Kürd ulusunun efsanevi lideri Mela Mustafa Barzani 42 yıl önce yaşama veda etti. 76 yıl durup dinlenmeden Kürd özgürlük mücadelesinin meşalesini dimdik yükseklerde tutan bu yılmaz savaşçı Kürd halkının mücadelesinde azmin yegane simgesi haline gelmiştir. Eksiksiz 40 yıl Kürd halkının umut ve esin kaynağı olan Barzani, yaşamı boyunca hep Kürdlerin özgür ve demokratik bir yaşama kavuşması için çaba gösterdi.
Kürd tarihinde iki komutana Kürd meşru yönetim ve örgütlerince “Generallik” ünvanı verilmiştir. Biri Ağrı isyanının unutulmaz örgütleyici ve komutanlarından İhsan Nuri Paşa’yı “Xwebûn” (HOYBUN) örgütü; general ilan etmişti. İkinci Kürd general ise, ondan birkaç yıl sonra yani 1945 yılında Güney Kürdistan’dan doğu Kürdistan’a geçerek, 2000 kişilik pêşmerge gücü ile Mehabad, Şıno ve Nagade gibi, kentlere yerleşen Mela Mustafa Barzani 1946 yılında Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti kurulduğunda, cumhuriyet ordusuna pêşmergeleri ile birlikte gönüllü olarak katılmıştı. Bunun üzerine Kürdistan Cumhuriyet Hükümeti Bakanlar Kurulu 1946 yılında “Supayı Milli”yi örgütleyip geliştirmek üzere Barzani’ye “Generallik” sanını vermişti. Mela Mustafa Barzani, artık General Barzani rütbesine kavuşmuştu.
Mela Mustafa Barzani 1903 yılında doğdu. Henüz iki yaşında iken 1905 yılında annesi ile birlikte Diyarbakır Cezaevi’ne girdi. İki yıl sonra bu kez 4 yaşında iken, Musul Cezaevi’ne konuldu. Türkiye’de ikinci kez 29 yaşında iken, 1932 yılında yine tutuklandı.1934’te ise tahliye oldu. 1919’da Şêx Mehmudê Berzenci’nin imdadına koşan Barzani 1920’de Şêx Seid ile görüşerek harekete güç veriyordu. 1930 da ise bu kez Ağrı eteklerinde İhsan Nuri Paşa’nın yardımına gitmişti.
Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin yıkılışından sonra Kürdistan topraklarından bugünkü Rusya topraklarına sığınan Barzani, beraberindeki askerleri ile Rusya’da mülteci olarak yaşadı. 17 Temmuz 1958’de A. Kerim Qasım Irak’ta yönetimi ele geçirince Barzani 6 Eylül 1958 yılında SSCB’den Bağdat’a geldi. Abdülkerim Qasım yönetimi yeni kurulmuştu. Barzani ve öteki sürgün ve tutuklu Kürdlere özgürlük vaad etmiş, KDP’nin yasal olarak örgütlenmesine izin verilmişti. Belki de o güne dek Güney Kürdistan’da Kürdlerin en çok rahat ettiği bir dönemdi 1958 A. Qasım dönemi.
A. Qasım yönetimi esnasında Kerkük ve civarında yeni yönetime karşı başkaldıran Türkmenler bir karşı devrim niyetindeydi. O dönem Kürdistan’ın Musul eyaletinden sorumlu olan Barzani komutasındaki güçler, çıkan isyanı bastırır. Bu olay ile T.C yetkilileri ve parlamentosu Kürdlere karşı öç alma duygusu ile şoven bir çalkantı yaşamıştır. Asım Eren mecliste bu olayı tartışırken “Mukabeleyi bil misil” cümlesini kullanarak Irak’ta öldürülen her Türkmen için on tane Kürdü Türkiye’de öldürmek gerektiğini hararetle savunmuştur. Ve 49’lar olayı işte böylesi bir öç alma duygusu ile başlamıştır.
