Diyarbakır’da 15-16 Haziran’da yapılacak konferansa neden katılmıyoruz?
15-16 Haziran tarihlerinde Diyarbakır’da yapılacak olan konferansla ilgili partimizin tutumunun ne olduğu konusunda kamuoyunu bilgilendirmek üzere aşağıdaki açıklamayı yapmayı uygun gördük:
Bir süre önce, Öcalan’ın önerisi üzerine biri Ankara’da, diğerleri Diyarbakır, Erbil ve Avrupa’da olmak üzere dört konferans düzenleneceği kamuoyuna yansıdı.
Söz konusu konferanslardan ilki 25-26 Mayıs’ta Ankara’da yapıldı. Biz buna davetli değildik. Bunun Yalnızca Türk kesimine, Türk aydınlarına yönelik olduğu anlaşılıyor.
Diyarbakır’da yapılacak olan konferansla ilgili olarak geçtiğimiz Nisan ayında dolaylı olarak bilgi edindik. Konferansa katılmaları için kendilerine öneri götürülen ÖSP ve KADEP’den arkadaşlar bize bilgi verdiler. Yani bize herhangi bir öneri gelmemişti.
Daha sonra 12 Mayıs’ta bir DTK-BDP heyeti Diyarbakır İl örgütümüzü ziyaret ederek orada hazır bulunan iki Genel Başkan Yardımcımız ve İl Başkanı ile görüştüler, Haziran başında yapılması düşünülen konferansa bizi parti olarak davet ettiler. Kendilerine bu konuyu organlarımızda değerlendirip cevap verileceği söylendi.
Bu daveti izleyen günlerde öneriyi Başkanlık Kurulu üyelerimizle değerlendirdik ve varılan sonucu BDP’ye 16 Mayıs tarihli bir mektupla ilettik. Mektupta amacı ve çerçevesi net olmak ve aceleye getirilmemek koşuluyla, birlikte bir konferans toplanmasını olumlu bulduğumuzu, bunun için öncelikle siyasi parti temsilcilerinin bir araya gelip konuyu görüşmelerini, toplantının amacının ve gündemin, katılacak sivil toplum örgütlerinin vs. bu şekilde belirlenmesini istedik ve şöyle dedik:
“Bu zaman isteyen bir iştir. Oysa bize gelen öneriye göre şurada ancak 15 günlük zaman kaldı. Bu nedenle, ortak katkılarla bir konferans toplanacaksa, bunun bu yılın sonbaharına ertelenmesini ve buna hazırlık için şimdiden, konferansın amacını, gündemini, zamanını, katılacakları ve bunun biçimini belirlemek üzere siyasi partilerin temsilcilerinin bir araya gelerek konuyu görüşmelerini öneriyoruz..”
Bu mektubumuzdan birkaç gün sonra bize iletilen, Gülten Kışanak ve Selahattin Demirtaş imzalı mektupta, önerilerimizin hiç birine değinilmiyor, BDP olarak söz konusu konferansa katılacakları belirtiliyordu.
1-2 Haziran’da Parti Meclisimiz toplandı, bu konuyu da değerlendirdi ve şu sonuca vardı: Önceden bize haber verilmeden düzenlenmiş olan, daha sonra da önerilerimizi göz önüne almayıp alel acele toplanan, katılımcıların tek yanlı belirlendiği, gündemin belli olmadığı bu konferansın amacı, Kürt hareketinin mevcut durumu görüşüp tartışıp ortak politikalar üretmesi değildir. Olsa olsa MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Öcalan arasında varılan uzlaşmayı Kürt kesimine benimsetmek veya öyle göstermek içindir. Söz konusu uzlaşmanın ne olduğu ise belirsizdir.
Eğer amaç son “süreci” değerlendirmek ise, zaten bizim bu “sürece” ilişkin görüşlerimiz bellidir ve kamuoyunca biliniyor. Silahların susmasını olumlu buluyoruz. PKK tümden silah bıraksa daha da iyi olur. Ama bu tek başına ne çözümdür, ne de barıştır. Çözüm Kürt halkının tüm temel haklarının tanınmasıyla olur. Kalıcı barış da böyle sağlanır.
Bu nedenlerle HAK-PAR olarak söz konusu konferansa katılmayı uygun bulmadık.
Bilgi için kamuoyuna duyurulur.
Kemal Burkay
HAK-PAR Genel Başkanı
11 Haziran 2013