HAK-PAR Genel Başkanı Kemal Burkay, Muş Alparslan Üniversitesi’nde “Kürt Sorununun Çözümünde Barışçıl ve Demokratik Yöntemler” konulu konferans verdi.
Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Kemal Burkay, “Kürt toplumunu yok saymak Kürt direnişine yol açtı. Bu ülkenin halkları ile uğraşmak zorunda kaldılar. En son 30 yıllık çatışmalarda 50 bin canımızı yitirdik on binlerce faili meçhul, toplumun birçok ekonomik kaynağı yok oldu. Bölgenin ekonomisi alt üst oldu” dedi
Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Kemal Burkay, Muş Alparslan Üniversitesi’nde “Kürt Sorununun Çözümünde Barışçıl ve Demokratik Yöntemler” konulu konferans verdi. Rektörlük Sabahattin Zaim konferans salonunda düzenlenen konferansın açılış konuşmasını MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç yaptı. İnanç, konuşmasına Burkay’ın bir şiirinden dörtlük okuyarak başlayıp, Kürt sorununun yıllarca bölgede ciddi kayıplara yol açtığını vurguladı. MŞÜ olarak, çözüm sürecine katkıda bulunmak için ellerinden ne geliyorsa yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerini belirten İnanç, herkesin bu sorunun çözümünde paydaş olması gerektiğini söyledi.
Daha sonra konferansa başlayan Burkay, Cumhuriyet’in kuruluşunda Mustafa Kemal Atatürk’ün de Kürtleri inkar etmeyip Kürtlere özerklik verileceğini söylediğini kaydetti. Burkay, “Mustafa Kemal Kürt bölgelerine özerklik verileceğini söylemişti. Lozan’dan sonra devlette yeni bir anlayış inşa edildi. Tek renk ve ulus devletiydi. O dönemde Adem’i merkezi bir sistem getirilmiş olsaydı Kürt sorunu çözülmüş olurdu. Lozan’dan sonra Cumhuriyet farklı bir yöne yöneldi. Bir ülkede birden fazla resmi dil olabiliyor. Ne yazık ki biz bunu yapamadık. Kürt toplumunu yok saymak Kürt direnişine yol açtı. Bu ülkenin halkları ile uğraşmak zorunda kaldılar. En son 30 yıllık çatışmalarda 50 bin canımızı yitirdik on binlerce faili meçhul, toplum birçok ekonomik kaynağı yok oldu. Bölgenin ekonomisi alt üst oldu. Binlerce köy yakıldı yıkıldı ve insanlarımız büyük kentlere yöneldi. Bir kısmı Avrupa’ya yöneldi. Bu göçler İstanbul İzmir ve Çukurova’nın düzenini bozdu. Bu insanlar evlerini köylerini mallarını bırakarak gitti” dedi.
Kürtlerin hep yok sayıldığını ve haklı taleplerinin her zaman reddedildiğini vurgulayan Burkay, “1966 yılında yazdığım bir yazıdan dolayı tutuklandım. Kürtler ve Kürdistan vardır dedim ve bu bir suç değil. Ama bunları yazdığım için 3-4 arkadaşımla birlikte tutuklandık. Baskıyla yok saymayla Kürt sorununu çözmek mümkün değil. 1990’lı yıllarda Demirel ve İnönü’nün koalisyonunda Kürt gerçeği kabul edildi. Ama bunları takip eden reformlar olmadı. Kirli savaşın tüm hızıyla devam ettiği dönemdi. Kürt sorunu ile Avrupa Birliği’ne gidemeyiz. Avrupa Birliği de bunu kabul etmez” şeklinde konuştu.
“33 Kurşun olayını Türkiye halen yaşıyor”
Soru cevap bölümünde öğrencilerin sorularını yanıtlayan Kemal Burkay, Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde yapılan hava operasyonunda ölen 33 kişinin hakları ile ilgili soruya verdiği cevapta hükümetin olaydan bilgisinin olmadığını vurguladı. Burkay, “Roboski olayı küçük bir olay değildir. 33 kurşun olayını Türkiye halen yaşıyor. 1940’lı yıllarda Van’da 33 kişinin öldürülmesi olayı halen unutulmadı. Roboski de bundan hafif değil. Ne yazık ki Roboski olayı aydınlatılamadı. Roboski olayı bana göre hükümeti köşeye sıkıştırmak için yapıldı. Açılım sürecinin içerisinde birileri bunu yaparak şu mesajı verdiler. ‘Bakın AK Parti hükümeti bir açılım yaptı. Ama 33 köylüyü de bombaladı’ dediler. Daha sonra başbakan Erdoğan ‘benim haberim yoktu’ diye açıklama yaptı. Ben o açıklamanın doğru olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
‘Hükümetle cemaatin kavgaya tutuşması doğru değil’
Konferansın ardından gazetecilerin, ülke gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Burkay, hükümet ile cemaat arasındaki anlaşmazlığı doğru bulmadığını söyledi. Burkay, “Ülkede yaşanan olaylar farklı yorumlanıyor. Bazıları bunu güç paylaşımı kavgası olarak tanımlıyor. Ben bu noktaya gelinmesini olumlu bulmuyorum. Keşke bu noktaya gelmeseydi. Cemaat, bir inanç gurubu olarak hükümet ile böyle bir kavgaya tutuşmamalıydı. Bu kavga demokratikleşme sürecine hizmet etmiyor. Bu aşamadan sonra yasalara göre davranmak gerekiyor. Komplolara göre değil” dedi. Önceki gün aralarında üç bakanın oğlunun da bulunduğu işadamlarına yönelik yapılan operasyonu da değerlendiren Kemal Burkay, “Yapılan operasyonlarla ilgili yorum yapmak istemiyorum. Bu çok önemli bir operasyondur. Önümüzdeki günlerde durum netleşecek. Bu ülkede her şeyin birden bire düzelmesi zaten beklenemezdi. Bunlardan bir tanesi de kirliliktir. Bunlar lider meselesi değil, sistem meselesidir. Türkiye henüz istenilen şeffaflığa ulaşamadı” şeklinde konuştu.
Kaynak:iha