GÜNCEL

2023 Seçimlerinde ‘Kürt Halkının Temel Taleplerini Öne Çıkarmak İçin Çalıştık

2023 Seçimlerinde Kürt Halkının Temel Taleplerini Öne Çıkarmak İçin Çalıştık

Bilindiği gibi Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) 2015 ten bu yana yapılan seçimlere parti olarak katılamıyordu. HAK-PAR’ın 9. Kongresinin ardından göreve gelen kadrolar HAK-PAR’ı en az 41 ilde teşkilatlandırarak seçimlere girme hakkını yeniden elde etme sözü verdiler ve bunu başardılar.

8 ay gibi bir sürede 43 ilde ve bu illerin ilçelerinin üçte birinde teşkilatlanmayı gerçekleştirdiler, kongrelerini de yaparak Partiyi seçimlere katılacak duruma getirdiler.

Hemen sonra Kürt seçim bloku oluşturmak, Kürt halkına yurtsever bir seçenek sunmak için harekete geçtiler. Bu konuda muhataplarımızın tavrı kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.
Türkiye’de 120 parti var. Seçimler katılma hakkını elde edebilen parti sayısı sadece 36 dır.

Teşkilatlanarak bu hakkı alan bir partinin en az 41 ilde de aday göstermesi zorunludur.
Bu nedenle bazı partiler seçimler katılamadı.

14 Mayıs 2023 seçimlerine sadece 24 parti katılabildi. Bu 24 partinin pekçoğu tüm seçim çevrelerinde yani 87 seçim çevresinde aday gösteremediler.

HAK-PAR ise 87 seçim çevresinin tümünde 600 aday göstererek seçimlere katıldı.

Bu çapta aday göstererek seçimlere katılan parti sayısı iki elin parmaklarını geçmez.
Özetle HAK-PAR Halkımızın, Kürt yurtseverlerinin gönül rahatlığıyla oy verebileceği, ulusal demokratik birliğe de zemin olacak bir seçenek sunmayı başardı.
Bütün bu zorlu süreç çok kısıtlı malı olanaklarla ve 1 yıl gibi kısa bir süreçte gerçekleştirildi.

Bu görevi başarmaya katkısı olan tüm arkadaşımızı kutluyorum.

HAK-PAR seçim sürecinde Kürt halkının temel taleplerini öne çıkaran bir propaganda stratejisi izledi.

Bildiri, el ilanı, pankart, billboard ,afiş vb materyallerde Kürtçeye öncelik verdi,
Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerde federal bir yapının kurulması, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olması gibi temel talepleri kararlıca savundu.

TRT de sadece HAK-PAR bu talepleri öne çıkaran Kürtçe konuşma yaptı.

Özellikle Kürdistan da tüm kentlerde ve ilçelerde Kürtçe müzik eşliğinde Kürtçenin Kurmancı / dimili lehçelerinde ve Türkçe anonslar yapıldı. El ilanları ve bildiriler dağıtıldı.

HAK-PAR birkaç gençle Sosyal medyayı, özellikle Faceboo, istegram ve Twitter platformlarını büyük bir performansla HAK-PAR propaganda alanına dönüştürdü.
Üstelik tüm bunlar bir avuç kadro ve çok ama çok az mali imkanlarla gerçekleştirdi.

2023 yılında AKP ye toplam 1 milyar 961.3 milyon TL, CHP ye toplam 1 milyar 43,9 milyon TL, HDP’ye 539.5 milyon TL, MHP’ye 511.5 milyon TL, İYİ Parti’ye se 459.2 milyon TL Hazine yardımı yapıldı.

Sözkonusu partiler ve benzerleri aynı zamanda bu bütçelerin çok çok üstünde mali imkanları, güçlü finansörleri de olan partilerdir.
HAK-PAR ise tüm teşkilatlanma ve seçim kampanyasını 700 bin TL ile yapmak zorunda kaldı.

Bu mütavazi bürçeye rağmen ortaya konan performansın taktire şayan olduğunu düşünüyoruz.

Kısacası kedimizi mevcut yasaların çizdiği çerçeveye hapsetmeden, meşruiyeti esas alarak, bir Kürt partisinden beklenebilecek, en iyi ve açık propagandayı gerçekleştirdik.

HAK-PAR kadrolarının, yurtdışındaki arkadaşlarımızın üzerine düşen hemen her şeyi fazlasıyla yaptıklarına inanıyorum. Bir kez daha emeği geçenleri kutluyor ve teşekkür ediyorum.

