GÜNCEL

Röportaj Hevpeyvîn

HAK-PAR Genel Başkanı Demir: Kürdlerin yüzde 60’ı federasyon istiyor

 

 

 

Yeter Polat

BasHaber / Ankara – 26 Ekim 2014 günü Ankara’da 6. Olağan Kongresi’ni yapan HAK-PAR’ın yeni Genel Başkanı Fehmi Demir ile HAK-PAR’ın hedefleri ve yapacakları çalışmalar üzerine konuştuk. Demir HAK-PAR’ın yeni döneminde izleyecekleri politikayı ve çeşitli konulardaki görüşleri anlattı.

Kürd sorununun somut önerisi HAK-PAR programında

“HAK-PAR programatik olarak kendini demokratik kitle partisi olarak tanımlamaktadır. Programın etnik hedefleri bakımından Türkiye’deki tüm diğer siyasi partilerden farklıdır. Öncelikle programına Kürd sorununun çözümünü hedef olarak koymuştur. Somut projeleri olan bir partidir. Üniter devlet yapısından çıkarılıp iki halkın eşitliğine dayanan federal bir sistemden yanayız. Bu başka bir siyasi parti programında bulunmamaktadır. Yine benzer sorunlardan biri olan Alevi sorununun çözümü konusunda da somut projesi bulunmaktadır. Diyanet İşleri’nin ve zorunlu din derslerinin kaldırılması, cem evlerinin statülerinin verilmesi gibi somut projelerimiz var. AKP Kürd çalıştayları düzenliyor ancak somut projeleri hala bulunmamaktadır. Diğer toplumsal sorunlar içinde böyle, demokrasiyi içselleştiremedikleri için Türkiye’yi demokratikleştiremiyorlar. Demokratikleşmeyi beceremeyenlerin diğer sorunları çözme şansları azdır. HAK-PAR’ın programı somuttur ve bu konuda ısrarla daha çok kitleye ulaşmak için çalışmalar yaparak ve bu siyasi hedef için’daha çok çalışmayı’ seçeceğiz.”

Kürd siyasetinin yeni partilere ihtiyacı var

“Siyaset dışı kalmaktansa, örgütsüz kalmaktansa, Kürdlerin yeni siyasi partilerde faaliyetlerde bulunmalarını faydalı buluyorum. Özellikle Kürd aydınlarında bağımsız kalma yaygın birşeydir. Türk devleti her zaman bireyleri örgütsüz ve bağımsız kalmasını dayatıyor. Örgütlü toplum her zaman örgütsüz toplumdan daha iyidir. Örgütlü toplum sorunlarının çözümü için her zaman adımlar atabilir. Bu yönüyle iyi birşeydir, yeni partilerin örgütleniyor olması. HAK-PAR’a gelirsek, partimizin temel prensiplerini anlattım, ‘bağımsız devlet’ diyen varsa bunların parti kurmasında fayda var, demokrasi konusunda, federasyon konusunda, Alevi meselesinde aynı şeyi düşünüyorsa ayrı parti kurulmasını doğru bulmuyorum. Bizimle aynı düşünceleri paylaşan tüm Kürd aydın ve demokratlara kapımız açıktır.”

Tekçi zihniyetten kurtulmak çok önemli

“Kürdlerin kendi kaderini tayin hakkını savunuyoruz ancak programımız bunun dışında bir çözüm öneriyor. Bizce şu an ki koşullarda en uygun, modern ve çağdaş dünyanın kabul edeceği, çatışmaya yol açmayacak çözüm modeli federal bir çözümdür. HAK-PAR’ın sosyalist, İslami, liberal gibi ideolojik bir tercihi yok. Kitle partisi olduğu için HAK-PAR, kişinin sosyalist, İslami ya da liberal düşünce ve yaşam tarzına bakmaz. Ancak demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, Kürd sorunu, Alevi sorunu, kadın ve gençlik sorunları gibi diğer toplumsal sorunlar hakkında ortak düşünenler bizim partimizde yer alıyor. Şu an Kürd halkının ihtiyacı olan parti modelinin bu olduğunu düşünüyorum. Diğer kesimlerin de farklı isimlerde partiler kurmasını Kürd halkının demokratikleşmesi ve tekçi zihniyetin aşılması açısından önemli buluyorum.“

Hedeflerimiz için daha çok çalışacağız

“Kürd halkının hepsini ya da çoğunu örgütlediğimizi söyleyemeyiz. Ama Kürd halkının önemli bir çoğunluğunun HAK-PAR gibi düşündüğünü çok iyi biliyoruz. Geçenlerde Kürdler nasıl bir çözüm istiyor diye bir anket yapılmıştı. Federasyon diyenlerin oranı % 24 tü. Toplumun çatışmacı bir zihniyetle kutuplaştığı bir dönemde dahi Kürd halkının % 24’ü federasyon istiyorsa bu durum söylediklerimizi doğrular niteliktedir. 90’lı yılların başlarında Doğu Ergil öncülüğünde TÜSİAD’ın Kürdistan’ın birçok kentinde yaptığı anket vardı. Orada çıkan sonuç Kürdlerin % 60’ının federasyon istediği yönündeydi. Bunun dışında otonomi ve bağımsızlık talepleri de vardı. Kürd halkının mevcut statüden rahatsız olduğu aşikardır. Sesimizi yeterince ulaştıramadığımız ve bunun için yeterli imkan ve olanağa sahip olamadığımız için halkın talebi ile bizim programatik talebimiz halen buluşmuş değil. Biz çalışmalarımızda bunu buluşturmaya çalışacağız. Önümüzde genel seçimler var. Kitleselleşmek salt söyleme bağlı olmaz, bu birazda konjönktürel bir iştir. Biz konjönktürü Kürd halkı açısından doğru yöne yönlendirme çabası içinde olacağız.”

