GÜNCEL

Gri Alan, Beyaz Alan, HAK-PAR, Kürd Seçmen

Aziz YAĞAN

I-

1-ADANA, 2-ADANA KARATAŞ, 3-ADANA YÜREĞİR, 4-ADANA SEYHAN, 5-ADANA ÇUKUROVA, 6-ADANA SARIÇAM, 7-ADIYAMAN, 8-ADIYAMAN MERKEZ, 9-ADIYAMAN BESNİ, 10-ADIYAMAN GÖLBAŞI, 11-AĞRI, 12-AĞRI MERKEZ, 13-AĞRI HAMUR, 14-AĞRI TUTAK, 15-ANKARA, 16-ANKARA ALTINDAĞ, 17-ANKARA ÇANKAYA, 18-ANKARA KEÇİÖREN, 19-ANKARA MAMAK, 20-ANKARA YENİMAHALLE, 21-ANKARA POLATLI, 22-ANKARA PURSAKLAR, 23-ARDAHAN, 24-ARDAHAN MERKEZ, 25-ARDAHAN HANAK, 26-BATMAN, 27-BATMAN MERKEZ, 28-BAYBURT, 29-BAYBURT MERKEZ, 30- BİLECİK, 31-BİLECİK BOZÜYÜK, 32-BİLECİK PAZARYERİ, 33-BİNGÖL, 34-BİNGÖL MERKEZ, 35-BİNGÖL GENÇ, 36-BİNGÖL SOLHAN, 37-BİTLİS, 38-BİTLİS MERKEZ, 39-BİTLİS TATVAN, 40-BİTLİS GÜROYMAK, 41-BURSA, 42-BURSA OSMANGAZİ, 43-BURSA YILDIRIM, 44-DİYARBAKIR, 45-DİYARBAKIR ERGANİ, 46-DİYARBAKIR KULP, 47-DİYARBAKIR BAĞLAR, 48-DİYARBAKIR KAYAPINAR, 49-DİYARBAKIR SUR, 50-DİYARBAKIR YENİŞEHİR, 51-ELAZIĞ, 52-ELAZIĞ MERKEZ, 53-ELAZIĞ KARAKOÇAN, 54-ELAZIĞ SİVRİCE, 55-ELAZIĞ KOVANCILAR, 56-ERZURUM, 57-GAZİANTEP, 58-GAZİANTEP ARABAN, 59-GAZİANTEP ŞAHİNBEY, 60-GAZİANTEP ŞEHİTKAMİL, 61-IĞDIR, 62-IĞDIR MERKEZ, 63-IĞDIR TUZLUCA, 64-İSTANBUL, 65-İSTANBUL BAKIRKÖY, 66-İSTANBUL KADIKÖY, 67-İSTANBUL KARTAL, 68-İSTANBUL PENDİK, 69-İSTANBUL BEYLİKDÜZÜ, 70-İSTANBUL SULTANGAZİ, 71-İZMİR, 72-İZMİR KONAK, 73-İZMİR BORNOVA, 74-İZMİR KARŞIYAKA, 75-İZMİR BUCA, 76-İZMİR ÇİĞLİ, 77-İZMİR BALÇOVA, 78-İZMİR NARLIDERE, 79-İZMİR GÜZELBAHÇE, 80-İZMİR BAYRAKLI, 81-İZMİR KARABAĞLAR, 82-KARS, 83-KARS MERKEZ, 84-KARS DİGOR, 85-KARS KAĞIZMAN, 86,KONYA, 87-KONYA CİHANBEYLİ, 88-KONYA KULU, 89- MALATYA, 90-MANİSA, 91-MARDİN, 92-MARDİN DERİK, 93-MARDİN KIZILTEPE, 94-MARDİN NUSAYBİN, 95-MARDİN ARTUKLU, 96-MERSİN, 97-MERSİN SİLİFKE, 98-MERSİN AKDENİZ, 99-MERSİN MEZİTLİ, 100-MERSİN TOROSLAR, 101-MERSİN YENİŞEHİR, 102-MUŞ, 103-MUŞ MERKEZ, 104-MUŞ VARTO, 105-SİİRT, 106-SİİRT MERKEZ, 107-ŞANLIURFA, 108-ŞANLIURFA SİVEREK, 109-TUNCELİ, 110-TUNCELİ MERKEZ, 111-TUNCELİ HOZAT, 112-TUNCELİ MAZGİRT, 113-TUNCELİ PERTEK, 114-VAN, 115-VAN EDREMİT, 116-VAN TUŞBA, 117-VAN İPEKYOLU, 118-YALOVA, 119-YALOVA MERKEZ, 120-YALOVA ÇINARCIK.