Seçim Sonuçlarının ön değerlendirmesi
PM resmi olarak seçim sonuçlarını değerlendirecek ve kamuoyu ile paylaşacaktır. Ancak bir ön değerlendirme yapmak ta bir ihtiyaçtır.

Henüz YSK tarafından resmen açıklanmasa da HAK-PAR 14 Mayıs 2023 seçimlerinde 42 bin dolayında bir oy alabildiği görünüyor.
Kasım 2015 seçimleri ile kıyaslandığında HAK-PAR değil oylarını arttırmak, tam tersine oylarının neredeyse yarısından fazlasını kaybetti.

Partimizin izlediği seçim stratejisi ve ortaya konan performans pek çok kişiyi çok yüksek oy beklentisi içine koymuştu. Bu durum bir bakıma HAK-PAR’ın görünür olduğunun ve ciddi olarak Kürt ulusal temsil yapısına dönüştüğünün göstergesiydi.

Ancak, biz mevcut kutuplaşmanın, Kürt toplumu üzerinde yıllardır uygulanan kendine yabancılaştırma, Türkiyelileştirme politikasının, Kürt siyaset sınıfında giderek artan dejenerasyonun derin etkilerinin farkındaydık.
Elbet Barajı aşmak, milletvekili çıkarmak veya % 3 gibi stratejik bir orana bu koşullarda ulaşmayı hiç düşünmedik. Bir iki vekillik için kimsenin kapısına gitmedik, pazarlık yapmadık.

Sömürgeci, Kürt karşıtı partilere, MİTin kurgulayarak Kürt hareketine monte ettiği proje yapılara payanda olmadık.
Kürt halkının temel taleplerini öne çıkarma uğraşı içinde olduk, gerçekçiydik.

Kitlelerin kısa süreli bir çalışması sömürgeci partileri, proje yapıları terk ederek yüzünü samimi Kürt yurtseverlerine dönmesini, yüksek bir oyla desteklemesini beklemiyorduk.
Hala Kürdün varlığına kasteden, asimilasyon politikalarını ısrarla sürdüren, katliamlarla dolu geçmişlerine toz kondurmayan partilerde aday olmak için yarışan Kürt siyasetçilerini, sözde ‘Kürdistani’ kadroların onlara yamanma çabalarını gördükçe güçlü bir Kürt yurtsever hattının inşa edilmesi için daha uzun bir yol olduğunu biliyorduk.

HAK-PAR Kürt karşıtı politikaları teşhir etmek, Kürtlerin kolektif taleplerini öne çıkarmak amacıyla seçim sürecini değerlendirmek istemiş ve bu konuda başarılı bir çalışma yürütmüştür.

Beklentimiz en fazla 200 bin oy almaktı.
Bu 42 bin dolayındaki oy beklemediğimiz bir sonuçtu.

Öncelikle bu sonuçların bir başarısızlık olduğunu kabul ediyor ve siyasi sorumluluğu üstleniyoruz.

Öte yandan; bu sonuçları hem HAK-PARlılar hem de genel olarak tüm Kürt yurtseverleri ciddiyetle düşünmeli, sonuçlar çıkarmalıdır.

Biz kendi açımızdan değerlendirirsek;

1) Seçimlere katılmak için gerçekleştirdiğimiz teşkilat yapımızı henüz aktifleştiremeden Seçim sürecine katıldık. Bu sürecin önemli bir zamanı da deprem faaliyetleri ile geçti.
Tüm partiler seçim çalışmalarını çok önceden planlar, hazırlıklar yapar, il ilçe örgütlerini dinamik hale getirir. HAK-PAR teşkilat yapısını başta PM sini hem teşkilatlanma sürecinde hem de seçim sürecinde bir bütün olarak dinamik bir hale getiremedi.

Tüm çalışmalar çok az sayıda kararlı, sorumlulukla süreci omuzlayan kadro tarafından yürütüldü.

Bu durum mutlaka aşılmalıdır. Birlikte bu sorunu aşmak, Büyük Kongreyi toplamak dâhil gerekli adımları atmak önceliğimiz olmalıdır.

2) Seçimler Türkiye’de çok büyük mali kaynakla yürütülmektedir. Biz bu olanaklardan yoksunuz. HAK-PAR ‘ın bu seçim sürecinde kullanabildiği mali kaynak, yarışma halinde olduğumuz diğer partilerin sadece 1 ilçede sarf ettiği kadardır. Örneğin aktif illerimize birkaç büyük il hariç Genel merkezden aktarılan kaynak sadece 12.500 tl dir. (560 euro kadar)
Bu kadar kısıtlı kaynakla ortaya konan performans takdire şayandır.

