GÜNCEL

HAK-PAR KADIN KOLLARI: YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLARININ MÜCADELESİ

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

1857 yılında ABD’ nin New York kentinde dokuma fabrikasında çalışan kadın işçilerin, ağır çalışma koşullarının düzeltilmesi, uzun çalışma sürelerinin 10 saate çekilmesi ve ücretlerin artırılması talebiyle başlayan mücadelesi, bugün dünyada kadınların her türlü eşitsizliğe karşı haykırışı olmuştur.

1857 yılında emekçi kadınların sömürü sistemine karşı direniş meşalesini tutuşturan grevi ve bu sırada yanarak canlarını veren kadınların anısına 8 Mart, dünya kadınlarının her türlü şiddete, baskı ve sömürüye karşı mücadele günü olmuştur.

O günden bu güne, gerek kadının güvenli yaşamı, eğitime, ekonomik yaşama, sosyal ve siyasal yaşama katılımı açısından eşitsizlik sorunları devam etmektedir.

Dünyada cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmasa da bugüne kadar gerek insan haklarına dair, gerekse cinsiyet eşitsizliğine ilişkin kadın lehine uluslararası birtakım sözleşmeler ve yasalar hazırlanmış, Türkiye de bunlara imza koymuştur. Buna göre iç hukukta, imzalanan sözleşmelere ve uluslararası hukuk normlarına uygun yasal düzenlemelerin yapılması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Son yıllarda bu konuda birtakım olumlu adımlar atılmış ancak günümüzde bunun sürdürülmesi yerine, anti demokratik uygulamalar, baskılar ve söylemler giderek artmış , “itaat etmek” önermesine kadar gelinmiştir. Bu söylem ve tutumlar, özellikle son yıllarda kadına yönelik şiddetin de giderek artmasına neden olmuştur.

“İtaat etmek”, demokrasilerde olmayan, insan onurunu da hiçe sayan bir durumdur. Kadın üzerinden efendi- köle ilişkisini yani “itaat etmeyi” önermekle aslında tüm ötekileştirilmiş toplumsal kesimler, Kürtler ve diğer azınlık halklar, inanç grupları, kadınlar, itaat etmeleri halinde rahat edecekleri dile getirilerek adeta tehdit edilmektedirler.

Bu yaklaşım ve söylemlerle başta Kürt sorunu olmak üzere, ülkenin çözüm bekleyen diğer sorunlarının çözülemeyeceği aşikardır. Çözüm, eşitlikçi federatif yeniden yapılanma ile barışçı bir demokrasinin hayata geçirilmesi ile mümkün olabilir.

Diğer taraftan coğrafyamızda yıllardır devam eden savaş bölgede adeta bir kaos ortamı oluşturmuştur. Bu savaşın öncelikli mağdurları da Kürt kadınlarıdır. Ezidikürt kadınları hala İŞİD teröristlerinin elinde rehin tutulmaktadırlar. Emperyal güçlerin çıkarına dayalı bu savaşın biran önce son bulması ve ülke yöneticilerinin burada yaşayan başta Kürtler ve diğer halkların eşitliği temelinde çözümden yana tutum içerisinde olmaları hem savaşın son bulmasına hem de bölge barışına önemli katkı sunacaktır.

Biz HAK-PAR lı kadınlar olarak, her türlü savaşın ve şiddetin son bulmasını istiyoruz.

İTAAT ETMEYİ KABUL ETMİYORUZ

İnsanlar haklarıyla vardır, haklarıyla yaşamın içinde yerlerini almalıdırlar.

Temel insan haklarından başlayarak, uygulamada ve söylemde kadın aleyhine eşitsizliği ortadan kaldıracak tüm hukuki önlemler ve uygulamalar hayata geçirilerek, baskıcı, ötekileştirici söylemlere son verilmelidir.

Kadına yönelik şiddeti engelleyecek her türlü önleyici ve koruyucu yasal düzenlemeler, en az uluslararası hukuk normlarına uygun hale getirmelidir.

Kadının ekonomik yaşama katılmasının yolu açılarak iş olanakları sağlanmalı, ucuz işgücü olarak çalıştırılmasını önleyecek önlemler alınmalı, her türlü sömürüye son verilmelidir.

Kürt kadınları ulusal kimliklerinin yok sayılmasından dolayı ve ayrıca geleneksel yapının cenderesinde, sosyal ve ekonomik yaşamın dışında kalmıştır. Kürtçenin eğitim dili olmaması nedeniyle çocuklarıyla iletişimi kesintiye uğramaktadır.

Bu nedenle, Kürt kimliği üzerindeki baskılara son verilerek Kürt dilinin ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim dili olmasının hukuki düzenlemeleri biran önce yapılmalı.

Bilindiği üzere önümüzde yerel seçimler var. Türkiye’de kadın seçmen oranı yaklaşık ℅ 51 olduğu halde, 3600 civarında erkek aday, buna karşı yaklaşık 275 kadın aday vardır. Ancak sahaya baktığımızda seçim çalışmalarını çoğunlukla kadınlar yürütüyor. Yani söz, yetki ve karar mekanizmalarında kadının önü kapatılmış, kadının emeğiyle yönetim hedeflenmiştir.

HAK-PAR lı kadınlar olarak

Yerel seçim sürecine girdiğimiz bu günlerde belediye başkan adaylarından da taleplerimiz var.

Öncelikle bünyelerinde kadın istihdamının artırılmasını,

Alınacak kararlarda kadınların söz sahibi olacağı mekanizmaların oluşturularak, şehir yönetimlerine katılmalarının sağlanmasını,

Şehirlerin fiziki koşullarının, kadınların rahat dolaşıp yaşayabilecekleri hale getirilmesini,

Kadınlarına yönelik şiddeti engelleyecek ve kadınları bundan koruyacak sığınma evleri açılmasını,

Kadın görevi sayılan çocuk ve yaşlı bakımının yapılacağı, çocuk ve yaşlı bakımevleri açılmasını,

Yine kadınların dışarıya çıktıklarında rahat dolaşabilmeleri için, emzirme yerleri, tuvalet, çocuk oyun ve bakım alanları vs. gibi önlemlerin alınmasını,

Kadınları eve bağlayan dikiş, nakış kursları yerine onlara meslek kazandıracak ve sosyal yaşama katılımını sağlayacak kurslar açılmasını,

TÜM BUNLARIN ÜCRETSİZ VERİLMESİNİ

Talep ediyoruz.

HAK-PAR LI KADINLAR OLARAK DİYORUZ Kİ:

YAŞAMIN YARISI KADINLARDIR.

“YAŞAMDAKİ FARKLILIKLARIMIZLA İNSANCA, EMEĞİMİZ YOK SAYILMADAN, EŞİT BİR ŞEKİLDE YAŞAMAK İSTİYORUZ.”

YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLARININ MÜCADELESİ

HAK-PAR KADIN KOLLARI- 2019

About Post Author