HAK-PAR;
Yeni OLAĞANÜSTÜ HAL uygulamalarından vazgeçilmelidir.
PKK tarafından ilçe merkezlerinde başlatılan hendek ve barikat savaşı; kent merkezlerinde patlatılan bombalar bir yandan legal demokratik ortamı zehirleyip barışçıl çözüm koşullarını dinamitlerken, diğer bir yönüyle de, ortamı militarist mekanizmaların daha çok rol almasına uygun hale getirmeye devam etmektedir.
Hükümet ise, Kürt halkının meşru haklarını tanımak, Kürt sorununu demokratik yollarla çözmek yerine, yeniden askere havale etmekte ve şiddetle bastırmaya çalışmakta. Maalesef sorunu daha da büyütmekten başka sonuç üretemeyecek politikalara yönelmektedir.
Çözümsüzlüğü defalarca kanıtlanmasına rağmen Ak Parti Hükümeti de, her gün biraz daha baskı ve şiddet politikalarını gündeme taşımaktadır.
Bugün, Türkiye’yi yeniden Olağanüstü hal rejimine götürecek Askeri darbelere zemin hazırlıyor gerekçesiyle, 2010 yılında iptal edilen EMASYA Protokolünü güncelleyecek bir yasal düzenleme meclise sevk edildi.
Yasa, “Terör “ operasyonlarına katılan askerin yetkilerini arttırıyor, yasal olarak korunmasını sağlıyor. İllerde TSK personelinin görevlendirilmesi halinde koordinasyon, işbirliği ve gözetimi valiler yerine getirecek. Komuta, sevk ve idare ise askeri birliklerin en kıdemli komutanında olacak
Bu yasa meclisin dahi devre dışı bırakıldığı yeni bir OHAL rejimi anlamına gelmektedir.
Hatırlanacağı gibi OHAL 1987 ile 2002 tarihleri arasında yıllarca uygulanmıştı.
Her dört ayda bir Meclis tarafından uzatılan OHAL, ardında ağır insan hakları ihlalleri bırakmış, mevcut sorunu daha da ağırlaştırmıştı.
Bu tür uygulamaların pratikte sorunları ağırlaştıran dramatik sonuçlar ürettiği aşikârdır.
Yapılması gereken baskı mekanizmalarını devreye sokmak, sorunu askere havale etmek değil, çağdaş yol ve yöntemlerle siyaset üretmek, barışçıl kanallar oluşturmaktır.
Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) bir kez daha PKK yi silahlı mücadeleyi sonlandırmaya, Hükümeti de Kürt meselesinin barışçıl demokratik çözümü için somut adımlar atmaya çağırır.
HAK-PAR Basın Bürosu