GÜNCEL

PARTİLERDE KURUMSALLAŞMA VE BAŞARI

PARTİLERDE KURUMSALLAŞMA VE BAŞARI

Davut BİLİNMİŞ

Geçen iki yazımda Türkiye’de üretim ekonomisi üzerine yazmıştım.

Türkiye ekonomisinin çıkmazları arasında, temel sorunlarının çözümsüzlüğü olduğu gün gibi ortadadır.

Kürt sorunu çözümsüz kalan sorunların başında gelmektedir. Bu sorunun çözüme kavuşamamasında Kürt siyasetinin eksikliklerinden kaynaklandığını da görmek gerektiği kanaatindeyim.

Kürt siyaseti yetmişli yıllarda çok iyi bir ivme kazanmıştı, ne yazık ki dış etkenler, başarıların bugüne taşınmasını ‘’başarılı‘’ bir şekilde engelledi.

Ortada bir başarı varsa, karşı tarafta bir başarısızlık olduğunu kabul etmek zorundayız.

Kürt siyaseti, iki binli yıllarda legal zeminde ortak bir proje ile partileşmeye giderek Hak ve Özgürlükler Partisi / HAK-PAR’ın kuruluşunu gerçekleştirerek, başarılı bir birlik projesini hayata geçirdiler.

HAK-PAR’ın çizgi partisi yerine, kitle partisi olarak kurulması ayrıca önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

Kürt halkının belirli kesimleri, Kürt sorununun çözümsüzlüğünden rahatsız olmadığı, toplumun bütün katmanları için çözülmesi gereken bir sorun olduğu gerçeği ile kitle partisinin önemli olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir.

Ne yazık ki bu parti, birkaç sefer bölünme ve ayrışmalar yaşadı, bu da onun kitleselleşememesi sebepleri arasında gösterilebilir, ancak esas sebep olmadığı ayrıca irdelenmesi gereken bir konudur.

Parti kurulurken, geçmiş siyasi hareketlerin temsilen sayılar belirlenerek, yönetim oluşturulmaya çalışılarak yola koyulduğu bilinen bir gerçektir.

Bu noktada benim bir itirazım var, partiler tıpkı şirketler gibi bir “kurum” olduğu gerçeği ile hareket ederek, kuruluş haliyle oluşan yönetimin bölünmeye zemin hazırladığı görüşünü savunanlar arasındayım.

Şöyleki; partiler siyasi bir kurumdur, siyasi olması onun kurum gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır, yetmişli yıllar ve bugün aynı perspektif ve parametrelerle partiler yönetilemez.

Partilerin kendi içinde bir organizasyona tabi olma zorunluluğu vardır, bu geçmişte de geçerli idi, ancak geçmiş ideolojik ve çizgi partileri olması nedeniyle kabul edilebilir bir durum olabilir, günümüzde partiler kurumsal bir yapı olmak zorundadır.

Fazla uzağa gitmeden, CHP, AKP gibi bütün partilerin, yönetimlerini seçmeden önce de bir organizasyona sahip olduklarını söyleyebiliriz.

Bu organizasyon günümüzün koşullarına göre hazırlanmalıdır, kadın hakları, çevre, ekonomik birimler vb gibi birimleri kurduktan sonra yapılacak seçimle yönetim adaylarının bu organizasyona göre adayların ortaya çıkması veya çıkarılması ile seçilmelidir.

İyi bir siyasetçi, iyi bir ekonomist olamayabilir, iyi bir ekonomist iyi bir eğitimci olamayabilir, yönetim kadrolarının hazırlanan organizasyon şemasına göre öne sürülmesi çok önem arz etmektedir.

Parti henüz o zengin teknokrat kadrolara sahip olamayabilir, mevcutlar arasında organizasyona en uygun olanını seçerek başlatmak, başlangıç olarak iyi bir gelişmedir.

Kendi içinde örgütlü olmayan bir partinin, dışında örgütlenmeye gitmesi kolay değildir, ekonomik güç varsa dışardan kadroları da takviye edebilir. Örnek Sivil toplum ilişkileri için iyi bir uzman ile anlaşma sağlanabilir.

Dış ilişkiler için yurt dışında çok sayıda yurtsever Kürt akademisyen vardır, bazıları ile yönetimde yer alması veya danışmanlık anlaşmaları yapılabilir.

Bu kadrolaşma sağlandıktan sonra, bunun inanılmaz faydaları vardır, ABD ve Rusya Ortadoğuda neyi hedeflemekteler, çıkar çakışması kimlerle yapılabilir, gibi analizler hayati derecede önem arz etmektedir.

Sonuç olarak, Kürt sorununun çözümsüzlüğü, sadece çözmek istemeyen devlet ve hükümetlerle sınırlı değildir, madalyonun öbür tarafında kurumsallaşamadığı için başarıyı sağlayamayan, Kürt siyasetinin de önemli rolü vardır.

About Post Author