II-

İktidarın ve “Ülkenin içinde olduğu çözümsüzlük girdabının anahtarı İmralı’dadır. Asıl bizim, bu ülkenin Sayın Öcalan’a ihtiyacı var.” (13 Aralık 2021) demeye devam eden HDP’nin de dahil olduğu muhalefetin ortak temel politikası; Kürdlerin siyasal güç ve özne konumunun (örneğin ‘Kürdce anadilinde zorunlu eğitim’ gibi ortak tek bir talepte bloklaşacak Kürd oylarının) Kürdlere kazandırabileceğini Kürdlere fark ettirmeme üzerine kurulu olabilir mi? Nasıl mı? İki örnekle.. ilki; muhalefet, iktidarın hemen her politikasını, uygulamasını eksik ya da hatalı bulurken nedense 2012’de başlatılan Kürdce açılımından beri yeni bir ilerleme olmadığını ve dahası, “Kürdce Anadilinde Zorunlu Eğitim”e neden geçilemediği konusunda iktidara tek bir kez sitem bile etmemiştir. İkincisi; İBB 2019 ara seçiminin ardından bırakın bölgedeki Kürdleri, İstanbul’daki Kürd nüfusu ne kazandı? Hiçbir şey kazanamadı! Erdoğan gitsin ya da kalsın diyenler Erdoğan gitse de, kalsa da “Kürdce anadilinde zorunlu eğitim” anayasal güvencemize neden kavuşamadığımızı sorgulamalı, bunu Kürdlerin ortak talebi haline getirmeli değil midir? Biz bölgesinde yaşayan bir toplumuz ve Kürd ismi ile Kürdce anadilinde zorunlu eğitimi anayasal güvence altına almayı hangi blok yazılı ilan ederse oylarımızı ona vermeliyiz. Kürdlerin derdi kimin iktidarda kalıp kimin gideceği olmamalıdır. Bu derdin sahipleri iktidar ve muhalefet partileridir.

Gri Alan ve Beyaz Alan

Ankara ve Diyarbakır birer merkezdir ve her birinin farklı renklerde sanal iki ayrı bölgesi, yörünge alanı vardır. Biri; Ankara’nın yörüngesidir, yani gri bölgesidir. Diğeri ise, Diyarbakır’ın yörüngesindeki beyaz bölgedir. Ankara’nın Kürdleri de içeren tarihsel gri alanı çok çeşitlidir ve farklı yoğunluktadır ancak Diyarbakır’ın beyaz alanı hemen hemen görünmezdir ve ıssızdır.

