GÜNCEL

18 Kasım 2012

HAKPAR PARTİ MECLİSİ SONUÇ BİLDİRGESİ

 

Barışçı, özgür, demokratik bir Ortadoğu İstiyoruz.
 

Kürt sorunu tüm ülkelerde adalet ve eşitlik temelinde çözülmeli
 

5. Kongre sonrası ilk toplantısını yapan Parti Meclisimiz, Kongrenin gerek konuklar ve mesajlar, gerek partililerin ve dostlarımızın katılımı bakımından düzeyli, kitlesel ve coşkulu geçtiğini, geleceğe yönelik olarak umut verdiğini saptadı; bu nedenle bir bütün olarak parti örgütümüzü kutladı ve partinin örgütsel çalışmasının her bakımdan yükseltilmesi, parti örgütlerinin güçlendirilip yaygınlaştırılması için tüm üyelerimize çağrıda bulundu; HAKPAR’ın programını benimseyen, özgürlüğe ve barışa değer veren tüm yurtsever, demokrat insanlarımızı HAK-PAR saflarında görev almaya, Partimize destek vermeye çağırdı.

Parti Meclisimiz, 60 günü aşkın süredir devam etmekte olan açlık grevinin sona ermiş olmasını, gerek açlık grevi eylemindeki tutuklu ve hükümlülerin hayatı ve sağlığı bakımından, gerekse buna ilişkin gerilimin düşmesi bakımından memnuniyetle karşılar. Grevcilerin sesleri kamuoyuna gereği gibi yansıdı, hükümet de anadilde savunma hakkını sağlayacak olan bir yasa teklifini Parlamento’ya sundu. Bu olumlu bir gelişmedir. Ancak tercüman masrafının sanık ya da hükümlülere yüklenmesi adil bir uygulama değildir. Yargı görevinin yerine gelmesi için gerekeni yapmak devletin görevidir ve buna ilişkin tüm masrafların da devletçe karşılanması gerekir.
 

Ayrıca, grevcilerin tek talebi anadilde savunma değildi. Anadilde eğitim de bu taleplerden biri idi. Bu aynı zamanda öteden beri Kürt halkının tamamının meşru ve temel bir talebidir. Hükümet ve parlamento buna ve diğer temel taleplere ilişkin olarak, çözümü belirsiz bir geleceğe ertelemeden, yeni gerilimlerin doğmasına yol vermeden gereken adımları atmalıdır. Yapım çalışmaları devam eden yeni Anayasa bu bakımdan bir fırsattır. Anayasa’nın Kürt sorununun çözümü ve diğer demokratikleşme adımları bakımından elverişli bir zemin yaratması için gereken yapılmalı; onun anadilde eğitimi, Kürt kimliğini tanıyacak yeni bir vatandaşlık tanımını ve federal çözüme de açık olacak biçimde yerinden yönetim ilkesini içermesi sağlanmalıdır.

Parti Meclisimiz bölgedeki son önemli gelişmeleri değerlendi ve Suriye sorununun çözümü bakımından 5. Kongremizde alınan karara ve Kongre sonuç bildirisinde dile getirilen görüş ve önerilere bir kez daha vurgu yaptı. Uluslararası büyük güçler, sorumlu kurumlar, en başta da Birleşmiş Milletler Örgütü bu ülkede dökülen kanı bir seyirci gibi izlemeye son vermeli, çatışmaların bir an önce sona emesi için gerekeni yapmalı, çatışan ve ilgili tarafların bir masa çevresinde bir araya gelmelerini sağlayarak Suriye sorununa barışçı bir çözüm bulmalı. Biz Hak ve Özgürlükler Partisi olarak Suriye’de bu kanlı boğazlaşmanın bir an önce sona ermesini, Suriye’nin serbest seçimler sonucu demokratik bir düzene geçmesini ve bu ülkedeki tüm etnik grupların hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak bir yapılanmayı destekliyoruz. Bize göre bu demokratik ve federal bir Suriye olmalı; Kürt halkı da nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu Batı Kürdistan’da kendi kendini özgürce yönetmelidir.
 

Son günlerde Irak’ta Maliki yönetimi ile Kürdistan Bölgesel yönetimi arasında gerek Kerkük sorununun çözümü, gerek enerji kaynaklarının işletilmesi ve denetimi konularında, gerekse Suriye’deki gelişmelere yönelik farklı tutumlar nedeniyle kaygı verici bir gerilim yaşanmaktadır. Bağdat Merkezi Yönetimi, büyük çoğunluğu Kürdistan’dan çıkan petrolden, Kürdistan Federe Bölgesi’ne verilmesi için üzerinde uzlaşılmış olan payı bile vermemek için mızıkçılık yapıyor. Merkezi hükümetin Kürdistan bölgesine yönelik olarak yeni bir askeri güç oluşturması ve müdahaleden söz
 

etmesi ise gerilimi arttırmaktadır. Maliki rejiminin söz konusu provokatif ve tehditkâr tutumu Irak’ta bir türlü durulmayan gergin siyasi ortamın daha da kötüye gitmesine yol açacaktır. Kerkük sorunu Irak Anayasası’nda belirlendiği biçimde, Kerkük çerçevesinde yapılacak referandum sonucu belirlenecek halk tercihine göre çözülmeli, Bağdat, Kürdistan bölgesel yönetimine sorunlar çıkarmaktan ve tehditkâr bir tutumdan vazgeçmelidir. Bu tür şoven ve ayrımcı politikalar geçmişte Irak’a bir yarar sağlamadı ve bundan sonra da sağlamayacaktır.
 

Son günlerde Filistin-İsrail arasındaki gerginlik bir kez daha tırmandı ve yeni çatışmalara yol açtı. HAK-PAR olarak bu gelişmeyi de kaygı verici buluyoruz.

Ortadoğu’da hem Kürt sorunu bölgenin tüm ülkelerinde adalet ve eşitlik ölçülerine uygun biçimde çözülmedikçe, hem de Filistin-İsrail çatışması adil bir barış temelinde sona ermedikçe bölge bir bütün olarak barışa ve istikrara kavuşamaz. Partimiz sorunların savaş ve kaba güç yoluyla değil, ilgili tarafların hak ve özgürlükleri temelinde varılacak uzlaşmayla çözümünden yanadır.
 

Biz barışçı, özgür, demokratik bir Ortadoğu istiyoruz. Bu mümkündür ve bölgedeki tüm halkların yararınadır.
 

18 Kasım 2012

 

About Post Author