Basına ve Kamuoyuna
SEÇİM BARAJI KALDIRILMALI,
SİYASİ PARTİLERE MALİ YARDIM ADİL OLMALI
Siyasal partiler demokrasinin en önemli siyasal kurumlarından biridir. Bu açıdan çağdaş demokrasi anlayışı için, partiler ve parti içi demokrasi yaşamsal bir öneme sahiptir. Yine gerçek anlamda çoğulcu demokrasi, ancak halkın değişik yollardan ve mümkün olan en geniş ölçüde siyasal karar alma sürecine katılması ile gerçekleşir.
Anayasa Mahkemesinin bir kararında siyasi partilerle ilgili olarak şöyle denmektedir:
“…çağdaş demokrasilerde yurttaşların devlet yönetimine katılmaları temel koşuldur….. Kişilerin ayrı ayrı güçleriyle sonuç almaları zordur. Bireysel iradelerini birleştirip yönlendirerek onlara ağırlık kazandıran özgün kuruluşlara gereksinim duyulmuştur. Bu kuruluşlar, demokrasiler için asla vazgeçilmez öneme sahip olan siyasi partilerdir. Siyasi partiler, belli siyasi düşünceler çerçevesinde birleşen yurttaşların özgürce kurdukları ve özgürce katılıp ayrıldıkları kuruluşlardır. Kamuoyunun oluşumunda önemli etkinliği olan siyasi partiler siyasi katılımları somutlaştıran hukuksal yapılardır. Siyasi partiler, demokratik rejimin olmazsa olmaz şartıdır.”
AYM kararında da belirtildiği gibi, siyasi partilerin demokrasi bakımından temel önemdeki söz konusu rollerini oynayabilmeleri, ancak siyasi partiler arasındaki yarışın adil olmasıyla mümkündür. Peki ülkemizde böyle midir?
Böyle olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değil. Siyasi Partiler ve seçim yasalarında var olan pek çok anti demokratik düzenleme böylesi bir adil yarışa meydan vermiyor. Her şey bir yana, yüzde 10 barajı ve partilerin mali alanda yüz yüze oldukları eşitsizlik bu engellerin başında geliyor.
Yüzde 10 barajı kendi başına adil temsilin önündeki Çin Seddi’dir. Bu var oldukça önemli bir seçmen kitlesinin Parlamento’da temsili mümkün değil. Bazı seçimlerde bu seçmen oranının yüzde 30-40’lara, hatta daha fazlasına ulaştığını gördük. Ayrıca, bu yüksek baraj, partilerin seçmenle buluşmasının önünde de büyük bir engeldir. Oyunun boşa gideceğini düşünen seçmen, adeta zorunlu olarak, barajı aşabilecek büyük partilere yönelmekte ve programını doğru bulduğu partiye oy verememektedir.
Diğer yandan, siyasi partilerin çağdaş ve demokratik kurallara göre işlemesi, mali kaynaklarının da şeffaf ve açıklanabilir olmasına bağlıdır. Bu nedenle, siyasetin finansmanı ve şeffaflığı demokrasinin önemli bir ayağıdır.
Ne var ki ülkemizde bu konuda da siyasi partiler arasında adil bir yarışa imkan verecek bir düzenleme yoktur. Bugün Ülkemizde 100 civarında siyasi parti var. Bunlardan 31 tanesi 7 Haziran 2015 Seçimlerine katıldı, 1 Kasım 2015 Seçimlerine ise 18 siyasi parti katıldı. 2015 yılı için siyasi partilere toplamda 531 milyon ödenek ayrılmıştır. Ama var olan anti demokratik düzenleme nedeniyle bu partilerden sadece 3 tanesi hazineden yardım aldı. Buna göre AK Parti 298 milyon TL, CHP 115.3 milyon TL, MHP ise 77.8 milyon TL Hazine yardımı aldı.
Hal böyleyken, demokrasinin olmazsa olmazı olan eşitlik ilkesinden bahsetmek mümkün mü? Büyük partilerin dev kaynakları yanında, var olan küçük partilerin, ya da yeni sahneye çıkanların, ne kadar iyi bir programa sahip olurlarsa olsunlar, halkın büyük kesiminin ya da bir bölümünün çıkarlarını ne derece savunurlarsa savunsunlar, görüşlerini kitlelere iletmeleri, seslerini duyurmaları için olanakları yoktur.
Salt söz konusu yüksek baraj ve mali olanaklar bakımından bu eşitsizlik bile ülkemizde demokrasi sürecini sakatlamaktadır. Bu topal bir demokrasidir.
Tüm bu nedenlerle Hak ve Özgürlükler Partisi olarak söz konusu seçim barajının bir an önce kaldırılmasını istiyoruz. Barajın yüzde 3-5’lere düşürülmesi de bu konuda adaleti sağlamaya yetmez; baraj tümden kaldırılmalıdır. Her parti aldığı oy oranında Parlamentoya milletvekili sokmalıdır. 1961 Anayasası’nca benimsenmiş, ama sonradan kaldırılan nispi temsil sistemi bu bakımdan adil bir sistemdir.
Yine Hak ve Özgürlükler Partisi olarak, bütçeden siyasi partilere ayrılan kaynağın var olan siyasi partiler arasında eşit olarak dağıtılmasını istiyoruz. Seçim yardımının ise, son seçime katılan tüm siyasi partilere ve aldıkları oy oranına göre dağıtılması gerekir.
Tam da şu günlerde siyasi partiler bakımından finansmanın şeffaflaşması da dahil olmak üzere bazı demokratik düzenlemeler hükümetin ve Parlamento’nun gündeminde iken gerek seçim barajının kaldırılması, gerek mali yardımın adil biçimde dağılımını sağlayıcı düzenlemeler yapılabilir, yapılmalıdır.
Bunlar olmadan yurttaşların, değişik düşünce ve görüşlerin yönetime katılması sağlanamaz ve söz konusu ilke kağıt üstünde kalır. 12 Aralık 2015
NECATİ BAYRAM
GENEL BAŞKAN V.
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PARTİSİ