GÜNCEL

Hükümet ve PKK tutarlı olmalı

 

Hükümet’e Irak’a asker gönderme konusundaki yetkiyi tazeleyen karar Parlamento’dan geçti. AK Parti’nin yanı sıra CHP ve MHP de bu karara destek verdiler.

Kararın gerekçesi olarak PKK’nin sınır ötesindeki askeri varlığı ve geçmişteki veya gelecekte muhtemel eylemleri gösteriliyor.

HAK-PAR olarak bu tutumu iki nedenle yanlış buluyoruz.

Birincisi, bu yılın başlarında hükümetle PKK arasında varılan uzlaşma sonucu silahlar susmuş ve “Çözüm ve Barış Süreci” denen bir süreç başlamıştı. Bunun sonucu silahlar 9 aydır suskun ve arada bazı tartışma ve kaygılar yaşansa da bu durum hâlâ devam ediyor. Böyle bir süreçte sınır ötesi operasyona yönelik kararı tazelemek yanlıştır, sürecin ruhuna uymaz.

İkinci olarak, PKK’nin sınır ötesindeki varlığının sürmesi bizzat Türk devletinin son 14 yıllık politikasının ürünüdür. İmralı Süreci’nin daha başında, 1999 yılında Öcalan silahları tümüyle bırakmayı, bunun için yolun açılmasını istedi, PKK de buna evet dedi. Yani içerdekiler ve sınır ötesindekiler ile PKK’nin tüm askeri güçleri daha o zaman ortadan kalkabilir, PKK ad ve program değiştirerek sivil hayata geçebilir, şiddet ortamı son bulabilirdi. Ama o zamanki Hükümet ve Genelkurmay bunu kabul etmedi; aksine içerdeki  PKK güçlerinin de –“lazım olur” diye içerde kalması istenen 500 kişinin dışında- sınır dışına çekilmesini istedi.

Bilindiği gibi PKK o tarihte söz konusu 500 kişi dışında gerilla güçlerini tümden sınır dışına çekti ve beş yıl süreyle tek kurşun sıkmadı. Daha sonra silahlı eylemlere başlamasının nedenleri ise ayrı bir konudur…

Böylece 2013 yılına kadar gelindi. 2013 başında, bu kez Öcalan-MİT görüşmesinin ardından PKK bir kez daha silahları susturdu ve Hükümet sürecin PKK’ye silah bıraktırmaya yönelik olduğunu söyledi. Ama nedense bu kez de PKK’nin içerdeki güçlerinin silahları burada bırakmaları değil, sınır ötesine çekilmesi istendi…

Oysa doğrusu içerdekilerin içerde, dışarıdakilerin de ya bulundukları yerde, ya da Türkiye’ye dönüp sınırda silah bırakmalarıydı. Silah bırakanlar serbest olmalı, sosyal ve siyasal hayata entegre olmalarına yol açılmalıydı. Cezaevindekiler de serbest bırakılmalı, yurt dışındaki PKK’liler serbestçe dönebilmeliydi. Bunun için yasal zemin Parlamento tarafından oluşturulmalıydı. Eğer çözüm ve barış olacaksa, en azından şiddet son bulacaksa yolu yordamı buydu.

Ama bu kez de böylesine sonuç verecek bir yol izlenmedi ve PKK’nin silahlı güçlerini sınır dışına çekmesi istendi. Demek ki bu insanların sınır ötesinde yoğunlaşmaları varılan uzlaşmanın sonucudur. Öyle olunca, PKK güçlerinin sınır ötesindeki varlığından söz ederek öteki tarafa müdahale kararı almak ne oluyor?

Görüldüğü üzere yapılan iş hiç de mantıklı değil.

HAK-PAR olarak bir kez daha hem Türk devleti ve hükümetini, hem PKK’yi tutarlı olmaya çağırıyoruz.

Eğer PKK, kendi liderinin de dile getirdiği gibi silahlı mücadelenin artık miadının dolduğu görüşünde ise ve silah bırakacaksa, işi uzatmadan, ayak sürümeden bunu bir an önce yapmalı. Devlet ve hükümet de bunun gerçekleşmesi için kendine düşeni yapmalı. Bu ise önce “sınır ötesine taşının”, sonra da “sınır ötesindeler, öyleyse oraya operasyon yapma hakkım var!” demekle olmaz.

Kemal Burkay

HAK-PAR Genel Başkanı

12 Ekim 2013

About Post Author