GÜNCEL

ARİF SEVİNÇ: Hiç bir gerekçe bir Kürdü Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı karşısında durmasını meşru hale getirmez.

ARİF SEVİNÇ: Hiç bir gerekçe bir Kürdü Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı karşısında durmasını meşru hale getirmez.

“Türkiye ve Kurdistan’daki son gelişmeler ve HAK-PAR’ın Politikaları” konulu seminerlerin birincisi İsviçre’nin Lozan kentinde 19 Mart 2017 de yapıldı.

Seminere konuşmacı olarak HAK-PAR Genel başkan yardımcısı Arif Sevinç katıldı.

 

Genel Başkan Yardımcıları Abdullah Çelebi Ve Cafer Sterk de seminerde hazır bulundu.

Saat 14:00 te başlayan Seminer, HAK-PAR dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan yardımcısı Cafer sterk’in katılımcıları selamlamasıyla başladı.

Konferansın düzenleyicilerinden Mehmet Tepe katılımcılara ilgilerinden dolayı teşekkür etti ve katılımcıları “özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına” bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.

Konferansın moderatörlüğünü Recep Fener yaptı.

Birinci bölümde sunumunu yapan Arif Sevinç ikinci bölümde soruları yanıtladı. Seminer yaklaşık 3 saat sürdü.

İçinde bulunduğumuz ayın Newroz ayı olduğuna dikkat çeken Arif Sevinç herkesin Newroz bayramını kutladı, “Bu yıl ki Newroz ’un Güney Kürdistan’ının bağımsızlığına, diğer parçalardaki Kürt halkının da özgürlüğüne vesile olmasını diliyorum” dedi

Arif Sevinç geçen yüz yılın başlarında, Birinci dünya savaşı sonrası Ortadoğu da oluşan statükonun Kürt halkının aleyhine sonuçlar ürettiğini, Kürdistan’ın yeniden bölündüğünü, Kürt halkının ağır, karanlık, acı dolu bir sürece sokulduğunu, devletsiz, statüsü bırakılarak sömürgeci devletlerin inkâr ve imha politikalarına terkedildiğini anlattı. Kürt halkının soy kırıma varan pek çok acı badireyi atlatarak, direnerek, taleplerinde ısrar ederek bu güne geldiğini ifade etti.

“Artık bu kirli kanlı statüko çöktü. Orta doğu yeniden şekilleniyor. Irak’ta sömürgeci Saddam rejimi yıkıldı. Kürt halkı Ulusal kurumlaşmalarını bir bir inşa etti, ediyor.

Güney Kürdistan, Sayın Mesud Barzani öncülüğünde ve realist bir politika ile bağımsızlığa doğru ilerliyor. Biz HAK-PAR olarak bu çabayı canı gönülden destekliyoruz. Her yurtseverin, her kürdün de bağımsızlık mücadelesini desteklemesi gerektiğini düşünüyoruz. Sömürgeci bölge devletlerinin Güney Kürdistan’ın bağımsızlığının önünü kesmek için oynadıkları kirli oyunlar karşısında dikkatli olunması gerekir. Bölgenin istikrarsızlaştırılması çabalarına alet olunmaması gerekir. Hiç bir gerekçe bir kürdü Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı karşısında durmasını meşru hale getirmez. “

Kürdistan’ın diğer parçalarında yürütülen mücadeleye, özellikle Suriye iç savaşı ve Batı Kürdistan’ın içinde bulunduğu durum hakkındaki görüşlerini de özetleyen Arif Sevinç PYD nin diğer Kürt örgütlerine karşı yürüttüğü baskı politikalarını eleştirdi. Kendi içinde, doğru, milli politikalar üzerinde birliğini sağlamayanların, Esad rejimine dayanarak, kol kola girerek, ABD nin kendi hesaplarının bir parçasına dönüşerek kalıcı hedeflere ulaşılamayacaklarına dikkat çekti.

Kürtlerin kendi topraklarını savunması, bu uğurda canlarını feda etmesi meşrudur. Ancak Kürtlerin kendi toprakları üzerinde bir statü sahibi olması konusunda dahi her hangi bir olumlu açıklama yapmayan tam tersine her vesileyle batı Kürdistan’a her hangi bir statü tanımayacaklarını ilan eden ABD veya Esad’ın politikalarına angaje olmak üzerine düşünmelidirler. Bizim Rakka’da ne işimiz var? Minbiç’te 700 Kürt yaşamını verdi ve kurtarıldı, şimdi neden Esad güçlerine teslim edildi? Rakka yı da kurtarıp Esad rejimine teslim etmek için neden öleceğiz? Diye soran Sevinç, son zamanlarda Kuzey Kürdistan’da meydana gelen olayları özetledi.

