GÜNCEL

Kürt halkı özgürlük ve demokrasi talebinde ısrarlıdır.

Referandum bir daha gösterdi ki;

 

Kürt halkı özgürlük ve demokrasi talebinde ısrarlıdır.

 

 

 

AKP-MHP tarafından mevcut anayasanın ırkçı, şoven özü korunarak, yapılan değişiklik önerisi, 16 Nisan 2017 tarihinde halkoyuna sunuldu ve ancak çok az bir farkla; yaklaşık % 51 oyla kabul edildi.

 

Türkiye’yi yönetenler bir kez daha çağdaş, sivil, demokratik bir anayasa yapmak yerine,12 Eylül 1982 faşist- askeri darbecileri tarafından hazırlanan mevcut anayasada tadilat yaparak, daha da anti demokratik bir hale getirerek “yola devam” etmeyi seçtiler

 

Başta Kürt sorunu, Alevi sorunu olmak üzere Türkiye’nin temel, yapısal sorunlarını çözmeye, çağdaş anlamda demokratikleşmeyi sağlamaya yönelik her hangi bir değişiklik içermeyen bu Anayasa değişiklik önerisi; demokratik rejimlerin temeli olan güçler ayrılığını ortadan kaldırılarak, yürütme, yasama ve yargıyı tek elde toplayacak, Ortadoğu’da sıkça gördüğümüz partinin de başkanı olan “tek adam rejimi” yaratılmasına yol açacaktır.

 

Türkiye, parlamenter sistemden, Türk usulü “cumhurbaşkanlığı sistemi” adı verilen yeni bir sisteme geçecek.

 

Öncelikle bu referandum, demokratik olmayan bir zeminde, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı “Olağanüstü Hal” koşullarında, kitlesel tutuklamaların, işten atılmaların bir birini izlediği, toplantı ve gösteri özgürlüklerinin kısıtlandığı, pek çok STK’nın kapatıldığı, basının neredeyse tek sesli hale getirildiği, düşünce ve ifade özgürlünün alabildiğine kısıtlandığı bir ortamda yapıldı.

 

Kürdistan’da ise çatışma ortamının sürdüğü, onlarca ilçenin yerle bir edildiği, buradaki seçmenlerin yerlerinden olduğu bir ortamda ”hayır” diyenlerin teröristlikle, vatan hainliğiyle özdeşlendirildiği, tüm devlet imkânlarının “evet” kampanyaları için seferber edildiği özetle adil ve demokratik olmayan koşullarda gerçekleştirildi.

 

Bu koşullarda, bile toplumun yaklaşık %49 unun “hayır” oyu kullanması umut vericidir.

 

Başta büyük kentlerdeki olmak üzere genel olarak seçmenler, hem iktidara hem de Kürdistan’da şiddeti esas alan kesimlere rahatsızlığını açıkça ifade etmiştir.

 

Geçmişte, “ Türkçü ve Atatürk milliyetçiliğini esas alan, mevcut anayasa da varlığı reddedilen, temel hak ve özgürlüklerinden yoksun olan Kürt halkının durumu referandum sonrasında da değişmeyecek,

 

“tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek dil” sloganıyla işaret edilen retçi, inkârcı geleneksel politika aynen sürdürülecek.

 

Yine geçmişte de gerçek anlamda olmayan inanç, düşünce ve basın özgürlükleri dahil, temel hak ve özgürlüklerin alanı daha da daraltılacak, Alevilerin talepleri yine göz ardı edilecektir.

 

Bu durumu kabul etmeyi değil, özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükselterek sürdürmeyi hedefleyen HAK-PAR tüm usulsüzlüklere rağmen, % 49’luk hayır oyunu mücadele acısından yeni bir umut olarak görülmesi gerektiğini düşünmektedir.

 

Değişim mümkün ve zamanı yaklaşmaktadır.

 

Türkiye’de yapısal sorunlara çözüm yolunu açabilecek çağdaş, sivil ve demokratik bir anayasa ihtiyacı daha büyük bir aciliyet kazanarak devam etmektedir.

 

Türkiye’nin çok uluslu, çok dilli, çok inançlı etnik ve kültürel yapısına uygun yeni bir anaysa yapılmalı, farklı dil, inanç ve kültürlere sahip grupların hakları güvence altına alınmalı, Kürt sorununun eşitlik temelinde, federal biçimde çözümüne olanak sağlanmalıdır.

 

Kürt dili Türkçenin yanı sıra resmi dil olarak kabul edilmelidir.

 

Bu anayasa Alevilerin haklı taleplerini karşılayan, gerçek anlamda inanç özgürlüğünü içeren, laik ve AB standartlarında demokratik bir anayasa olmalıdır.

 

Öte yandan Kürdistan’da referandum sonuçları ayrı olarak değerlendirmeyi hak etmektedir.

 

Kürtler hendek ve barikat politikasıyla savaşı kentlere taşıyanlardan, Kürt davasıyla alakalı olamayan şiddet ve terör politikalarını esas alanlardan, legal demokratik alanı çoraklaştıranlardan yüzünü çevirmiştir.

 

Bu şiddeti ve milli olmayan yanlış politikaları mahkûm eden tutum devam edecektir.
Ancak Kürt sorununun çözümü konusunda şiddet politikalarına sarılan, ırkçı, milliyetçi söylemlerle geleneksel çözümsüzlük siyasetine çark eden AKP ye de HAYIR mesajı vermiştir.

 

Kürt halkı özgürlük ve demokrasi talebinde ısrar etmektedir.

 

Kürt toplumu kendi taleplerini kararlıca savunan, barışçıl, çağdaş, demokratik bir seçenek arayışının işaretlerini bir kez daha vermiştir.

 

Kürt yurtseverleri bu sonuçları iyi okumalı ve toplumun taleplerine cevap verecek istikrarlı, güçlü, güven veren barışçıl, demokratik; milli bir hatta buluşmalıdır.

 

Bu hat HAK-PAR dır.

 

Kürt davası açısından önümüzdeki zorlu ve önemli süreçte Kürt yurtseverlerinin HAK-PAR da buluşarak halkımızın taleplerini savunacak güçlü, istikrarlı bir hat oluşturmaları acil bir görev haline gelmiştir.

 

17.04.2017

 

Refik Karakoç

 

Hak Ve Özgürlükler Partisi

 

(HAK-PAR) Genel başkanı

 

Refik Karakoç

Hak Ve Özgürlükler Partisi

(HAK-PAR) Genel başkanı

About Post Author