilgili olarak hala özür dilemedi; bu da devletin temel felsefesi olan hak adalet önünde eşitlik, anayasa önünde eşitlik, kanun önünde eşitlik, hak aramada eşitli ilkelerinin sözde kaldığını göstermektedir;
Devletin bu olayda bir başka çelişkisi de İsrail’den Mavi Marmara katliamı için özür dileyip ve tazminat ödemesini talep ederken; aynı şekilde Roboski’de kendi vatandaşını katledip failleri ortaya çıkarmamış, özür dilemeyi kendi vatandaşında esirgemiştir. Bu da evrensel hukukun eşitlik anlayışına aykırı bir durumdur; hukuk ve adalet önünde ayrımcılığın tescilidir; ve de devletin en büyük ayıbıdır.
Roboski olayında toplumun adalet beklentisi bir yıl geçmesine rağmen gerçekleşmemiş, bu duyarsızlık toplum vicdanını derinden yaralamıştır. Hukuka ve adalete olan güveni sarsmıştır. hukuki anlamda hak ve adalet terazisinde ibrede büyük sapmanın olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız
Biz bu vurdum duymazlığı şiddetle kınıyoruz; devletin ilgili yetkililerini olayın üzerine hassasiyetle gidip ;
– olayın faillerini en kısa sürede ortaya çıkarmalarını,
– Roboski katliamından dolayı özür dilemelerini
-Roboski de yaşayanların mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz;
Devlet failleri ortaya çıkarıp özür dileyene kadar biz HAK-PAR İzmir il örgütü olarak
– “ bir yıl bitti bir aya devr oldu Uludere ( Roboski) olayı aydınlanmadı;
-Devlet failleri bulup , özür dilemedi”
–Roboski’nin mağduriyeti giderilemedi” yazılı bez afişimizi partimiz dış cephesine asıp indirmeyeceğiz.
HAK ve ÖZGÜRLÜKLER PARTİSİ
HAK – PAR
İZMİR İL ÖRGÜTÜ