1970 yılında Irak yönetimi Güney Kürdistan bölgesine Barzani yönetiminde 11 Mart olarak bilinen bir anlaşma ile anayasal güvenceler planında özerklik verildiğini ilan etti. Ancak kısa bir süre sonra Irak-SSCB askeri anlaşması sonucu, Irak yönetimi özerkliği sindiremedi. Güç kazanan Irak diktatörü ilk fırsatta anlaşmayı tek taraflı bozarak Kürdleri tutuklamaya, Kürdistan’ı yeniden işgale girişti. Mela Mustafa tekrar himayesindeki peşmergelerle silahlanarak Irak yönetimine karşı savaşmak zorunda kaldı. Barzani direndi ama sonuçta Kürd hançeri Napalm bombalarına üstün gelemedi. 3000 m2’den fazla bir alan tampon bölge oldu, taş üstünde taş kalmadı ve tüm bu bölgede köyler viraneye döndü. 3000’e yakın Kürd aile, çoluk-çocuk, silahlı, silahsız bu tarihte İran ve Türkiye’ye göçmek zorunda bırakıldı. Türkiye kapıları kapalı tuttu ama İran, Barzani güçlerini Urmiye gölü çevresine kabul etti.
1975’te Cezayir Antlaşması imzalandı. Mela Musta Barzani yönetimindeki Kürdler ağır bir zulüm ve perişanlık içinde bulundukları halde direnmekten vazgeçmeyip teslim olmayı kabul etmediler. Ama Kürd mücadelesi hep görmezden gelindi, üstü örtüldü Ortadoğu’da Filistin sorunu Kürd sorununa yıllarca bir perde örterek, Kürd mücadelesinin tecrite göndermek istemiştir. Körfez Savaşı’nda Filistinli “Gerillalar” Baas faşistleri ile Kürdistan işgaline gittiklerinde, milliyetçi yüzleri ortaya çıkmış, maskeleri düşmüştür.
Yakın geçmişe kadar, Ortadoğu’daki ilgili ülkelerin sol hareketleri ve özel olarak da Türk solu, yıllarca Barzani’yi doğru kavramayı beceremedi. Oysaki o bir yurtsever, bir ulusal kurtuluşçu idi ve Kürd milli çıkarlarını her şeyin üstünde görüyordu. Kürd milliyetçiliğinin adeta karşı devrimcilik ve emperyalizm işbirlikçiliği ile bir tutulduğu bu kısır anlayış, Kürd hareketine büyük zarar vermiştir.
Yakın geçmişte sol Kemalizmin önde gelen isimlerinden İlhan Selçuk Barzani’yi Türkeş’e benzetiyor, bir başkası Mosad’ın, diğer biri CIA ve ABD’nin adamı belirlemesi yapıyordu. Kürd milliyetçisi olmak bir öcü, bir suç hali olduğu psikolojisi yaygınlaştırılmış, Kürd milliyetçiliğine ve buna bağlı olarak da Kürd ulusal uyanışına set çekilmişti.
Barzani, ulusal mücadelesinde, ulusal hareketin dışarıya açılabilmesi için esnek, bilinçli ve gerçekçi politikalar gütmüştür. Barzani, tüm Kürd siyasi hareketlerinin üstünde, partiler üstü bir kişi, bir devlet adamı olarak görülmüş ve her zaman, soruna Kürd Milli çıkarları merceğinden bakmıştır. Ancak, en önce Irak Kürdleri, onun gündemini oluşturmuştur.
Barzani’nin kararlı duruşu ve mücadele azmi, Irak Baas partisi diktatörlüğünü dize getirmiş ve Kürdistan’ın güney parçasında özgür ve demokratik bir yaşam kurulmuştur.
Bugün binlerce Kürd Barzani ismiyle ulusal uyanışa yönelmiş, bu büyük insan tüm Kürdistan’da tıpkı bir anıt olarak her süreçte anılmıştır. Dünyanın en önemli devlet ve siyaset adamlarından olan Barzani, Kürd halkının mücadele tarihinde hep anılacaktır.
Kürd hareketi Barzani’yi doğal ve tartışmasız önder bilmiş, ona hep minnet borçlu olmuştur. Kürdlerin manevi bilincinde Barzani’nin karizmatik kişiliğinin etkisi büyüktür. Barzani’nin 75 yıllık hareketli yaşamı, kan, barut ve gözyaşı ile iç içe ilerleyen mücadelesi bir destan gibidir. Barzani’nin yaşamı Kürd özgürlüğüne adanmış bir yaşamdır.
Kürd halkının efsanevi lideri Mela Mustafa Barzani tedavi için gittiği ABD’de 1 Mart 1979’da, yaşamını yitirerek Kürdistan topraklarına ebedi olarak veda etti. Mela Mustafa Barzani’yi saygı ile anıyorum.
02.03.2021
Latif EPÖZDEMİR
Hak ve Özgürlükler Partisi / HAK-PAR Genel Başkanı