Gri ve Beyaz bölgeleri açıklamaya çalışayım: Eğer siz Türkçe yazan ya da ürettiği sanat eserini Türkçe ile tanıtan Kürd bir sanatçı, yönetmen, düşün insanı iseniz; eserlerinizin Türklük ve/veya Müslümanlık sözleşmelerinin etkisinde olması muhtemel olan yayınevleri, yazarlar ve okurlarca kabul görmesi gerekir. Böylece bu kabülün başlaması ve sürmesi için sadece ürettiğinizin içeriğine değil, gündelik dilinize ve yaklaşımınıza da dikkat etmeniz, kontrollü olmanız gerekir. Ya da, bir Kürd olarak AKP, HDP, HÜDA-PAR, MHP ya da CHP’den vekil olmak istiyorsanız doğrudan gri alanın kendisine kıskıvrak dahil olursunuz. Ancak, kendinizi beyaz alanda ya da asıl alanda görüp de HDP’den vekil olmak isteyen bir Kürdseniz eğer, bu durumda HDP’nin tonu biraz daha hafif (beyazımsı) gri alanına dahil olursunuz. Ya da, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları da gri alanda yer almaktadır. Eğer bunlardan birine üye olursanız ya da yer alırsanız, o yapıların içinde üretkenlik sergilerseniz gri alanın kurallarına ve hassasiyetlerine uymak zorundasınızdır. Ya da, sözleşmeler dışındaki duruşunuzu koruyarak (yani kendi iç toplumsal sözleşmenizin peşinde olarak) en başından beri Türkçe yazan bir Kürdseniz eğer, siz asla o gri bölgeye kabul edilmezsiniz, giremezsiniz ve bu durumda siz eleştirel, ödünsüz, evrensel, kendiliğinden, komplekssiz bir bünyeye sahip olarak zaten beyaz alandasınızdır. İşte o beyaz alan gri alan tarafından “beyaz alan” olarak kabul edilmek zorunda kaldığında beyaz alan belirginleşmeye ve güçlenmeye başlar. Ya da, en başından beri Kürdce yazan ve sözleşmelerin dışında Kürd bir yazarsanız eğer, siz gri ya da beyaz alanda değil, bölge renklerinin alanındasınızdır. Kısacası, bölgenin gri alana karşı net tanımlanmış ve çerçevelenmiş, griden farklı renge sahip bir yörüngesi olmalıdır ve bu sanal alanın rengi Beyaz’dır. Somutlaşan beyaz alan güçlendikçe gri alanda yitmekte olan, yitecek olan üretken bireylerimizin sayısı da azalabilir ancak bir azalma olmasa da beyaz alana dahil olanların sayısı artacaktır ve ürettikleri beyaz alanda hürmet, rağbet ve teşvik görecektir.

Beyaz alan ile kastedilen gri alanın beyazlaşması, beyazlaştırılması değildir; cılız da olsa var olan Beyaz Alan’ın kalabalıklaştırılması, çeşitliliğe olanak vermesi, güçlendirilmesi ve genişletilmesidir. Beyaz alanın belirgin ve aktif olmaması yüzünden kimi bireylerimiz gri bölgede yer almak zorunda kalmaktadır. Aksine, beyaz alan belirginleşse de gri alanı terk etmeyecek bireylerimiz de mevcuttur. Beyaz alanın varlığında gri alan ancak sembolik olarak takip edilebilir. Kürdler gri alandaki zihinsel, mesleksel, kültürel ve sanatsal üretimi takip etmekten, tartışmaktan elbette vazgeçmeyecektir ancak, beyaz alan olmadığı sürece gri alana olan mesafeyi korumak mümkün görünmemektedir. Gri alana saygıyla yaklaşan, benimseyen, üretkenliğini ve desteğini sunan, bu alanda görünür olan; kıymetini, takdiri bu alanda arayan, bu alanda görünür olmaktan çekinmeyen grileşmiş Kürdler, beyaz alanın varlığında kendi gri renklerinin de farkına varacak ve bir ihtimal bunu kabullenecektir.

Diyarbakır’ın beyaz alanı bölge içindir, bölgenin ikincil alanıdır çünkü aslolan bölgenin kendisidir, iddiasıdır. Bu sanal ancak inşacı beyaz alan psikolojik ve kültürel tutunma alanıdır. Yörüngenin nüfuz alanı ise milliyetine, diline, dinine, kültürüne yani bireysel ve toplumsal farklılığına bakılmaksızın bölgemiz orijinlilerdir.

Diyarbakır’ın beyaz alanı bölgemize olan aidiyetin ve statü talebinin zayıflayan, görmezden gelinen bağını güçlendirebilir, bölgemiz için toplumların sözleşmesini belirginleştirebilir. Bölgemizde yaşasın yaşamasın her bir Kürd ve Kürd dostu beyaz alana dahil olmalı, saygı duymalı, açıktan savunmalı, emeği geçmeli, korumalı ve belirginleştirmelidir. Diyarbakır’ın beyaz alanı tüm bölgenin ek ve önemli ikincil gücüdür. Bu beyaz alan bölgemizin her bir değerini sembolik/folklorik bir öğe haline gelmekten kurtarabilir; ve, bölgemizin doğasını yaşaması, huzurunun, dinamizminin ve refahının artması, coğrafi benliğini yitirmemesi için uygun, etkili ve yıkılmaz bir bariyer sağlayabilir, beyaz alan içindekilere diğer yörüngelerden korunma alanı olabilir. Güçlenen ve genişleyen beyaz alan, gri alanla kesişen kısmını daraltabilir, kendinden alınanı geri alabilir. Böylece beyaz alan asıl alanla bütünleşmeye başlar; bu nedenle, asıl alan dahi beyaz alanı korumalı ve savunmalıdır.