Partiyi aktifleştirecek hatta profesyonel kadro çalıştırmaya imkan verecek kadar mali kaynak yaratmaya öncelik vermelidir.

Biz Kürt toplumunun içinde bulunduğu sosyolojik gerçekliğin farkındayız. Ve ona önderlik eden siyaset sınıfının nasıl büyük bir yozlaşma içinde olduğunu da biliyoruz.

Devletin Kürt varlığını inkar etme ve asimilasyon çabasında epey mesafe aldığı ortada. Özellikle Türkiyelileşme sloganı etrafında Kürtleri ulusal demokratik haklarından feragat ederek, tıpkı Lozan sürecinde olduğu gibi Kürt olmayanlar tarafından temsilini sağlama projesi hala çok etkili.

Biz Kürt yurtseverlerine düşen görev mevcut Kürt karşıtı yapılara uyum sağlamak ve eklemlenmek değil, ısrarla yılmadan bu yapıları teşhir etmek, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin doğru bir zeminde yeniden inşasın için çalışmaktır.

Dersim’de Ağrı’da, Zilan’da, Diyarbakır’da ve pek çok yerde soykırıma uğrayan Kürtlerin, bu uygulamaların mimarı Kemalistlerin başarısı için seferber olması bizi şaşırtmamalı.
Cıbranlı Xalıt ‘ın memleketinde İnönü’nün torunu Bir Türk solcusunu, Şeyh Sait’in asıldığı şehirde Bir Türkü omuzlarında taşıyarak meclise Kürtlerin temsilcisi olarak gönderenler bize garip gelmemeli.

Çünkü sömürgecilik tamda böyle bir şeydir. Sadece yer altı yer üstü kaynaklarınız sömürmez; sizi kendi ulusal kurumlarınıza, siyasetçilerinize, aydınlarınıza yabancılaştırır, hatta düşman haline getirir.

Biz böyle bir halkın siyasetçileriyiz.
Görevimiz sabırla, akılla, sömürgecilerin yarattığı bu algı ve davranış kalıplarına itiraz etme ve parçalamaktır.

HAK-PAR bunu yapıyor ve yapmaya devam edecektir.

Henüz yeterince güçlü değiliz. Oy Kullandığımız sandıkları bile koruyacak gücümüz yok. Özellikle Kürdistanda oylarımızın tutanaklara gerçek bir şekilde geçirilmediğini, pek çok sandıkta oy kullanılmasına rağmen hiç oy çıkmadığını biliyoruz. Anadolu Ajansının basın kuruluşlarına geçtiği bilgilerle yetiniyoruz.
Her ne olursa olsun, ben HAK-PAR Genel başkanı olarak bu sonuçlarla ilgili tüm sorumluluğu alıyorum.

İlk parti Meclis toplantımızda yapacağımız değerlendirme ve alacağımız kararları sizlerle paylaşacağız.

Sonuç olarak, tüm arkadaşlarımız şunu unutmamalı;

Biz bu seçimler için barajı aşmak ve vekil çıkarmak ya da çok yüksek oy almak gibi bir hedef koymadık.

Hedefimiz HAK-PAR’ı tanıtmak daha görünür kılmak, Kürt halkının meşru taleplerini kararlıca öne çıkarmaktı.

Bu hedefleri önemli bir oranda gerçekleştirdiğimiz kanısındayım.

Seçim süreci ve sonuçları koyduğumuz bu hedefler açısından değerlendirilmelidir.
Ve unutulmamalı ki, bu mazlum bir halkın davasıdır. Ve uzun soluklu bir mücadele gerektirir.

Tüm Partili arkadaşlarımızı ve dostlarımızı saygıyla selamlıyorum.
16.05.2023

Düzgün KAPLAN
HAK-PAR Genel Başkanı

 

Di hilbijartinên 2023’an de me ji bo Daxwazên Bingehîn ên Gelê Kurd derxinin pêş xebatên xwe meşand.

