GÜNCEL

Demokratik barışçı mücadele ve HAK-PAR

Demokratik barışçı mücadele ve HAK-PAR
Refik Karakoç
Günümüzde tüm dünyada yükselen değerler arasında, ileri demokrasi, insan hakları, demokratikleşme ve ulus üstü hukuk yer almaktadır. Bu değerler ile bunların yaşam bulduğu ülkeler uluslararası ilişki ve yaratılan avantajlardan istifade eder, gerekli paylarını alırlar.

Ülkelerini kalkındırarak halklarının refah seviyesini yükseltme şansı bulurlar. Bu nedenle oluşan huzur ve güvenli ortam, bu ülkelere beraberinde yeni fırsatlar da getirebilmektedir.

Öte yandan bu değerlerin yaşam bulmadığı, otoriter, totaliter ve benzeri yönetimli ülkelerde ise huzur olmadığı gibi kargaşa ve kaos eksik olmaz. Bu ülkeler eğer çok etnik ve çok mezhepli bir demografik yapıda ise bunların işi daha da zordur.

Ortadoğu’da olduğu gibi bu ülkelerde hiçbir zaman anarşi durmaz.

Çözümlenemeyen etnik ve mezhepten kaynaklı sorunlar, her türlü istismara açık olur. Emperyal devletler de bu fırsatları kendi çıkarları için, kullanmaktan imtina etmezler. Bu gibi ülkeler genellikle geri kalmış ülkelerdir. Kaynaklarını bu nedenle rasyonel kullanamazlar. Dış desteğe muhtaç olurlar. Emperyal devletler için Pazar konumuna düşerler. Ortadoğu ülkeleri, silahtan tutun tekstile, kimyadan tutun otomotive kadar her türlü mal ve hizmetin pazarı durumundadır. Yeraltı ve yer üstü kaynakları bile dışarıya gider, mamul madde olarak geri döner. Dolayısıyla her bir emparyel devletin, geçmişten bugüne Ortadoğu da şu veya bu nedenle ilişki kurduğu, gerektiğinde sahiplendiği, koruduğu bir ülke vardır.

Emperyal ülkeler bu yerlerde kendi çıkarlarını korumak üzere üsler kurarlar. Üs kurdukları ülkelerle çıkar ilişkisine girerler.

Özellikle Ortadoğu’da ki bu görünüm Kürd sorununu yakından ilgilendirmektedir. Çünkü Kürdistan 4 parçaya Kürdlerin rızası dışında bölünmüş ve her bir parçası bir başka devlet sınırları içinde kalmıştır. Bu dört devlet; Türkiye- Suriye- İran- Irak Kürd sorunu ve hakları söz konusu olduğunda, geçmişten bugüne kadar hep ortak olumsuz tutum içerisinde olmuşlardır. Olmaya da devam etmektedirler. Aynı zamanda Kürd sorunu ivme kazandığında, bu dört devlet ile birlikte, bunlarla ilişki içinde olan emperyal devletler de devreye girmektedir. Bu tarz ilişki genellikle Kürdlerin aleyhine sonuçlar vermiştir/vermektedir.

O halde Kürd siyaset kurumları bu kadar olumsuz koşulları göz önüne alarak, hak ve hukuk mücadelelerini planlamak, stratejilerini bu duruma göre hazırlamak zorundadırlar. Çünkü Kürdlerin destek alabilecekleri bir kardeş devleti yoktur. Dış destek almaları, Ortadoğu’nun nesnel koşulları gereği oldukça zordur.

Bunun içindir ki Kürdlerin işi çok zordur. Öncelikle Kürd siyasetinin yapması gereken ilk adım, siyasette ortaklaşmadır. Mümkünse tek ses olmaktır. Birlik yapmaktır. Önce her parça kendi arasında sağlıklı bir program etrafında birleşerek, kurumsallaşmalıdır. Eğer dört parça da bu tür siyasi örgütlenmeler hayat bulursa mücadelede avantajlar yakalanabilinir. Her dört parçada organizasyonları birbirleri ile iyi bir diyalog ve işbirliği yapmaları halinde sağlıklı siyaset yapılabilinir.

Kürd siyasetinin Kuzey ve Güneyde barışçı, demokratik bir kulvarda olması gerekir. Her iki parçada iyi diplomatik çalışma, oluşacak birliktelik ile sonuç alınabilme ihtimali yüksektir.

Kuzey”de gelecekte bu fırsatı yaratmak adına bu amaçla bilindiği gibi, bir birlik projesi olarak HAK-PAR kuruldu. HAK-PAR gerçekçi değerlendirmeler sonucu, Kürdlerin demokratik ve barışçı kulvarda birliğini sağlayabilecek, milli, demokratik bir program ile kuruldu. Bugün aynı amaç ve program ile örgütlenmesini tamamlamaya çalışmaktadır.

Şiddeti çözüm görmeyen Kürd siyaset kurumları ve aydınları HAK-PAR projesine sahip çıkmalıdırlar. HAK-PAR Programının bazı engelleri aşması halinde (Seçime girme hakkı gibi) Kürd halkı ile Türkiye’de demokrasi barış ve özgürlük isteyen gruplardan çok ciddi destek alabilir. O zaman HAK-PAR fonksiyonel bir parti olur. Başta Kürd sorunu olmak üzere diğer sorunların çözümünde taraf olabilir.

Özellikle bütün Kürd aydın, siyasetçi ve yurtseverlerini bu durumu göz önüne alarak HAK-PAR ‘da siyaset yapmaya davet ediyoruz.

Hak elde etmenin, özgürleşmenin başka bir çıkar yolu görünmüyor. 03.01.2018

​​​​​​​Refik KARAKOÇ
Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR)
​Genel Başkanı

About Post Author