“HDP Türkiye’de herkesi temsil ediyor. Kürtleri dışlamayan tek partidir” demeye devam eden HDP, gri alanın paradigmasal bir bileşeni, sembolü, sigortası, mekaniğidir. HDP, gri bölge için önemli bir hafıza, deneyim, paradoks, pratik, değer ve önlemdir, operasyonel bir araçtır (ayrıca, geçmişine dayanan haklı gururuyla “Biz Türkiye’yiz, biz HÜDA PAR’ız” diyen HÜDA PAR’ı da unutmamak lazım). HDP, gri alanın Diyarbakır’ı da aşıp diğer parçalara nüfuz etmeyi deneyen halüsinatif gücüdür. Kendini Diyarbakır’ın beyaz veya asıl alanı gibi gören ve gösteren kimi birey ve partilerin böylesi bir gri alanda yer alması, ittifak kurması, işbirliği yapması, aktif/pasif ya da sesli/sessiz desteklemesi, o alana emek vermesi, o alana hizmet etmek için fırsat verilmesini beklemesi de elbette kendi kararlarıdır ve o gri alanda ömür tüketmek de göreceli saygıdeğer bir tutumdur.

Kimimiz gri alanda özgür iradesiyle doğrudan yer almayı (AKP, CHP ya da HDP’ye katılarak ya da oy vererek) tercih ediyor ya da kimimiz dolaylı olarak HDP’nin gri alanına (gri alanın daha açık grisi) dahil oluyor olabilir. Her kim, grup ya da parti varlığını ve üretkenliğini bu iki gri alan içinde tanımlıyor ve planlıyorsa bizlerin onlara mesafesi HDP’ye olan mesafemizle aynıdır. Tonları hafif farklı bu iki gri alandan birini tercih edenler aynı anda beyaz alanda yer bulamaz, kalamaz, bu alanı istismar ve dejenere edemez; buna dilimiz döndüğünce itiraz ederiz.

Diyarbakır’ın beyaz alanı ise büyük enerji barındırmasına rağmen örülmemiştir, bomboştur, sahipsizdir, tanımsızdır. Bu alanın anlamını ararken canlılaşmaya yani verilecek zihinsel ve duygusal emek ölçüsünde somutlaşmaya ihtiyacı vardır. Diyarbakır’da şimdinin inşasının bu alanda da başlatılmasının dönemsel aciliyetinin farkında olanlar harekete geçmeli; bölge içi alanlarla ve dünyayla ilişkisini kurabilmelidir.

Sıradaki şans

Diyarbakır’ın beyaz alanını güçlendirerek Diyarbakır’ın asıl renk alanını uluslararası konjonktürde görünür kılmak, var etmek için yeni bir şans yaklaşmaktadır: bu sıradaki yani yaklaşan şansı değerlendirme yollarından biri seçime bir siyasi parti ile dahil olmaktır yani oy pusulasında kendine yer açmaktır. Bunun için yaklaşık bir yıllık bir süre kalmıştır.

Gri alanda yer tutan, yer verilen HDP’nin yönü, enerjisi, kaygısı, heyecanı ve planları Diyarbakır için değildir. Hiçbir sorunumuzu çözememiş hatta yaşantımızı daha da acizleştirmiş, kötüleştirmiş, çoraklaştırmış; bölgenin ekonomik, eğitim, nüfus, sosyal ve moral çöküşünü hızlandırmış olan HDP gibi bir partiye ihtiyacımız yokken, neden ikinci bir HDP ya da HDP’nin bir başka versiyonunu oluşturmak için çaba gösterelim? İhtiyacımız olan: Ankara ile Diyarbakır arasında gri ve beyazdan ibaret ve birbirine dost bu iki rekabet alanında yüzü, enerjisi, endişesi, heyecanı ve planları Diyarbakır’a dönük ve seçimlere girmeye hak kazanmış bir partidir. Kürdler Ankara’daki iktidar ve ideoloji çekişmelerine ve kritik süreçlere bu denli taraf olmamalıdır; her krizde (Ankara’nın da iyiliğini dileyerek) bölgenin kazanması, refahının artırılması ve güçlenmesi için çaba harcamalıdır. Hiç kazanamamış Kürdler en azından sürekli kaybetmeyi durdurabilmelidir.