Weke tê zanîn Partiya Maf û Azadiyan (HAK-PAR) ji sala 2015’an û virde weke partî nikaribû beşdarî hilbijartinan bibe. Kadroyên ku piştî Kongreya 9. a HAK-PAR’ê dest bi xebatê kirin û soz dan ku bi organîzekirina HAK-PAR’ê herî kêm li 41 parêzgehan mafê ketina hilbijartinê ji nû ve ava bikin û bi ser ketin jî.

Di heyama 8 mehan de li 43 parêzgehan û sêyeka navçeyên van parêzgehan rêxistinek pêk anîn û bi lidarxistina kongreyên xwe mafê hilbijartinê bi dest xistin.

Di demeke kin de ji bo avakirina bloka hilbijartinê ya Kurdistanî û ji bo gelê Kurd vebijarkek welatparêziyê pêşkêşî wan bikin, çalakî pêk anîn. Helwesta muxatabên me yên di vê mijarê de di çarçoveya agahiya raya giştî de ye.
Li Tirkiyê 120 partî hene. Hejmara partiyên ku dikarin mafê beşdarbûna hilbijartinê bi dest bixin tenê 36 e.

Ji bo partiyek mecbûrî ye ku vî mafî bi rêxistin bike ku herî kêm li 41 parêzgehan namzetan destnîşan bike.
Ji ber vê sedemê hin alî beşdarî hilbijartinan nebûn.

Di hilbijartinên 14ê Gulana 2023an de tenê 24 partî beşdar bûn. Piraniya van 24 partiyan nekarîn li hemû herêman ango li 87 herêman namzetan diyar bikin.

Ji aliyê din ve HAK-PAR bi pêşkêşkirina 600 namzetan li her 87 herêman beşdarî hilbijartinan bû.

Hejmara partiyên ku bi diyarkirina namzetên beşdarî hilbijartinan dibin ji tiliyên herdu destan derbas nabe.
Bi kurtasî, HAK-PAR di pêşkêşkirina vebijarkek ku gelê me, welatparêzên Kurd, bi aramî dengê xwe bide û ev yek jî zemîna yekîtiya neteweyî ya demokratîk ava bike, bi ser ket.
Ev hemû pêvajoya dijwar bi çavkaniyên aborî yên pir kêm û di demeke kurt a 1 salî de hat meşandin.

Ez hemû hevalên me yên ku keda wan di serkeftina vî karî de heye, pîroz dikim.

Di pêvajoya hilbijartinê de HAK-PAR stratejiyeke propagandayê ya ku daxwazên bingehîn ên gelê Kurd radixe pêş çavan.

Di malzemeyên wek deklerasyon, belavok, pankart, bîlbord, afîş û hwd. de girîngî daye kurdî.
Daxwazên bingehîn ên wekî avakirina avahiyeke federal li herêmên ku kurd lê piranînin perwerdehiya bi zimanê dayikê û zimanê kurdî bibe zimanê fermî, bi biryar parast.

Di TRT’ê de tenê HAK-PAR’ê bi kurdî axaftinek kir û ev daxwaz derxistin pêş.

Bi taybetî li hemû bajar û navçeyên Kurdistanê bi zaravayên Kurmancî/Dimilî yên Kurdî û Tirkî, bi mûzîka Kurdî daxuyanî hatin dayîn. Belavok û belavok hatin belavkirin.

HAK-PAR medyaya civakî bi taybetî jî platformên Facebook, instegram û Twitterê bi performanseke mezin bi çend ciwanan ve kir qada propagandayê.
Di ser de jî, ev hemû bi destek karmend û îmkanên aborî yên pir û pir hindik pêk hatin.

Di sala 2023an de bi giştî milyarek û 961,3 milyon TL ji AKPê re, milyarek û 43,9 milyon TL ji CHPê re, 539,5 milyon TL ji HDPê re, 511,5 milyon TL ji MHPê re, 459,2 milyon TL jî ji bo ÎYI Partiyê hatiye dayîn.

Partiyên navborî û yên wekî wan jî partiyên ku xwedî derfetên darayî û fînansorên bihêz in ku ji van bûdceyan dûrtir in.
Li aliyê din HAK-PAR, tevahiya rêxistinbûn û xebatên xwe yên hilbijartinê bi tenê 700 hezar ve meşand.

Tevî vê budceya kêm performansa hevalên me cîhê şanaziyêye.

Bi kurtî, me propagandaya herî baş û zelal a ku ji partiyeke Kurdistanî tê hêvîkirin, li ser esasekî mîllî meşand.

