İstanbul seçimleri ve Kürtler |
Refik Karakoç |
Bilindiği gibi yerel seçimler anti demokratik bir ortamda yapıldı.
Ne hikmetse, sadece İstanbul büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri YSK tarafından oy çokluğu ile hukuk katledilerek iptal edildi. Dogru ya da yanliş, bir şaibe varsa ki YSK nin iptal gerekceleride bu yönde olmasina ragmen, istanbul”da tüm ilçelerde de seçimler tekrarlanmalıydı. Belli ki YSK baskı altına alındı ve böylesi bir hukuk faciasına imza attı. Seçim 23 Haziranda tekrarlanacak. 31 Martta Cumhur ve Millet ittifaklarının dışında birçok parti ve bağımsız aday da seçimlere katılmıştı. HDP’de İstanbul dahil 7-8 büyük şehirde aday göstermemişti. Ağırlıklı olarak resmi ve kamuya açık olmayan pazarlıklarla (Belediye meclis üyelikleri karşılığında) Millet ittifakını destekledi. 23 Haziranda görülüyor ki bazı parti ve bağımsız adaylar çekilmiş durumdadır. HDP ise ikircikli mesajlar vermektedir. Parti eş başkanları tekrar millet ittifakının destekleneceğini açıklarken, bazı yönetici ve HDP’li siyasetçiler, İmralı görüşme sürecinin başlatılması ve basına verilen mesajlar sonucu AKP ‘de desteklenebilir görüşünü savunuyorlar. Aslında Kürtler açısından Cumhur ve Millet ittifaklarının bir farkı yoktur. İttifak bileşenlerinin Kürt sorununa bakış açısı aynıdır, yanlıştır. Çözümü “İnkar – red- şiddet” formülün de aramaktadır. Bu yaklaşım 100 yıldır sorunu çözmedi ve çözemeyecektir. Kürtler ulusal temel hak ve özgürlüklerini elde etme mücadelesinde haklıdır. Doğru yol yöntemle, barışçı ve demokratik bir şekilde de ısrarcı olmalıdır. Bu nedenle Türkiye’nin demokrasi mücadelesi de öncelikli olmasa da Kürtleri etkilemekte ve ilgilendirmektedir. Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmesi herkesin yararına olduğu gibi Kürdlerinde yararınadır. Bu nedenle istedikleri aday olmasa bile Kürtler, yerel yönetimlerin yapabilecekleri, farklı dil, din ve kültürlere hizmeti şart koşarak talepleri kabul eden alternatife kolektif oy vermeleri gerekir. Örneğin yerel yönetimler farklı dillerin eğitimleri açısından, eğitimin alt yapısını oluşturabilir, hatta uygulama da yapabilirler. AB ülkelerinin çoğunda bu uygulama vardır. Bu anlamda Kürtler yerel yönetim mevzuatı çerçevesinde olabilecek taleplerini yazılı hale getirip taraftarlara sunmalıdır. Bununla ilgili asgari şartları da belirtmeli, belirli kazanım elde edeceği seçeneğe destek vermelidir. Ayrıca Kürt sorununa bakış açıları aynı olan bu iki seçeneğe oy vermek zorunluluğu da yoktur. Yeter ki Kürt halkı kolektif bir tavır ortaya koyabilsin. 25.05.2019 Refik KARAKOÇ |