Yargıtayın siyasi parti genel bilgiler sayfasında ya da faaliyette olan siyasi partiler sayfasında PSK, PAK ve KKP isimleri yer almamaktadır. KKP ise yargıtayın sayfasında halen ÖSP adıyla vardır. KKP, PSK, HAK-PAR ve PAK arasında il ve ilçe örgütüne sahip olma sayısı açısından seçimlere parti adı ile girme hakkına en yakın parti HAK-PAR’dır.

Girişte I’de, HAK-PAR’ın örgütlenmesini tamamladığı 20 il verilmiştir. 2002’de kurulmuş, toplamda 120 teşkilat sayısına ve 1410 üyeye sahip HAK-PAR, 21 il ve 75 ilçede daha örgütlenmeyi tamamlarsa genel ve özellikle yerel seçimlere girmeye hak kazanacak yani oy pusulasında parti ismi yer alacaktır.

Yazının girişinde yer alan il ve ilçelerden birinde ikamet etmiyorsanız eğer, HAK-PAR’ın teşkilatının olmadığı bir yerde ikamet ediyorsunuzdur ve kendi bölgenizde bu partinin il ya da ilçe örgütünün kurulması için desteğinizi verebilirsiniz.

HAK-PAR, mevcut Türklük ve Müslümanlık sözleşmelerine açıkça itiraz ettiğini; olası bir Türkiyelilik sözleşmesinde sadece Kürdler için değil bölgedeki tüm farklılıklara eşit bir bileşen olarak yaklaşıp onların da kendi temsilleriyle “coğrafi taraf” olacağını deklare etmelidir.

HAK-PAR temsilcilerinin geçmişte yaptığı birkaç yanlış, yersiz, yakışıksız açıklama tekrar edilmemelidir. Diğer partilerin yanlışlarının çokluğu ve çeşitliliği HAK-PAR’ı eleştiriden azade kılmaz, kılmamalıdır. HAK-PAR, toplumun her kesimini kapsayıcı, davet edici, yapıcı, sorun çözmeye odaklı, ılımlı, demokratik, şeffaf, denetlenebilir, hesap verebilir ve hızlı olabilmelidir. Ancak, eğer HAK-PAR beyaz alanda değil de her iki gri bölgede yer bulmayı, yer tutmayı kendisine amaç edinirse ve bizlerde buna dair en ufak endişe oluşturursa o durumda HAK-PAR’a olan ilgimizi ve desteğimizi çekeriz.

Nasıl ki, uzlaşmaz ya da bir arada kalamaz gibi görünenleri bir araya getirebilmiş ve devam ettirebilmiş HDP ya da AKP birer çatı yapısı ise HAK-PAR da Kürdler için böyle bir ortam ve olanak sağlayabilir ve Kürdler de somut kazanım elde etmek için yani her bir birey, grup ya da partinin kazan-kazan durumu için ılımlı, samimi, çözümcü ve bir arada kalıcı çabaya girebilir.

Suça, suçluya, illegaliteye, şiddete, teröre, suçluya suçlu demeyenle diyemeyenle arasına duvar örmeyene, iradesini başkasına teslim edene ve kritik süreçlerde çözüm için uluslararası alandan dışlanmış, aforoz edilmiş kişi ve yapıları adres gösterenlere, vesayet altındakilere kapısını her daim kapalı tutmaya devam edecek; beyaz alanımızın güçlenmesi ve etkili hale gelebilmesi için prensipli, şeffaf, kararlı ve güvenilir bir araç olmayı beyan edecek; hepimizin ortak derdimizin çözüm mekanizması haline gelecek bir HAK-PAR için Kürd ve Kürd dostu seçmenlere eksik il ve ilçe teşkilatlarının tamamlanmasına katkıda bulunmayı öneriyorum.

Daha farklı bir çözüm önerisi varsa lütfen yayımlayın, tartışalım ve harekete geçelim..

Teşekkür notu: HAK-PAR’ın teşkilatlanma bilgilerini rica ettiğimde nedenini sormaksızın ileten HAK-PAR örgütlenme sorumlusu Hüseyin Özdemir’e teşekkür ediyorum.

About Post Author