Ez di wê baweriyê de me ku xebatkarên HAK-PARê yên li derveyî welat jî tev de hema hema her tiştê ku dikeve ser milên wan rêk û pêk anîn cîh. Careke din, pîrozbahî û spas ji bo kesên ku beşdarî kirin.

Nirxandina Pêşî ya Encamên Hilbijartinê dê meclîsa partiyê bi awayekî fermî binirxîne û bi raya giştî re parve bike. Lêbelê, nirxandinek pêşîn jî pêdivî ye.

Tevî ku heta niha ji aliyê YSK’ê ve bi awayekî fermî nehatiye ragihandin jî, HAK-PAR’ê di hilbijartinên 14’ê Gulana 2023’an de bi qasî 42 hezar deng hildaye.
Li gorî hilbijartinên 2015’an, HAK-PAR dengên xwe ne zêde kir, berovajî wê hema hema nîvê dengên xwe winda kir.

Stratejiya hilbijartinê ya ku partiya me dişopîne û performansa derxist holê, gelek kes li hêviya dengên pir bilind bû. Bi awayekî ku ev yek nîşana xuyabûna HAK-PARê bû û bi awayekî ciddî veguherî avahiya nûnertiya neteweyî ya kurd.

Lê belê, me ji bandora kûr û siyaseta xwe biyanîbûn, tirkkirinê ya ku bi salan li ser civaka kurd tê meşandin û her ku diçe dejenerebûna siyasî ya kurd dizanibû.
Helbet em qet nefikirîn ku di van şert û mercan de bendavê derbas bikin, wekîl bên tayînkirin an jî bigihêjin rêjeyeke stratejîk a %3. Em ji bo çend wekîlan neçûn ber deriyê kesî, me bazarî nekir.

Me piştgirî neda partiyên kolonyalîst, antî-kurd, projeyên ku MÎT’ê ava kirin û li ser tevgera kurd danî.
Me hewl da ku daxwazên bingehîn ên gelê Kurd derxînin holê, em realîst bûn.

Me çaverê nedikir ku girseya gel ji bo demeke kin dev ji partî û projeyên kolonyalîst berde û berê xwe bide welatparêzên Kurd ên dilpak û bi dengên bilind piştgirîya wan bike.
Me dizanibû ku ji bo avakirina xeteke xurt a welatparêziya Kurd rêyeke dûr û dirêj heye, ji ber ku me dît ku siyasetmedarên Kurd di nav partiyên ku hê hebûna Kurdan armanc nakin, di polîtîkayên xwe yên asîmîlasyonê de israr dikin û di serî de nabin namzet jî, hevrikiyê dikin û hewldana kadroyên bi navê ‘Kurdistanî’ jî pûç û vala kirin.

HAK-PAR’ê ji bo eşkerekirina polîtîkayên dijî û ronîkirina daxwazên kolektîf ên kurdan xwest pêvajoya hilbijartinê binirxîne û di vî warî de lêkolînek serkeftî kir.

Hêviya me ew bû ku herî zêde 200 hezar deng bidest bixin.
Ev encameke neçaverêkirî ya derdora 42 hezar dengan bû.

Beriya her tiştî em qebûl dikin ku ev encam têkçûn e û berpirsiyariya siyasî jî em hildidin ser xwe.

Ji alîyek dî; Divê hem endamên HAK-PAR’ê û hem jî bi giştî hemû welatparêzên Kurd van encaman bi cidî binirxînin û encaman derxin.

Ger em bi perspektîfa xwe binirxînin;

1) Berî ku me sazûmana xwe ya rêxistinî aktîv kir û em pê hesiyan ku beşdarî hilbijartinan dibin, em beşdarî proseya hilbijartinê bûn. Demeke girîng a vê pêvajoyê bi çalakiyên erdhejê derbas bû.
Hemû alî ji berê de plan û amadekariyên hilbijartinê û rêxistinên parêzgeh û navçeyan jî dînamîk kirin. HAK-PARê hem di pêvajoya rêxistinî û hem jî di pêvajoya hilbijartinê de nekarî pêkhateya xwe ya rêxistinî, bi taybetî meclîsa partiya xwe dînamîk bike.

Hemû xebat ji aliyê hejmareke pir kêm ji xebatkarên bi biryar û berpirsyar ên ku pêvajo li ser milê wan bûn, hate meşandin.

Divê ev rewş were derbaskirin. Divê em bi hev re vê pirsgirêkê bînin ber çav û gavên pêwîst bavêjin, di serî de lidarxistina Kongreya Mezin.

