Gaziantep’teki kanlı saldırının hedefi insani değerlerdir. İnsanlıktır. Bunun ne hukuki ne ahlaki ne de vicdani bir dayanağı yoktur. Bunu dinle, etnisite ile açıklamak da mümkün değildir. Bir düğün alanını mahşere çevirmenin insani izahı yoktur.
Şiddeti bir hak arama aracı, bir iktidar kurma seçeneği olarak gördüğümüz sürece, bu kan deryası içinde olacağız. Eli kanlıların elini sıktıkça, o kan bizim de elimize bulaşacak. Dahası o kan yüzümüze, gözümüze bulaşacaktır.
Dünya tarihi kanlı katliamlarla doludur. Bu dünya daha bir yüzyılı savaşsız, yıkımsız geçirmemiştir. Uygarlık, insanın yerleşik hayata geçmesiyle başlamıştır. İnsan oğlu tüm gelişmelerini, savaşlar arası teneffüslerde sağlamıştır. Bu gün içinde yaşadığımız eveler, iş yerleri, kamu binaları, parklar, bahçeler, eğlence ve dinlence yerleri, ulaşım ve iletişim araçları hasıl kelam hayatı kolaylaştıran tüm eserler çatışmasızlık ortamında gelişti. Dahası İnsan Hakları, Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü ile ilgili değerler de barış ortamında filizlenmeye başladı. Ellerimizi tetikten çekince, kinden, öfkeden arındıkça nelere imza atacağımızı hayal bile edemiyorum.
Kan ve gözyaşı bize göz açtırmıyor. Etrafımızı seyredemiyoruz, olup bitenleri göremiyoruz. Köreliyoruz. Dikkatle bakamadığımız için duyamıyoruz da.
SSCB Afganistan’ı işgal ettiğinde, bizler “Devrim ihraç edilebilir mi?” diye tartışıyorduk. İşgalci bir ordunun, yerleşik halka verdiği zararı, çektirdiği acıyı düşünme yetisinden yoksunduk. Bu gün halen çok fazla yol almamışız. Bireylerin acılarını, mağduriyetlerini, trajedilerini, hayal kırıklıklarını anlamaktan uzağız. Kazanılan bir zaferin kimlerin hayatına mal olduğunu düşünmemişiz. Empati yeteneğimiz kötürüm. Oysa bir insan bir kez dünyaya geliyor. O yaşam şansını aldıklarımızla, kaç dünya yıkıldı bilinmiyor…
Bu gün Orta Doğuda bir savaş ortamı var. Hepimiz yeni çizileceği söylenen haritalara odaklanmışız. Ölen yüzbinleri, yerinden yurdundan edinilmiş milyonları, yıkılan yuvaları, kentleri, insanlığın binlerce yıllık değerlerinin heba olduğunu göremiyoruz. Peki hangi yeni harita kaybettiklerimizi bize geri verebilir?
Orta doğu dünya enerji rezervlerinin %56’sını barındırıyor. Bu doğal zenginlik kaynağının yarattığı parıltı gözlerimizi kamaştırmış. Ne halklarımız bundan doğru yararlanmayı biliyor, ne de enerjiye ihtiyacı olanlar izin veriyor. Bu durum tüm dünyayı ilgilendiriyor. Bundan dolayı rahat yüzü göremiyoruz.
Ortadoğu’yu savaş ve şiddet esenliğe ulaştırmayacaktır. Barışın olmadığı yerde esenlik olmaz.
Barışa ulaşmanın yolu, demokrasi, insan hakları ve adaletten geçer. Değişim demokratik yöntemlerle sancısız ve ağrısız gerçekleşebilir. İktidarların demokratik zeminde el değiştirdiği sistemler, her kesin yararınadır. Akan su temizlenir, derler. Değişim kaçınılmazdır. Silahsız, saldırısız, demokratik değerlerle de değişim sağlanabilir. Yönetenler her zaman kaba güçleri ile yönetmiyorlar. Yönetimi kolaylaştıran, yönetilenlerin yönetimleri meşru görmesi ve rıza göstermesidir. Bu kan ve gözyaşından kurtulmanın yolu, şiddete teslim olmamak, güçlüyü haklı görmemekten geçer.
Sıklıkla kullanılan beylik bir söz var. Sözün bittiği yerdeyiz, denilir. Bence söylenecek çok söz var. Doğruyu defalarca tekrar etmeliyiz, dikkatle bir birimizi dinlemeli ve anlamalıyız. Gaziantep’te insanlığa saldırı yapıldı, insanlar öldü, insanlar yaralandı, insanlar maddi ve manevi zarar uğradı. Bu saldırı kanımca ısmarlamadır. Şiddetten, kaostan ve iç savaştan medet umanlar tarafından tezgahlandı. Hedef rasrtgele değildir. Bilinçli bir şekilde Kürtlerin düğününe yapıldı. Belki bir Kürt-Türk çatışmasını tetikler gayesiyle yapılmıştır. Buna verilecek en güzel cevap, haması nutuklar çekmek değildir, Türkiye nüfusunun üçte birini oluşturan Kürtlere kollektif haklarını vermekte geçer. Kürtlerin kollektif hakları tanınmakla, kan ve şiddet tacirlerinin sermayesi alınmış olacağı için, iflas edecekler. Aksi taktirde bu kanlı ticaretin getirisi fazla oldukça, tacirleri de çoğalacaktır.
Üzgünüz, içimiz kan ağlıyor, içinde bulunduğumuz durumu kelimelerle tarif edemiyorum. Ölenlere rahmet, yaralılara şifa, diliyoruz. Eli kanlı katilleri lanetliyoruz. 22.08.2016
Av.Abdulmenaf KIRAN
Hak-Par Gnl.Bşk.Yrd.