GÜNCEL

2022 YILI ASGARİ ÜCRET İLANI VE SONRASI

2022 YILI ASGARİ ÜCRET İLANI VE SONRASI

Davut BİLİNMİŞ

Türkiye’de çalışan nüfusun büyük kesimi ve piyasa ekonomisini çok yakından ilgilendiren 2022 yılında uygulanacak asgari ücret, net 4.253 TL olarak belirlendi.

16 Aralık tarihinde ilan edilen bu rakam ve aynı günde Merkez Bankası tarafından 1 puanlık faiz indirimini takiben, bir gün sonra, Cuma günü dövizde yükselme ile açıklanan asgari ücretten döviz kuru bazında TL olarak, 291 TL düşüş olmuştur.

Merkez Bankası’nın verilerine göre, asgari ücretin ilan edildiği gün, 16 Aralık tarihli dolar alış kuru, 15.21 üzerinden yapılan hesaplamaya göre, ilan edilen asgari net ücret ; 4.253 / 15,21= 279, dolar karşılığı iken, bir gün sonra, 17 Aralık tarihli ABD dolar alış kuru, 16,34 e yükseldi, yapılan bir gün sonraki hesaplamaya göre ; 4.253 / 16,34= 260 dolar kadar olduğu ve bir gün önceki değer 279–260= 19 dolar karşılığında düştüğünü görmekteyiz.

2021 Ocak ayında başlatılan net asgari ücret, 2022 yılı için belirlenen asgari ücrete göre yapılan hesaplama ise;

2021 Ocak ayında ilan edilen asgari ücret net, 2.825 TL, o günkü ABD dolar kuru, Merkez Bankası verilerine göre; ABD doları alış kuru üzerinden 7,36 olduğu, Merkez Bankası verileride göstermektedir.

2021 yılı için yapılan hesaplama 2.825 TL / 7,36 dolar alış kuru = 384 dolar karşılığı iken, 2022 yılı için ilk günkü açıklamaya göre, 279 dolar, aradaki fark 105 ABD doları karşılığında belirlenen asgari ücretin düştüğünü ve çalışanların alım güçlerinin bir yükselme olmayıp düşüş olduğunu görmekteyiz.

Türkiye neden bu ekonomik darboğazı ve krizleri aralıklarla yaşamaktadır.

Türkiye’nin 1970’li yıllardan bugüne ekonomik tarihçesini incelediğimiz zaman, bu krizlerin lokal krizler olmadığını, tam aksine yapısal bir hal aldığını görmekteyiz.

1. 1970–1980 arası, karta bağlanan temel gıda alımları ve kuyruklar hafızalardadır.

2. 1979 yılının meşhur 24 Ocak kararları, dar gelirlerin kemer sıkma politikaları, ekonomist Keynnens’in çalışanların gelirlerini yükselterek piyasayı canlandırma ekonomi politiğinden vazgeçip, ekonomist Fredman’ın ücretleri düşüren politikalarına geçişi ve 1980 Eylül darbesi ile ülkenin demokrasi güçleri ile Kürt hareketlerini ve çalışanları zaptı rapt altına alan dönem.

3. 1994 yılında Çiller döneminde bir gecede alınan devalüasyon kararıyla, dövizi tırmandırarak, çalışanlar başta olmak üzere tüm kesimleri fakirleştiren dönem.

4. 2000 yılının başında meşhur anayasa kitapçığı fırlatma olayı olarak hatırlarda kalan ekonomik kriz.

5. Cumhur ittifakının kendi siyasi yapısına uygun son birkaç aydır, uygulanan ekonomi politikaları ve geniş yığınların paralarının pul olduğu içinde yaşadığımız süreç.

Yukarıdaki yakın tarih bize gösteriyor ki, Türkiye’nin ekonomik krizlerinin lokal olmaktan çıktığının ve yapısal bir durum aldığının kanıtlarıdır.

Çalışan kesim meydanlarda, ücretlerinin geçinmeye ve temel insani ihtiyaçlarına yetmediğini haykırmaktadırlar.

İşveren kesimi TÜSİAD yönetimi ekonominin kurallarına uymaya çağırıyor, bu koşullarda şirketler, yarınını hesaplayamıyorsa, gelecek ay ve yılları hiç hesaplayamayacağı ortada iken, üretim ekonomisinin artmasını beklemek, sadece siyasi bir ajitasyon ve söylem olmaktan öte olamaz.

Temel sorunlarını çözemeyen, demokrasi, hukuk ve çoğulculuğu ülkenin geleceği için tehlike gören siyasi yönetim tarzları, ekonomileri bu yapısal çıkmazdan çıkaramadığı bütün şeffaflığı ile ortadadır.

…devam edecek.

About Post Author