2) Hilbijartinên li Tirkiyeyê bi çavkaniyên madî yên mezin tên kirin. Em van îmkanan kêm in. Çavkaniyên darayî yên ku HAK-PAR dikare di vê pêvajoya hilbijartinê de bi kar bîne bi qasî partiyên din ên ku em bi wan re tenê li 1 navçeyekê di pêşbirkê de ne. Mînak bûdçeya ku ji parêzgehên me yên çalak bûne, ji bilî çend parêzgehên mezin tenê 12 hezar û 500 TL ye. (heta 560 euro)
Performansa bi çavkaniyên weha kêm cîhê şanaziyêye.

Divê pêşî li afirandina çavkaniyên darayî yên têra xwe ji bo aktîvkirina partiyê û hetta karkirina kadroyên pispor hebe.

Haya me ji rastiya sosyolojîk a civaka Kurd heye. Û em dizanin ku warê siyasî de ya ku pêşengiya wê dike çiqas qirêj e.

Eşkere ye ku dewlet ji bo înkarkirina hebûna kurdan û asîmîlasyonê rêyeke dûr û dirêj derbas kiriye. Projeya destberdana mafên neteweyî yên demokratîk ên Kurdan, bi taybetî jî li dora dirûşma Tirkbûnê û temsîliyeta wan ji aliyê ne Kurd ve, çawa ku di pêvajoya Lozanê de bû, hîn jî pir bi bandor e.

Wezîfeya me wek welatparêzên Kurd ne lihevhatin û vegotina bi pêkhateyên heyî yên li dijî Kurdan e, bi israr eşkerekirina van pêkhateyan û xebata ji nû ve avakirina têkoşîna azadiya gelê Kurd li ser zemîneke rast e.

Divê em bizanin Kurdên ku li Dêrsim, Agirî, Zîlan, Amedê û gelek deverên din rastî qirkirinê hatin, ji bo serkeftina Kemalîstan, mîmarên van pêkanînan, seferber bûn.
Divê ji me re xerîb nebe ku yên çepekî tirk, neviyê Înonû, li bajarê Cibranlı Xalitê, tirkekî li bajarê ku Şêx Seîd lê hatiye darvekirin, şandine meclîsê, wek nûnerê kurdan.

Ji ber ku kolonyalîzm ev e. Ne tenê çavkaniyên we yên binerd û jorîn têne îstîsmarkirin; we ji sazî û dezgehên xwe yên netewî, siyasetmedar, rewşenbîr, dûr dixe, heta we dike dijmin.

Wezîfeya me ew e ku em van feraset û şêwazên tevgerê yên ku ji hêla kolonyalîstan ve hatine afirandin bi sebir û aqil îtîraz bikin û bişkînin.

HAK-PAR vî karî dike û dê berdewam bike jî.

Em hê bi têra xwe xurt nebûne. Hêza me ya parastina sindoqên ku em tê de dengê xwe didin jî nîne. Bi taybetî li Kurdistanê em dizanin ku dengên me di deqeyan de nayên tomarkirin û tevî ku di gelek sindoqan de deng dane jî, ti deng derneketiye. Em bi agahiyên ku Ajansa Anadoluyê ji saziyên çapemeniyê ve hay ji encamê dibin.

Tevî vê yekê jî ez wek Serokê HAK-PARê berpirsiyariya van encaman bi tevahî radigirim.

Em ê di yekemîn civîna meclisa partiya xwe de nirxandinên ku em ê bikin û biryarên ku em ê bidin bi we re parve bikin.

Di encamê de divê hemû hevalên me ji bîr nekin ku;

Me ji bo van hilbijartinan benda derbaskirina bendavê, tayînkirina wekîlekî an jî girtina dengên pir zêde nexistiye ber xwe.

Armanca me ew bû ku em HAK-PARê bidin nasîn, zêdetir bidin xuyakirin û bi biryarî daxwazên rewa yên gelê Kurd derxin pêş.

Ez di wê baweriyê de me ku me heta asteke girîng gîhiştin van armancan.

Pêvajoya hilbijartinê û encamên wê divê li gorî armancên ku me destnîşan kirine bêne nirxandin.
Û divê neyê ji bîr kirin ku ev doza gelê bindest e. Û têkoşînek dirêj hewce dike.

Ez hemû endam û hevalên Partiya me bi rêzdarî silav dikim.

16.05.2023
Düzgün Kaplan
Serokê HAK-PARê

About Post Author