HİÇBİR ŞEY YÜZYIL ÖNCE GİBİ YÜRÜMEYECEK
Davut BİLİNMİŞ
Türkiye’de sorunlar ötelenmeyecek kadar aciliyetle çözümlenmesi gereken noktaya gelmiştir.
Başta Kürd meselesi olmak üzere, bütün sorunlar çözüm için kapıya dayanmıştır.
Ekonomiler artık devletlerin sınırlarını aşmıştır.
Demokrasi, hukuk, insan hakları ve sosyal devlet olunmadan ekonomileri düze çıkarmak kolay olmayacaktır. Türkiye bu koşullara kavuşmak istiyorsa, sorunlarını çözmek zorundadır.
Kürd meselesi Kürdlerin meselesi olmaktan çıkmıştır.
Kürd meselesi Türkiye’nin ekonomik ve demokratik yolda ilerleme veya kaybetme noktasına gelmiştir.
Bir kaç münferit anti Kürd olaylarla, sanki Türk halkı sorunun çözümünü istemiyormuş algısı ile daha
fazla zaman kaybı ve insanları kandırma çabası beyhude çabalardır.
Kürdler sorunun çözümünü istesin veya istemesin, bu ülkenin çıkarı ve toplumun çıkarı bu sorunu demokratik olarak çözmekten başka yolu kalmamıştır.
Bunda ısrar başta Türk halkının ve ülkede yaşayan bir elitin dışında, herkesin zararınadır.
Kürd siyasileri bu sorunun demokratik yoldan çözümüne ve temsiline hazır mı?
Çözümsüzlüğün bir boyutu da bu denklemin içinde saklıdır.
Kürd siyaseti içinde çok farklı ve planlamadan yoksun talepler vardır.
Birleşik bağımsızlık, bağımsızlık ve federasyon en belirgin talepleridir.
Bu taleplerin aynı anda çözümü mümkün olmadığına göre, bunlar bir planlama ile kısa, orta ve uzun vadeli bir platforma dönüşmeden, sorunun çözümünde de muhataplık söz konusu olması
uzak bir ihtimal olur. Kaldı ki, bu sorunub tek taraflı çözümü mümkün olmayacak kadar devasa bir sorundur.
O halde herkes şapkasını önüne koyup, çözüm konusunda üzerine düşeni yapmak zorundadır.
Sorunun çözümü, insanların veya siyasilerin kendi içindeki, kısa, orta ve uzun vadeli düşüncelerini geliştirmeleri ile ancak yol alabilir. Yoksa bu çözümsüzlüğün kazananı olmaz, bundan nemalananlar kazançlı çıkmaya devam edecektir.