GÜNCEL

SİSTEM VE DEVLET

SİSTEM VE DEVLET
DAVUT BİLİNMİŞ*

Devletler ilk ortaya çıktığı zaman egemenlerin elinde bir aygıt olarak işlev gördü. 1789 Fransız Devrimi’nden sonra ise, imparatorluklar tek tek yerlerini ulus devletlere bıraktı.

Bazı uluslar o dönem treni kaçırdı, Kürdler gibi (sebebi ayrı bir yazı konusu)…

19’uncu yüzyıldan sonra ekonomilerin sınırların dışına yayılması, kapalı ekonomilerin işlevlerini yitirmeye başladığı yılardır.

20’ci yüzyılda yatırım ve sermaye ihracı yerini, konsolide uluslararası dev şirketler kanalıyla doğrudan yatırımlar dönemine geçildi. Pazarlar dünya ‘Pazar’ları haline geldi.

Dünyadaki bu sermaye globalleşmesi ve akışı evrensel hukuku ve çoğulcu demokrasiyi defakto olarak zorunlu kılmaya başladı.

Buna uymayan ülkeler çok ciddi ekonomik çıkmazlar yaşayarak kendi halklarının yoksullaşmasını beraberinde getirdi.
Dünya artık 21.YY’da bilgi ve bilişim çağını yaşamaya başladı, global ekonomi ve siyasetin yanında, dijitalleşme ve sosyal mecralar üzerinden ortak sosyalleşmeye doğru bir gidişat var.

Kısacası hiç kimse benim hukukum, benim demokrasim, benim sosyal yaşam tarzım deme lüksüne sahip değildir. Evrensel hukuk, sosyal devlet bir dünya sistemi olmaya doğru gidiyor. Yüzyıl önce çoğulcu demokrasiye uygun olmayan tekçi zihniyet sistemi, kendi kendini kemiren kelaynak olmaya mahkumdur.

Bu sisteme direnme sadece kabul görmeyen halkları değil, tekçi kabul gören halka da zarar vermeye başlamıştır. Bunu ayakta tutmak sadece bir avuç siyasi elitin işine gelir, çoğulculuk ise herkesin menfaatine ve yararınadır.

Sonuç olarak Ortadoğu’da bir düğüm haline gelen Kürd sorununun çözümü, bölge ve bütün halklar için fayda sağlayacağı bilindiği halde buna direnç göstermek, ülkede yaşayan kimsenin yararına olmadığı ortadadır.

Çoğulculuk zenginliktir o da;
Çoğulcu demokrasi ile mümkündür.

*Mali Analiz Uzmanı

About Post Author