“ŞEYH SAİD HAREKETİ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KORUNMASI HAREKETİDİR.”
Şeyh Said ve arkadaşlarının bundan 90 yıl önce yaktıkları özgürlük meşalesi hala sönmüş değildir. Kürt halkı özgürleşmeden, temel hak ve özgürlüklerine kavuşmadan da özgürlük için mücadelesinden vaz geçmeyecektir.
Cumhuriyetin kurucu ana unsurlarından olan Kürtler,1923 yılına dek (BMM) Büyük Millet Meclisinde, Osmanlıda olduğu gibi, kendi kimlikleri ile anılmıştır. Mustafa Kemal’in “Kürtlere yerel özerklik, otonomi ya da ona benzer bir şey verilecek” sözüne itibar ettikleri için de, o günlerde, sessiz kalmışlardı. Keza 1925’e dek Meclis’teki konuşmalarında, ülkenin çoğulcu yapısını gözeterek “Türk, Kürt, Çerkez hepimiz İslam’ın unsurlarını oluşturuyoruz” beyanında bulunan Mustafa Kemal kısa bir müddet sonra vaatlerinden dönmüş ve Kürtlere verdiği sözü tutmayarak cumhuriyeti “Türk” ve “Tek” bir görünüme sokmaya yönelmiştir.1925’ten sonra “Türkiye’de yaşayan herkes Türk milletidir, herkes Türktür. Cumhuriyet’i Türkler kurdu” diyerek Kürtleri ret ve inkara yönelmiş; Türkiye’nin çoğulcu yapısını tekleştirme ve Türkleştirme eylemlerine girmiştir.
Bunun üzerine BMM’ deki Kürt parlamenterlerden Cibranlı Halit Bey ve Kemal Feyzi bölgeye giderek yeni rejimin “ırkçı-şoven,tekçi ve Türkçü” yönelimi konusunda halkın bir tutum takınmasına öncülük etmişlerdir. “Azadi” örgütünün de kurucularından olan bu kişiler bölgede etkili bir nüfuza sahip olan Şeyh Said Efendi ile ilişki kurarak Osmanlıdan beri var olan Kürt haklarının gaspını önlemek için işbirliği önerisinde bulunmuş, ardından da Şeyh Said Efendi ile tam bir mutabakata varmışlardır.
Tarihe Şeyh Sait ayaklanması olarak geçen ve 13 Şubat 1925’te Palu’dan başlayarak Diyarbakır’da son bulmuş olan bu halk hareketi, Şeyh Said’in ayaklanmanın kontrolünü kaybetmesi ve teslim olması ile son bulmuştur..
Buna karşın İstiklal mahkemesindeki göstermelik bir yargılama sonucunda Kemalist rejim Şeyh Said ve 52 arkadaşını Diyarbakır’da halka açık bir alanda çınar ağacına asarak idam ettirmiş, Şeyh Said’in çok sayıda taraftar ve sevenini hapse attırmış ve bir çok aileyi de sürgün etmiştir.
Şeyh Said hareketi, İttihad Teraki ve Cumhuriyet yönetimi ile birlikte, Kürt kimliğinin yasaklanması, Kürt özerkliğinin ortadan kaldırılması, Kürtçe eğitim veren kurumların “Tevhidi Tedrisat Yasası” ile ortadan kaldırılması uygulamaları ile Kürtleri yok sayan,inkar eden, Kürt halkına ihanet etmiş olan anlayış ve zihniyete karşı, Kürtlere verilen sözlere bağlı kalmayarak riyakarlık gösteren rejime karşı: Kürt hak ve özgürlüklerini korumak ve geliştirmek için verilen bir özgürlük hareketidir.
Şeyh Said hareketi , Kürtlerin o güne dek var olan meşru haklarının gasp edilmesi ve Kürt varlığının yok edilmesine karşı gelişen bir tepkidir.
Kürtler tarafından Şeyh Said öncülüğünde 1925 yılında rejime karşı gösterilen tepki, Kürtlerin ulusal ve demokratik haklarının yeni Türk rejiminde de eskiden olduğu gibi sürdürülmesinin, korunmasının ve güvence altına alınmasının meşruiyetini içermektedir.
Bu gün hala başta Şeyh Said olmak üzere Seyid Rıza ve Bediuzaman Saidê Kurdi gibi Türk rejiminin gazabına uğramış ve Kürt özgürlük hareketi ile bütünleşmiş olan kimi şahsiyetlerin mezarının nerede olduğu belli değildir. Türkçü rejim “Türklüğün Bekası” adına Kürt büyüklerini hem katletmiş hem de mezarlarını gizlemiştir.
Şeyh Said hareketi, Kürt Hak ve Özgürlüklerin korunması hareketidir
Kürt halkı 1925 te Şeyh Saidin yaktığı özgürlük meşalesini hala indirmiş değildir.
Şeyh Said Kürt Özgürlük mücadelesinde yaşıyor, yaşayacak.
Kürt halkı dedelerinin mezar yerini ziyaret etmek istiyor. Rejim tarafından yerleri bilinen mezarlar, halka gösterilsin.
13 Şubat 2015
Latif EPÖZDEMİR
Genel Başkan Yardımcısı