ORTADOĞUDA YAŞANAN KARMAŞIK İLİŞKİLER ve KÜRTLER
Arap baharı İle başlayan Ortadoğu süreci, çok yönlü siyasi ilişkiler ve bloklaşmalarla devam ediyor.
Bu süreç neden nasıl başladı konusu çok farklı yaklaşımlarla, günümüze kadar yazılıp çizilmiştir.
Bazı görüşlere göre, dünyada hakim olan ekonomik sistemin tıkanmışlığını aşmak İçin başlatılan süreçlerden biridir.
Konuya açıklık kazandırmak İçin bir örnekle açıklamaya çalışmak gerekirse,
Madencilik sektöründe ; iki türlü rezerv haritası vardır.
Görünen Açık Rezerv ; Ekonomik olarak işletilen ve parasal değer olarak bir ekonomik varlıktır.
Kapalı Rezervler ; Henüz parasal bir varlık olarak değerlenmemiş, ileride parasal değer kazandırmak üzere saklı tutulan rezerv haritalarıdır.
Dünya ekonomik sistemi, yüz yıl önce ‘’ kapalı rezerv’’ olarak bıraktığı Ortadoğu pazarı, günümüzde kendi koşullarına göre, arz / talep dengesine getirmek ve dünya pazarına elverişli hale getirme çalışmaları olarak da değerlendirilebilir.
SİYASAL SÜREÇLERİN ARKA PLANINDA EKONOMİK ÇIKARLAR VE PAYLAŞIMLAR VARDIR !
Bu süreç başlatılırken siyasi ve toplumsal değişim-dönüşümleri, doğal olarak harekete geçirmektedir ve geçirecektir.
Yüzyıl önce bölgede çizilen haritalar sonrası, Kürtlerin kaybettiği bir realite olarak bugüne kadar devam etmiştir.
Bugün ne olacak güç dengesi kimin lehine sonuçlanacak, ekonomik dengelere göre haritalar değişebilir mi, herkesin merak ettiği sorulardır.
Bu bağlamda Ortadoğu’da, günümüzde çok karmaşık ilişkilere tanık olmaktayız.
Ortadoğu’daki toplumsal dokuları da değiştirebilecek gelişmelere tanık olabilecek ilişkiler.
Hakim güçlere göre, tarafları ayırdığımız zaman, dikey ve çapraz ilişkilerin hakim olduğunu görmekteyiz.
Dikey ilişkiler doğal görünen ilişkilerdir, arka plandaki çapraz ilişkiler ise, işi karmaşık hale getiren ilişkilerdir.
Süreç devam ettikçe, karmaşıklaşan ilişkiler, bir zaman sonra netleşmeye doğru giderek kimin nerde yer aldığı pozisyon olarak ortaya net olarak çıkacaktır.
Netleşen pozisyonlarda tarafların safları belirginleştiği için, ekonomik kaynaklara göre, harita değişimleri de bu pozisyonlara göre ve hakim güçlere göre değişebilmektedir.
Pozisyon ve ilişkiler şimdilik şöyle seyretmektedir, zamanla netleşmeye doğru, pozisyonlar yer değiştirebilir.
1.) Dünya ekonomik ve siyasi güçlerini ellerinde bulunduran batı dünyası bir tarafta.
AB, İngiltere, ABD ve aynı paydada yer alan dünyanın çeşitli devletlerin yer aldığını görmekteyiz.
Bu ülkeler koalisyon güçleri olarak tanımlanmaktadır.
Bunların içinde Arap ülkeleri de vardır.
Türkiye’de bu yelpazede yer almakla beraber, kendi içindeki KÜRD sorunundan dolayı, farklı çok yönlü ilişkilerede girdiğini görebilmekteyiz.
2.) Rusya İran, Suriye ve Irak ( Irak’ın bazı siyasi kesimleri şii hilalı destekçileri )
Bu ilişkilerin arka planı Çin’e kadar gidebilmektedir, dünyada farklı bir kutuplaşma çağrışımı da yapan ilişkilerdir.