Barikat, hendek siyasetinin, şiddet politikalarının, savaşın kentlere taşınmasının nedenleri ve sonuçları hakkında görüşlerini paylaşan Sevinç “bu Kürtlerin hak ve özgürlükleri için yapılan bir savaş değildi. Bölge devletlerinin teşvikiyle gerçekleştirilen ve hem savaşanlara, onların legal, legal kurumlarına, hem Kürt halkına ağır bedellere neden olan bu savaş bir an önce sonlandırılmalıdır. “dedi

Türkiye’de, başlangıçta diğer hükümetlere göre daha reformcu bir politika izleyen AKP’nin bu gün çok farklı bir noktaya sürüklendiğini çeşitli örneklerle anlatan Sevinç Bu gün karşımızda MHP ile kol kola girmiş, giderek daha çok otoriterleşen, demokrasiden uzaklaşan, şiddet politikalarına rücu eden bir AKP var. Halka söz verdikleri sivil demokratik anaysa yapma sözünü unutmuş, 12 Eylül faşist darbe anayasasını daha da otoriterleştiren, daha da anti demokratik hale getiren, tek adam diktatörlüğüne götürecek düzenlemeler yapan bir AKP var.

Türkiye referanduma gidecek ve bu sözde yeni anayasayı kabul edip etmeyeceğini oylayacak.

Biz HAK-PAR olarak her olaya olduğu gibi bu referanduma da Kürtlerin çıkarı açısından bakıyoruz. Önümüze konan anayasa Türk Kürt ilişkisini nasıl belirliyor? Bu anayasa da Kürt halkının varlığı, ülkemiz Kürdistan’ın statüsüne dair bir şey var mı? ya da demokratikleşme yolunda Kürt meselesinin çözümü için her hangi bir olumlu yan var mı? diye bakıyoruz.

Maalesef Öncekilerde olduğu gibi bu anayasada da Kürt yok, Kürdistan yok, özgürlükler yok, demokrasi yok.

Anayasalar toplumsal mutabakat metinleridir. Kürtler açısından bu metin bir mutabakat metni olarak kabul edilemez. Anayasanın giriş bölümü değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddeleri kaldıkça bu anayasanın bir mutabakat metni olmasını kabul edemeyiz. “dedi.

Anayasanın giriş bölümün okuyan Sevinç, “bu Türkçü, ırkçı, Kemalist söylemler varken, 12 Eylül darbe anayasasının ruhu aynen korunmuşken biz nasıl evet diyebiliriz? HAK-PAR Referandumda sandığa gidecek ve bu anaysa metnini red edecek, HAYIR diyecektir. Hayır, çıkması, Kürt sorununun da çözümüne, alevi sorunun da çözümüne olanak sağlayacak yeni sivil demokratik bir anayasanın gündemde tutulması için çaba harcayacaktır. “dedi

Konferansın ikinci bölümünde gelen soruları da yanıtlayan Arif Sevinç HAKPAR ‘ın Kürt ve Kürdistan paydasında birleşen, demokrasi ve özgürlüklerden yana olanların bir birlik projesi olduğunu aktardı. “Yurtsever kesimin bir arada olması ve Kürt halkı açısından tarihi günlerin yaşandığı bu süreçte güçlerin birleştirilmesi gerekir. Bu doğru ancak bu ciddi istikralı bir yürüyüşle mümkün, Partiler yazboz tahtası değildir. En ufak, parti içinde çözümlenebilecek sorunları gerekçe yapıp ayrılanların, gidip başka arayışlar içine girenlerin birlikçi oldukları iddiaları tam anlamıyla traji komik bir durumdur. HAKPAR kendisi bir birlik projesidir ve güçlü bir alternatif olma iddiasındadır. “dedi. HAK-PAR’da ayrılarak yeni oluşumlar a yönelenlerin durumunu da örneklerle anlatan Sevinç “Biz kişilerin beklentilerine göre, hırsını tatmin etmek için veya seçimden seçime birilerinin kapısında pazarlık yapmak için bir parti kurmadık. Bu yönlü girişimlere siz de pirim vermeyin zaman kalıcı, işlevsel istikrarlı birlikler gerçekleşebilir. Amacımız Kürt halkının özgürlük mücadelesini barışçıl demokratik yollardan sürdürmektir. Kapımız her kese açıktır.”

HAKPAR bir seçenek olarak yoluna devam ediyor. Halkının özgürlük mücadelesini yürütecek Biz kapımızı kimse ya kapatmadık. Ayrılıp kendilerine birer örgüt oluşturanlara sormak lazım. Bu partiyi kuranlar, programını tüzüğünü yapanlar sizsiniz, neden partinizden koptunuz? Neden ayrıldınız?

About Post Author