Bilindiği üzere üçüncü kürdistan ulusal gençlik konferansı 26-27/04/2013 tarihinde Güney Kürdistanın Duhok kentine yakın Rojavalı Kürt kardeşlerimizin kaldığı Domiz kampında yapıldı.
Konferansa Kürdistanın dört parçasından ve Avrupadan 250 delege katıldı. 76 Siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı konferans 2 gün sürdü. Rojavalı Kürt gençlerinin manevi anlamda ev sahipliği yaptığı konferans, diğer 2 Kürt Ulusal Gençlik Konferansında olduğu gibi özüne uygun gerçekleşti.
Konferans 5 gündem maddesiyle toplandı. Bu gündem maddeleri;
1-Ortadoğu’da yaşanan değişimler, Rojava devriminin Kürtler üzerindeki etkileri,
2- Kürd Ulusu neden devletleşemedi? Gençliğin bu konudaki görüş ve önerileri,
3- İşgalci devletlerin Kürdistan üzerindeki politikaları ve bunların Kürdistan gençliğine etkileri,
4- Büyük Kürdistan’a giden yolda engeller ve açmazlarımız ve yürütülmesi gereken politikalar üzerine gençlerin görüşleri,
5- Kürdler arasında Ulusal Konferans nasıl gerçekleşebilir. Gençlerin düşünceleri nelerdir?
Bir çok tartışma ve öneriler ışığında 26 maddelik sonuç bildirgesi hazırlandı. Hazırlanan sonuç bildirgesi kararları 2 gün boyunca yapılan tartışma ve öneriler ışığında oy birliği ile karar altına altına alındı.
Zamanın dar tutulması ve konuşmacı kurum sayısının fazla oluşu, gündem maddelerinin iyi tartışılamamasına neden oldu. Konuşmacı kurumların temsilcileri kendilerini iyi ifade edemediler ve vermek istedikleri mesajları tam anlamıyla aktaramadılar. Diğer iki konferanstan farklı olarak bu konferansta en büyük eksiklik yukarıda ifade ettiğim zaman sıkıntısı olduğunu söyleyebiliriz.
Yukarıda genel bilgilendirmeden sonra bizlerin asıl üzerinde yoğunlaşması gereken nokta Kürdistan Ulusal Gençlik Konferansının sonuçları olmadır. Her zaman bu tip organizasyonlarda teknik sıkıntılar yaşanabilir, eksikler olabilir. Bu da biz Kürtlere has bir durum olmasa gerek…
Kürdistanda hak ve statü alma mücadelemiz devam ediyor. Egemen güçler tarafından parçalanan ülkemiz irademiz dışında bölündüğünden bizlerde kendimizi bu parçaların koşullarına göre şekillendirmek zorundayız. Dört parçada görece olarak sadece Güney parçamız özgürlüğünü elde etmiş bulunmakta. Rojavadaki mevcut durum tam anlamıyla bir statü olmasa da oradaki güçlerin bir araya gelip ulusal çıkarlarımız ekseninde birlikte tutum alması halinde, Güney parçamızla aynı kaderi paylaşması kaçınılmaz olacaktır.
21. Yüzyılın Kürtlerin yılı olacağı, hepimizin hemfikir olduğu bir tespit sanırım. Ancak bunu hızla kendi lehimize çevirmemiz için örgütlü ve kararlı bir duruş göstermemiz kaçınılmazdır. Biz kürtler istem ve taleplerimizi net biçimde dillendirmeliyiz. Bunun için pratik işler yapmalı ve birlikte hareket etmeliyiz. Dağınık ve belirsiz taleplerle kitlelerden taleplerimize cevap vermesini beklemek, dış etkenlerin beklentisi içerisinde olmak, bir yerlerden gelecek bir lütuf beklemek gerçekçi değildir. Kürtlerin birlikte hareket etme zamanı çoktan gelmiştir. Kürt siyasal yapılarının ulusal çıkarlarımız ekseninde kümelenmesi egemen güçlere verilebilecek en iyi mesajdır. Artık kürtlerin eskisi gibi dünyadan bihaber olmadığının en iyi göstergesidir. Kürtlerin kendi geleceğine kendisinin karar verebileceği bir süreçteyiz. Ortaklaşarak, geçmişten dersler alarak yürütülecek çalışmalar bizlerin daha cesur ve gerçekçi talepler oluşturmamıza zemin hazırlayacaktır. Her parçanın özgün koşullarını da göz önünde bulundurarak hareket etmemiz, menzile ulaşmamızı hızlandıracaktır. Eski dar grupçu ve örgütsel çıkarlarımızı bir yana atmalı, halkımızın belirlenmek istenen kaderine “bizler sözde değil özde” doğrudan müdahil olmalıyız.
Üçüncüsü yapılan gençlik konferansının bu dönemde gerçekleşmesi, Kürtlerin ortak doğrular üzerinde yakınlaşması gerektiği mesajını bizlere vermektedir. Gençlik olarak 3 konferans organize edebiliyorsak, siyasi ve politik aktörlerimizde Ulusal Kongreyi-Konferansı organize edebilmelidirler. Üçüncüsünü yaptığımız konferansta aldığımız kararların siyasal aktörlerimizce artık dikkate alınması gerekmektedir.
Önümüzdeki yıl dördüncüsü yapılması planlanan Kürdistan Ulusal Gençlik Konferansı herkese hitap edecek bir zeminde yapılması için siyasal parti ve sivil toplum örgütleri temsilcilerine önemli görevler yüklemektedir. Kendi gençlik örgütlerini harekete geçirmeli ve ulusal kazanımlarımız için bütünleştirici bir rol oynamalıdırlar.
Ülkemizin kuzey parçasında aktif çatışma süreci sona yaklaşmışken Hak-Par gibi demokratik yöntemlerle mücadele yürüten örgütlerin söz sırası gelmiştir. Bu vesileyle politikalarımızın yaşamsal ikliminin hayat bulması için ilkesel yakınlaşmalar elzemdir. Umudumuzu ve inancımızı halkımızın özgürleşme davasına adamışsak, statüsüz bir süreç yaşanmasını istemiyorsak bu dönemde daha fazla rol almalı, çalışmalarımızı daha da yagınlaştırmalı ve halkımızın kurtuluşuna gidecek olan örgütlü çalışmalarda yer almalıyız. Zamanımızı ve enerjimizi bu alana kanalize etmeli, Umudumuzu ve davaya olan inancımızı halkımızla bütünleştirip, egemen güçlere karşı seçenek olmalıyız.
Şimdi mücadele bayrağını kararlılıkla omuzlama zamanı…
Şimdi Hak-Par zamanı…
Ramazan Moray
Üçüncü Kürdistan Ulusal Gençlik Konferansı Koordinasyon Üyesi
05.04.2013