3.) Güney KÜRD Federe Yönetimi ; Henüz kendi içinde devletin kurumsal yapılarını tamamlayamamış, ancak farklı kültür ve etnisitelere kendi içinde verdiği değer ve kültürel özerklikler gelecekte örnek bir demokrasi kalesi olarak Ortadoğu’da yer alabilir.
Bölge ülkeleri ile iyi geçinmeye çalışan, 1.ci kategoride yer alan AB, İngiltere ve ABD den ciddi destek alan bölgesel yönetimdir.
Kendi içindeki çelişkileri aşabilirse çok daha ileri düzeylere gelebilir.
Türkiye ile ticari, ekonomik ve diplomatik ilişkilerini iyi tutmaya çalıştığı gözlemlenebilir.
4.) Türkiye, İran, Suriye ve Irak Ortadoğu’da yüz yıl önce kurulan nizamın değişimi karşısında deklere edilmeyen bir blok ( Kürtlerin statü almamaları için çaba gösteren blok ) kendi aralarında karşıt çıkarlarına rağmen bu konuda sıkı bir işbirliği içindeler.
Her dört yapının da ekonomik çıkar ve ilişkiler ağı içinde iç içe ilişkiler içinde olan karmaşık yapıları vardır.
Çapraz ilişkilerde herkes yer alıyor.
Ekonomik ilişkiler ve çıkarlar dikey ilişkilere rağmen, çapraz ilişkilerinde olduğunu ve olacağını söyleyebiliriz.
5.) KÜRTLER ; Kürtler bu ilişkiler ortasında, varlık, yokluk mücadelesi veren devletsiz bir ulus.
Dünya BM nezdinde yok sayılan ve elli milyondan fazla nüfusa sahip bir halk.
Kürtleri sayarken PKK yi söylemeden olmaz, PKK Kürdistan ismi altında elli yıla yakındır bölgede rol oynayan bir örgüt.
Şu anki ilişki ve talepleri itibariyle Kürtler hariç, bölge nizamı İle birlikte hareket eden 2. Gruptaki yapılara hizmet ve fayda sağlayan,
( Başta İran ) bir çalışma içindedir.
Kısaca o da bölge nizamının değişmemesi sınırların değişmemesi mücadelesi veriyor.
Bunu yaparken açıktan yapmak yerine, ‘’ demokratik modernite, ulusal devletleşme karşıtlığı, demokratik cumhuriyet ‘’ vb gibi argümanlarla, Kürt karşıtlığını bununlan örterek Kürt potansiyelini kullanmaya devam ediyor.
Varlık gösterdiği ülkelerde Demokrasinin gelişmemesi yönünde çok önemli bir rol oynuyor.
Demokrasi beraberinde sorunların çözümünü getireceği için, ortamı militarize ederek bunu önlemeye çalışıyor.
Sorunlarını çözmeyen bir ülkede ekonomik, sosyal ve siyasal olarak geri bir sisteme devam etmektedir. Bu da başta KÜRD sorunu olmak üzere ülkenin temel sorunlarının ötelenmesine ve çözümsüz kalmasına zemin hazırlamaktadır.
Batı ve dünyanın birçok devleti tarafından terör örgütü listesine alınmıştır.
Bu karmaşık ilişkiler içinde Kürtlerin hareket alanı ve ilişkileri nasıl olmalıdır.
KÜRD siyasi yapıları yüzyıl öncesinde yaşananı ve bugünü çok iyi analiz ederek nasıl bir bu ilişkiler yumağı içinde olduklarını okumaları gerekir.
Analizlerini sağlıklı yapan KÜRD siyasi yapıları, reel bir yapı içinde, dar ideolojik saflaşmalara gitmeden, siyasi yelpazesini olabildiğince geniş tutarak, planlı bir zihniyetle, kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerini yaparak ve kendi aralarında saygı, sevgi ve hoş görüyü yaşatarak bu karmaşık ilişkiler yumağı içinde yerlerini alabilirler.
Davut BİLİNMİŞ
Hak ve Özgürlükler Partisi
Ekonomi Politikadan sorumlu
Genel Başkan Yardımcısı