Kürdleri hiçbir talepte bulunamaz hale getiriyorlar

“Kürdleri hiç bir talepte bulunamaz hale getirmeye çalışyorlar. Parçalı da olsa toplumun isteklerini güçlü bir şekilde dile getirebiliyorsanız, toplum bir araya gelir ve bu taleplerini hayata geçire bilir. Ama toplumunun bir cendereye girmesi ve hak talep edemez hale gelmesi Türk devletinin işine gelir. Bu nedenle Türk devleti ve aydınları Kürdistan’daki tekçi zihniyetten rahatsız değil. 12 Eylül rejimi darbe yaptığı zaman en çok solculardan ve şeriatçılardan şikayetçiydi. Birçok İslami hareket üyesini alıp işkenceden geçirdiler. Ancak Kürdistan’da bunun tersini yapıp tüm propagandalarını din üzerinden yaptılar. Yani Batı demokratikleşebilir, çoğulculuğu kabul edebilir ama Doğu’yu yönetme formülü eski zihniyetle olur yaklaşımını esas aldılar. Toplum ne kadar aydınlanırsa eski sistemi ayakta tutamayacaklarını biliyorlardı. Bunun değişmesi gerekiyor. Bu nedenle çoğulculuk çok önemli. Ama çoğulculuk bölünme ve toplumu darmadağın etme de olmamalı. Çoğulculukta ortak düşünce, ortak ilke ve hedefleri olanlar bir arada bulunmayı bilmeli. Birlikte güçlü olup toplum için güçlü bir alternatif olabilmeli. Önümüzdeki dönem seçimlerinde bizim de bu yönlü projelerimiz var. Maalesef Kürdler şimdiye kadar bunu başaramadılar. Kürdlere de demokrasi lazım. Diktatör ve otoriter sistemler hiç bir halka fayda getirmedi, Kürdlere de getirmez.”

Demokratik rekabet çağdaş dünyanın gereğidir

“Bakın ABD ve Avrupa Kürdlerin müttefiki olmaya doğru gidiyor. Kürdler müttefik oldukları güçlerin demokrasi anlayışından da kabul edebilmelidir. Aksi takdirde Kürdler IŞİD gibi bir örgüt yaratır, terör örgütü olarak adlandırılan, kendi toplumu içinde terör estiren bir yapı olarak anılırsa gelip ittifak yapmaz ve destek vermezler. Ama kendi demokratik hakları için mücadele eden, çoğulcu bir demokratik sistem kurmayı hedefleyen partiler olur ve bunlar toplum içinde etkili olursa demokratik dünyadan da ciddi destek görürler.”

Burkay’ın yönetimlerde olmaması büyük eksiklik

 

“Sayın Burkay gibi önemli bir şahsiyetin yönetim kadrolarında olmaması büyük bir eksiklik. Bu bilgi ve tarihi deneyimi olan şahsiyetin en önde yürümesinin hem partilere hem de kişilere ciddi katkıları olduğunu düşünüyorum. Genel Başkanlığı döneminde partimize ciddi ivme kazandırdığını düşünüyorum. Bu ivmeyi daha ileriye taşımak konusunda çok çaba harcamamız gerekiyor. Bunun farkındayız.”

Kürd sorunu çözülmek zorunda

“Kürd sorunu uluslararası bir sorun oldu. Çözülmek zorunda, çözülmezse başka sıkıntılar yaşanacaktır. Güney Kürdistan konfederal ya da bağımsız sisteme gidiyor yine aynı şekilde Rojava’da da böyle bir gidişat var. Türkiye bunları görmek zorunda ve değişmek zorunda. Şimdi’Çözüm Süreci’ne’ baktığımızda taraflar ne istiyor? Bunu bilmiyoruz. Hükümet ne yapmak istiyor? Evet bunu biliyoruz. PKK’nin silahı bırakmasını istiyor. Yasal düzenlemelerle cezaevlerindeki tutukluların serbest kalmasını, gerillanın inmesini sağlayacak bir proje geliştirmek istiyor. Adı’Çözüm Süreci.’ Ne olduğunu bilmiyoruz. Kürdler adına konuştuğunu söyleyen PKK’ye baktığınızda silahlı mücadelenin artık sona erdiğini söylüyor, ancak silahı bırakmıyor. Buna karşılık ‘devletle biz görüşüyoruz’ deyip tarihi bir anlaşma var gibi davranıyorlar. Hangi konuda anlaşmışlar bilen yok. Kürd sorunun çözümü konusunda Kürd siyasal hareketi ve Kürd halkı muhatap alınmalı. Bu tıkanıklıktan çıkılmalıdır. Taraflar dinlenmeli. Kürd halkı ve Türk halkı elele vererek kendi sorunlarını çözmeli.” (BasHaber Gazetesi) / (r.s)

About Post Author