GÜNCEL

BEBEKLERİN ANNE KARNINDA ÖLDÜRÜLDÜĞÜ VAHŞETİN ADI: ZİLAN DERESİ KATLİAMI

BEBEKLERİN ANNE KARNINDA ÖLDÜRÜLDÜĞÜ VAHŞETİN ADI:

ZİLAN DERESİ KATLİAMI

13 Temmuz 1930 günü Van’ın Erciş ilçesine bağlı Zilan bölgesinde, tarihe “Zilan Katliamı” olarak geçen ve bebelerin anne karnında süngülerle öldürüldüğü bir vahşet yaşandı. Bugün o vahşetin üzerinden 91 yıl geçtiği halde katliam hala dillerde ve belleklerdedir.

Cumhuriyet ilanının hemen ardından Kürdlerin ulusal ve demokratik hakları uğrunda sürdürdükleri mücadeleleri kanla bastırmak, devletin öncelikli politikası halini aldı. CHP’nin “tek parti” ve “tek şef” “milli şef” anlayışı tekçiliğin inşa edilmiş olduğunu gösteriyordu. İşte bu tekçi anlayış “Takriri Sûkun” yasasını çıkarıp “İstiklal Mahkemelerini” kurarak Kürdlere karşı acımasız yüzünü göstermeye başlamıştı. Şeyh Said ayaklanmasından sonra CHP hükümeti, 24 Eylül 1925 tarihinde de “Şark Islahat Planı”nı hayata geçirerek, bölgedeki önemli aileleri mecburi iskana tabi tutarak sürgün etti. Bu sürgün devletin resmi belgelerinde (17 Temmuz 1927), “Bazı Eşhasın Şark Menatıkından Garp Vilâyetlerine Nakillerine Dair Kanun” olarak anılmaktadır.

Mustafa Kemal başkanlığında Fevzi Çakmak ve genel müfettiş İ.Tali Öngören’in de olduğu heyet 29 Aralık 1929 günü kanun hükmünde bir kararname ile Haziran ayında Ağrı’ya yönelik harekat yapılmasını karar bağlamıştı.

Zilan Deresi Katliamı bir vahşetin adıdır. Ağrı direnişlerini bastırmak üzere bölgede konuşlandırılmış olan TSK’ya bağlı 7. ve 9. Kolordu 1930 yılının Temmuz ayında üçüncü Ağrı Harekâtı başlamadan önce 11 Haziran 1930 tarihinde; Ağrı direnişçilerine karşı silahlı müdahaleye başladı. Bölgede geniş çaplı başlatılan operasyonlar sonucunda askerler girdiği yerleri yakıp yıkıyor, malları talan ediyor; çocuk, kadın ve yaşlı demeden önüne çıkan herkesi sorgusuz kurşuna diziyordu. Havadan 80 uçak ile yapılan bombardımanlar sonucu dereler kan akmaya başladı. Bu operasyon esnasında Van’ın Erciş ilçesindeki 220 köyden oluşan Zilan Deresi’nde 45 binden fazla insanın öldürüldüğü bir katliam gerçekleştirdi. Bu katliamda hamile Kürd kadınlarının süngülerle karınları deşildi, binlerce bebek anne karnında öldürüldü. Bin beş yüz kişi kafası kesilerek öldürüldü. Ölenlerin büyük çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşmaktaydı. Askerler yöre halkının mallarını da ganimet sayıp talan etti, köylülerin hayvanlarını da öldürüldü , meralar ateşe verildi. Katliamın ardından bölge halkının tüm mallarına el konuldu . Zilan Deresi olayı kelimenin tam anlamı ile bir soykırım hareketiydi.

Katliamdan hemen sonra, 31 Ağustos 1930 yılında İsmet İnönü; “Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Aslı astarı olmayan propagandalara kanmış, aldanmış, neticede yollarını şaşırmış Doğu Türklerindir” diye demeç verdi.

Cumhuriyet gazetesi ise, 16 Temmuz 1930 tarihinde Zilan Deresi katliamına ilişkin olarak: “Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur” manşetini atmıştı.

Hak ve Özgürlükler Partisi / HAK-PAR olarak diyoruz ki, Zilan Deresi katliamı bir insanlık suçudur. Bu katliam Kürdlerin topyekün yok edilmesini amaç edinmiştir. Hukuksuzluğun ve vahşetin kol gezdiği Ağrı eteklerinde yaşatılan bu katliamı unutmuyor, kınıyoruz.

Zilan Deresi’nde katledilen insanlarımızı rahmetle anıyoruz. 13.07.2021
HAK-PAR Basın Bürosu

About Post Author