HAK-PAR 7. Olağan Kongresi; Kürt karşıtı düzen de bir gün çökecek ve Kürt halkı mutlaka özgürleşecektir |
Hak ve Özgürlükler Partisi 7. Olağan Kongresi 22 Ekim Pazar günü, “Eşitlik ve Özgürlük” şiarıyla, Ankara’da toplandı. Gündemindeki konuları görüştü, kararlar aldı, yeni Genel Başkan’ı ve Parti Meclisi’ni belirledi ve aşağıdaki sonuç bildirisini yayınladı. Kamuoyuna
Kürdistan’ın her parçasında Kürt halkı meşru hakları için ayakta. 1.Dünya savaşının ardından ülkesi parçalanarak statüsüz bırakılan Kürt halkının özgürlük yolunda yürüyüşü devam ediyor. Ortadoğu’yu kasıp kavuran değişim fırtınası, Kürt halkının aleyhine oluşturulan statükoyu sarsarken bölgede oluşan Kürt karşıtı düzeni daha görünür kılıyor. Değişime direnen sömürgeciler kol kola giriyor, Kürt karşıtı düzeni sürdürmek için sırt sırta veriyor. Kürt halkı bir kez daha, Kürdistan Federe Bölgesine karşı, mezhepçi Irak’ın, sömürgeci bölge devletlerinin, türeme terör örgütleri ve içerdeki hainlerin birlikte gerçekleştirdikleri saldırıları görüyor ve sadece kendi çıkarlarını gözeten, Kürt halkını yalnız bırakan devletlerin kirli ittifaklarını izliyor, lanetliyor. İnanıyoruz ki bu Kürt karşıtı düzen de bir gün çökecek ve Kürt halkı mutlaka özgürleşecektir. Kürdistan Federe Bölgesi’nin bağımsızlık için referandum yapması haklıdır, meşrudur. Kürdistan Federe Bölgesi’nin bütçeden alması gereken payı ödemedi. Kürtleri merkezi ordudan ve bürokrasiden çıkardı. Bu koşullarda, 25 Eylül 2017 tarihinde kendi kaderini belirlemek için sandığa giden ve % 93 evet oyuyla bağımsızlık kararı alan Kürt halkına saldırmayı, Kerkük başta olmak üzere Kürdistan topraklarını işgal etmeyi seçti. Üstelik bunu vahşilikte İŞİD ile yarışan ve İran tarafından finanse edilen, yönetilen Haşti Şabi terör örgütü ile yaptı. ABD, Rusya, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Birleşmiş Milletler sadece seyretti. Kongremiz, İran’ın güdümüne giren mezhepçi Irak Merkezi Hükümetinin Haşti Şabi terör örgütü ile birlikte Kürdistan’ a yönelik saldırılarını, topraklarını işgal etmesini şiddetle lanetler. Bu kirli işgal girişimi sırasında mezhepçi Irak ordusu ve Haşti Şabi güçlerinin arkasındaki İran’la işbirliği içine girerek, Kürdistan topraklarını peşkeş çeken, kimi Kürt güçlerini ihanetleri nedeniyle kınar. Tüm uygar dünyaya bu işgal ve saldırganlığın püskürtülmesi için Kürdistan Federe Bölgesi’yle dayanışmaya, Kürt halkının bağımsızlık iradesine saygı göstermeye çağırır. Kongremiz; Türkiye’yi yönetenlerin, Kürdistan Federe Bölgesi’ne yönelik düşmanca, tehdit ve hakaretlerle sürdürdüğü politikalarının Türkiye’de yaşayan 25 milyon Kürdü de derinden yaraladığına dikkat çeker. İnanıyoruz ki Kürt halkı sandıkta da bu politikayı mahkum edecektir. Kongremiz; Kürtler soykırımlara tabi tutulurken “Irak’ın iç işlerine” müdahale olur gerekçesiyle sessiz kalanların, Kürtler kendi gelecekleri ile ilgili referandum yaptıklarında ordularını harekete geçirmelerini, hava sahasını kapatıp, Irak’la ortak işgal provaları, tatbikatları yapmalarını, Kürtlerin özgürleşmesini, gasp edilmiş haklı ve meşru haklarını elde etmelerini Türkiye’nin ulusal güvenliğine tehdit olarak gösteren, Kürt düşmanlığını politikalarının temeli yapan anlayışlarını şiddetle protesto eder. Öte yandan; milliyetçiliği, sadece Kürtlere düşmanlık üzerinden kurgulayan ırkçı kesime dayanarak sistem değişikliğine giden ve iktidarda kalmaya çabalayan AK Parti Hükümeti, başarısız darbe girişimini fırsata çevirerek, olağanüstü hal rejimi ile kanun hükmünde kararnamelerle ülkeyi yönetmeyi sürdürüyor. İktidar yandaşlarının alabildiğine özgür olduğu, muhalif kesimin ise tam anlamıyla baskı altına alındığı, gazetecilerin, yazarların, milletvekillerinin hapsedildiği, belediyelere kayyumların atandığı, seçilmiş belediye başkanlarının istifaya zorlandıkları, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün sembolik hale getirildiği Türkiye’de ne demokrasiden ne de hukuk devletinden bahsedilemez. Kongremiz; Türkiye’nin normalleşmesi, demokratikleşme önündeki barikatların kaldırılması ve özgürlükçü bir ortamın yaratılması için öncelikle olağanüstü hal rejiminin sonlandırılması çağrısında bulunur. Dış politikada her gün daha da yalnızlaşan, ABD ve Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa ülkeleriyle çatışma halinde olan Türkiye, Irak’ta, Suriye’de yürüttüğü Kürt karşıtı politika ile giderek daha büyük maceralara sürükleniyor. Darbe girişiminin yaratığı paranoya ile bir korku rejimi oluşturan iktidar, Türkiye’nin çözümsüzlüğe terk edilen, bastırılan, askere havale edilerek büyütülen yapısal sorunları ile yüzleşmeyi başarmalıdır. Bu sorunların başında Kürt sorunu ve Alevi sorunu gelmektedir. Alevi sorunu, devletin inanç alanına müdahale etmeden, tüm inançlara saygılı ve eşit mesafede kalması, gerçek bir laiklikle çözülebilir. Kürt sorununun adil çözümü ise ancak eşitlik temelinde federal bir çözümle mümkündür. Artık görülmelidir ki Kürt sorununun adil çözümü olmadan barış da, huzur da, kalkınma da mümkün değildir. HAK-PAR şiddete karşı özgürlükçü demokratik bir partidir ve Kürt sorununun demokratik- barışçıl çözümünde taraftır. Kongremiz tüm yurtseverlere, demokratlara, aydınlara ve siyasetçilere çağrı yapmaktadır; Farklı geleneklerden, farklı kesimlerden gelen kadroların birlikte kurarak bu güne taşıdığı HAK-PAR bu isteğe uygun bir seçenektir. Gelin, geç olmadan Kürt halkının arayışına adres olalım. |